Bozcaada'nın begonvillerle bezenmiş sokaklarında filizlenecek bir aşka şahit olmaya hazır mısınız?😍
Ada Sönmez, Bozcaada'da doğup büyüyen genç bir iş kadınıdır. Dedesinin yıllar önce kurduğu oteli işleten, sorumsuzluğa asla göz yummayan, fazlasıyla...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🏝️🌊16.BÖLÜM🏝️🌊
"Bir dakika, bir dakika. Nasıl oluyor bu? Bizim otelin hissesi nasıl sende olabiliyor?"
"Gel yukarı çıkalım sana her şeyi anlatayım," deyip suyuma gitmeye çalıştığında işi yokuşa sürmemek için sesimi çıkarmadan odadan çıktım. Gerginlikten yine tüm bedenim kaskatı kesilmişti.
Merdivenleri sessiz bir şekilde çıktıktan sonra Ertuğ amcadan önce davranıp odaya girdim. Bedenimi tekli koltuklardan birine bıraktıktan sonra onun da oturmasını bekledim. Daha başıma ne gelebilir dedikçe daha fazlasının gelmesi çenemi kapalı tutmam için bir işaret olmalıydı herhâlde. Ve eğer gerçekten öyleyse bu dakikadan itibaren sessizlik yemini bile edebilirdim.
"Bundan on beş sene önceydi," diye söze başladı Ertuğ amca. Ona bakarken sinirli değildim fakat olanları anlamaya çalıştığımdan dolayı fazlasıyla gergindim. "Senin ilkokula gittiğin zamanlardı. Deden kazanılması çok zor bir ihaleye girmiş ve kaybetmişti. O ihalenin olumlu sonuçlanmasına bağlı olarak da bir borcunu kapatacaktı fakat işler umduğu gibi gitmedi. Alacaklılar kapıya dayanmıştı ve belalı tiplerdi. Dedene iki gün mühlet vermişler ve ödemediği takdirde canını alacaklarını söylemişlerdi. Başta deden onların bu dediklerini umursamadı. Ama ne zaman ki adamlar senin varlığından haberdar oldular ve dedeni seninle tehdit ettiler, işte o zaman dedenin etekleri tutuştu. Kendi canı önemli değildi fakat sana bir şey olmasına izin veremezdik. Arkadaşımın o halini gördükçe bende kahroluyordum ama elimden de bir şey gelmiyordu. En az onun kadar bende sıkışık zamandaydım. Sonra tam da adamların geleceği gün bizim otele toplu bir rezervasyon yaptırıldı ve parası peşin ödendi. Adamların istedikleri paranın tamamı değilse bile üstüne eklenerek borcu kapatmaya yetecek bir meblaydı. Müşterilerden parayı alır almaz soluğu dedenin yanında aldım. İlk başta parayı bulmuş olmama çok sevindi fakat sonra kabul edemeyeceğini söyledi. Dedim ya, benim de elim sıkışıktı ve deden bunu biliyordu. Yalvardım, dil döktüm, en son ayaklarına kapanacak vaziyete geldiğimde kabul edeceğini ama karşılığında otelin belirli bir kısmını bana vereceğini söyledi. Başta ben de onun yaptığını yaparak bu teklifini şiddetle reddettim ama ben kabul etmezsem o da parayı almayacaktı. Sırf işin ucunda senin hayatın söz konusu diye el mecbur bu kâğıda imza atmak zorunda kaldım," dedi elindeki dosyayı havaya kaldırırken. "Deden adamlara parayı verdikten sonra bu mevzu da kapanmıştı. Hatta bu hisse olayı bile aklımdan çıkmıştı. Ta ki siz iki fırlama, yaptığımız tüm planları bozana kadar..."
