Selam bebeklerimmm 🧡🧡
İyi okumalar...
|||||
Minho özenle hazırlanmış, lacivert takımını giyip içine siyah gömleğini kombinlemişti. Aynada şık pantolonun sardığı kendi kalın baldırlarına bakarken yan gülüş atıp mırıldandı "Aklımı çeliyorsun Jisungie~"
Lacivert kemerli saatini de ekleyip parfümünü sıkınca fazlasıyla şıktı. Saçları hafif dağınık ama özensiz değildi ve bu oldukça çekici görünüyordu. Minho cüzdanını, telefonunu ve anahtarlarını alıp aşağı indiğinde seslendi içeride kızıyla ilgilenen Yuna'ya.
"Yuna, ben çıkıyorum şimdilik sana emanet olsun Seungmin evde değilmiş geç haber verdiğim için ona teklif edemedim."
Mahçup ifadeyle gülümsediğinde Yuna ona kocaman gülümseme sundu. "Önemli değil Minho Bey. Umarım ağlamadan durur benimle."
"Jisung ile sınıfta aralıksız 2 saat duruyor bence burada seninle de durabilir alıştı sanırsam." dedi kararsızlıkla Minho. Sınıfta duran çocuk kendi evinde de durabilirdi değil mi? Jisung yerine Yuna olması önemli olmazdı herhalde.
Yuna, bu cümleyle içindeki kıskançlığın kendini gösterdiğini hissediyor, onu geri göndermeye çalışıyordu. Jisung ile durabiliyorsa onunla da durabilirdi, hem onu Jisung'dan çok daha uzun süre görmüştü.
"Çıkıyorum. Liva'm~ Ben Jisung öğretmenin ile konuşup gelicem tamam mı kızım?" şirince gülümsedi.
Liva da ona gülümseyerek "Minooo Jiiissiiiii." diyerek iki kelimelik devasa (!) cümlesini kurmuştu. Minho ona gülümseyerek el sallayıp çıktı oradan.
|||
Okul biraz erken gelmiş ve bekleme alanında beklemişti. İlerideki sürgülü kapı nihayet açıldığında geçen gün gördüğü yabancı uyruklu adam ve Jisung gülüşerek çıkıyorlardı.
Jisung gülüşlerinin arasında Minho'yu görünce Oscar'a baş selamı verip "Haftaya aile eğitiminde bu konunun üzerinde duralım daha geniş kapsamlı bir sunum hazırlayıp size dosya olarak iletirim evde de incelersiniz. Görüşmek üzere." dedi. Adam onun kelinelerini nihayet anlamlandırabildiğinde gülümseyerek kapı önünden "Görüşürüz Jisung'um hoca" diye seslendi ve gitti.
"Jisung'um?" Minho sorgulayıcı bakış atarken Jisung geniş ağız gülümseyerek karşısına geçti adamın. Bir elini omzuna nazikçe yerleştirip çapkın gülüşünü yüzüne yerleştirdi istemsizce. "Hocam diyemiyor sahiplik ekini ismime ekliyor, yabancı o. Ben sizin Jisung'unuzum unuttunuz mu?" dedi dün Minho'nun çıkmadan önce ona seslenme tarzını hatırlatarak.
Minho elini beline sarıp kendine çekti Jisung'u. "Öylesin, ben senin Minho'n muyum?" dedi aynı şekilde. Açık açık flört ediyorlardı. Minho henüz karşısındaki cevap veremeden devam etti. "Yok o olmadı. Ben senin hayatın, sevdiğin, flörtün, gelecekti kocan, yakışıklı sevdalın Minho'n muyum?"
Jisung onun bu söylediğiyle ufak çaplı kahkaha attı Jisung. "Öylesin." dedi aynı Minho gibi ama Minho durmadı.
"Nasılım, neyim anlamadım?" dedi tekrar etmesini istiyordu. Jisung hatırlamak için bir süre yukarı baktıktan sonra geniş gülümsemesiyle tekrar gözlerine baktı Minho'nun. "Hayatım, sevdiğim, flörtün, yakışıklı sevdalım Minho'msun."
"Hmm sanki bir tanecik şey unutuldu."
Jisung yüzünü Minho'ya yanaştırıp dudaklarını birbirine değdirdi. "Gelecekteki kocam~" Fısıltısını ve nefesini hisseden Minho karnındaki kelebekleri hissedebiliyordu. İçi gıdıklanmıştı resmen.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özel Sevgim || Minsung
Fiksi RemajaEşi tarafından özel çocuğuyla terk edilen Minho hayatını meleğinin eğitimine adayacağına ve hayatlarına başka birini almayacağına yemin etmişti... Karşısına o güzel özel eğitim öğretmeni Han Jisung çıkana kadar.