TEŞKİLAT

Bölüm 1 - TEŞKİLAT

EVA

Daha ne kadar ikna edici olabilirdim artık bilemiyordum. Elimdeki bir dolu dosyayı editörün masasına yığarken bana "Yine ne var Eva?" diye sorduğunu duydum. Dosyaları işaret ederek, "Bakın Aydın Bey bu sefer gerçekten ilginizi çekeceğini düşündüğüm kanıtlarla geldim." heyecanlı heyecanlı. Pek ilgisini çekmediği açıkça ortadaydı ama bu işin peşini bırakmaya niyetim yoktu.

"Size daha önce bahsettiğim oluşumla ilgili daha somut kanıtlar buldum. Adı bazı resmi evraklarda Teşkilat diye geçiyor..." Aydın Bey sözümü yarıda keserek umursamaz bir ifadeyle, "Anlamıyorum Eva, tüm bunların annen ve nişanlının kaybolmasıyla ne ilgisi var?"

Hemen masadaki dosyalardan birisini alıp aradığım sayfayı bulduktan sonra adama göstererek konuşmaya başladım. "Bu şirket annemin çalıştığı jeoloji enstitüsü. Şirketin sahiplerine bakın, Mümtaz Çilingir ve Evren Kara." Sonra başka bir dosyayı alıp sayfalardan birisini açıp "Bu da nişanlımın çalıştığı devlet makine endüstrisinin dosyası. Başmüdür kimmiş bakın, Evren Kara." Başka bir dosyaya elimi uzattığımda Aydın bey elimi tuttu ve "Tamam artık sadede gel." dedi.

"Açıkçası Teşkilatla ilgili somut bir bilgi yok, böyle bir oluşumun var olması dışında. Bu dosyalarda birçok özel ve devlet kurumuyla ilgili bilgiler var. Sağlık, ulaşım, iletişim, istihbarat gibi kurumlarla ilgili çok detaylı olmasa da bazı çıkarımlar yapabilmemi sağlayan bilgiler bunlar. Tüm bu kurumların yönetiminde ya da üst düzey herhangi bir rütbesinde bulunan tek bir isim var, Evren Kara. İşin ilginç yanı ise tüm bu önemli kurumların bu kadar önemli konumlarında yer alan bu isim hakkında hiç bir bilgi olmaması."

Aydın Bey, söylediklerimi oturtmaya çalışıyormuş gibi bir süre bekledikten sonra "Peki Evren Kara'nın Teşkilatla herhangi bir bağı olduğu kanısına nasıl vardın?" diye sordu. İçimden bu soruyu sorduğu için minnet duydum. Çünkü hazırlıklıydım ve kendimden emin bir şekilde konuşmaya başladım.

"Elimdeki bu ipuçlarını kullanarak uluslararası bir araştırma yapmaya başladım ve bundan yaklaşık yüz elli yıl kadar öncesinde Amerika'da kurulmuş Squad adında bir topluluğa rastladım. Amerika'daki çoğu devlet olmak üzere bir sürü büyük kuruluşun, çok önemli hatta insanlığın kaderini değiştirebilecek kadar önemli bir takım deneyler için alt yapı oluşturduğunu hatta ve hatta bu kuruluştan bilgi sızmasını ve dışarıdan gelebilecek tehditlere karşı korunması için bir grup eğitimli ajanı da bünyesinde bulundurduğunu öğrendim. Daha da önemli olanı ise bu kuruluşların tamamında Stephen Blanks diye birinin isminin geçiyor olması, tıpkı Evren Kara gibi. Bu da kadrosunda Evren Kara'nın bulunduğu tüm kuruluşların bu Teşkilat adı verilen oluşumun çatısı altında olduğu ihtimalini güçlendiriyor"

Sonunda Aydın Bey'in ilgisini çekmeyi başarabilmiştim. Yüzünde bir tebessüm vardı. Sanki yapacağımız bu haberden sonra gazetecilik cemiyetine nasıl damga vuracağımızı falan düşünür gibiydi. Belki de ben öyle düşünmesini isterdim. Sonra konuşmaya devam ettim.

"Deneyleri yapmaya başladıktan sonra büyük bir gizlilik içerisinde hareket etmişler ve bulduğum bazı kaynaklarda başarılı oldukları yazıyordu ya da öyle iddia edilmiş tam emin değilim, sonra bu tecrübelerini tüm dünyayla paylaşmak ve yaptıkları bir icadı başka ülkelere satıp gelir sağlamak için görüşmeler yapmışlar ama pek ilgilenen olmamış."

"Peki annen ve nişanlının kaybol..."

" En sonunda da" diyerek lafa atladım, "mali sebepler yüzünden her şeyi rafa kaldırmaya karar vermişler ve bu karardan sonra deneylerde görev alan bazı bilim adamları sırra kadem basmış."

Aydın Bey heyecanlı heyecanlı "Peki neymiş bu tüm dünyanın kaderini değiştirecek kadar önemli şey, bu adamlar ne icat etmiş?" diye sordu. Cevabımın gülünç gelmemesi için ekstra çaba sarf etmeliydim. "Açıkçası tüm bu hikayenin en ilginç yanı da burası. Bu topluluk...Bu topluluk zamanda yolculuk denemeleri yapmış ve icat ettikleri zaman makinesi gibi bir şey."