10. Bölüm - Kader

177 12 30
                                    

İyi Okumalar tatlışlaarrr <33

Nasılsınız iyi misiniz? Umarım iyisinizdir diyerekten bölüme geçeliimm.

*****

Cihangir Balamir

Aklım çıkmıştı ona bir şey olacak korkusuyla. Şükür ki bir şey olmamıştı, sapasağlam yanımda duruyordu Kumsal. Ölüm sessizliği olan ortamda telsizden bir ses yükseldi. Şehidimiz vardı. Can verdiği bayrağa saracaktık bedenini. Şerefli son görevini de yerine bırakıp göçmüştü buralardan aslanım. 

"Vatan sağ olsun!" dedik bir ağızdan. Sonra yavaş yavaş indik araçtan. Herkes binanın içine yöneldi. Gözlerim Kumsaldaydı çünkü o gitmiyordu. 

Normal fakat buz gibi bir sesle "Sen de içeri, Kumsal." dedim. Gözlerini bana dikti, tek kaşını kaldırdı. Tavrımdan kaynaklı olduğunu düşündüm.

Bu sefer gerçekten hak etti, Kumsal'a her ne kadar aşık olsam da bi bakışına yelkenleri suya indirmeyelim biraz naz yapalım.

Göz devirdim. Erkek adam naz mı yapar? Eril enerjisini kaybeden yeni nesil bebelerinden değilim ben, demeyi uygun gördüm. 

Ay aman be sende yani tamam anladık ciho en erkek sensin.

Benim tabi lan.

"Tanımıyorum kimseyi, neden içeri gireyim?"

"İnan buradaki herkes sen ve diğer vatandaşlar rahat etsin diye var oldu. Kaçarken de kimseyi tanımıyordun fakat gönül rahatlığıyla nasıl kaçtıysan şu an da o cesareti gösterip içeri girebilirsin. Önüme düş ve yürü." 

"Ooov sert erkek Arslanoğlu mu? En bi sevdiğim, haşin erkeğimmm." Kartal konuşmaya başladı. 

"Kartal sülaleni severim seni de severim. Zorlama kardeşim arka odaya bile gitmeden hallederim şurda seni." Kartal cevap vermeyince üçümüz de içeri girdik. 

Aklıma Kumsal'ın orada bir şeyler yememiş olması geldi. Kolundan tuttum, mutfağa yönelttim. 

"Napıyosun ya, bıraksana kolumu be adam." 

"Yemek yiyeceksin Kumsal. Çöp gibi kalmışsın baksana şu haline." Sana ne derse fena göte gelirdim. Umarım demezdi. Ki dememişti de, güzel güzel yemek yemişti. 

*****

Laçin Kumsal

Cihangir'e çok benzeyen bi amcanın odasına gelmiştik. Masanın üzerindeki fotoğraflarda da tahmin ettiğim kadarıyla Cihangir vardı. 

Yanında bi kızla vardı, evet.

Amcanın adını öğrenemiyordum çünkü gizli kalması gerekiyormuş, siviller bilmezmiş. 

"Kızım seni kaçırdıklarında onları bir şeyler konuşurken duydun mu hiç? Devletimiz için çok önemli bir konu." şeklinde babacan bir tavırda yaklaştı. Biraz düşündüm bir ara uykuyla uyanıklık arası bir şeyler duymuştum. 

"Efendim tam hatırlamıyorum ama uykuyla uyanıklık arası bir şeyler duymuştum. Yaşlı kurdu indirmemiz lazım diyoruz da ondan sonra gelecek olan yaşlı kurttan da beter, şeklinde bir şeyler dediler uyandığımı görünce de sustular." dedim. Söz konusu vatanım, devletimse olmayan beynimi çalıştırabilirdim. Kendi düşünceme güldüm, komikti. 

"Beni nah indirirler buradan. Allah'ın izniyle son nefesimi de burada otururken vereceğim." sert ve sinirli bir şekilde konuşunca hafiften tırsmıştım. Cihangir'in babasının bu olduğuna artık emin olmuştum. 

ÇAKILTAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin