Bölüm 15 - YEŞİL DOSYANIN İÇİNDEKİLER

235 16 3
                                    

*7 SENE ÖNCE *

ILGAZ

Bugün yine her zamanki rutininde ilerlemişti. Sabah altıda kalkıp bir saat koşudan sonra kahvaltılarımızı yapıp tekrar antrenmana çıktık. Bölükten farklı bir alanda sporumuzu yapıyor, yemeğimizi yiyorduk. Hatta bulunduğum yirmi kişilik ekiple birlikte başka bir yatakhanede kalıyordum. İki hafta önce komaya giren bir arkadaşımızla mevcudumuz on dokuz olmuştu. Tavanları yüksek her yeri beyaz mermer ve fayans döşenmiş bir binaydı. Biraz hastane biraz da mezar taşını anımsatıyordu. Ürkünç olduğunu kabul ediyorum ama bunların yanında hep diğerlerinden bir adım öndeydik. Bize hep daha iyi davranılır yapılacak operasyonlarda, eğitimlerde hep fikirlerimiz alınırdı. Özel bir güç sınavından geçmiştik zaten. Askerlik bizim için zorunlu meslek değil aksine yaşam biçimiydi. Hafta sonu izinlerinde bile çok çıkmaz genelde askeriyede vakit geçirirdik. Evimiz gibiydi artık. Tabi bir de ailemiz dediğimiz insanlar vardı. Yirmi kişilik ekipte hemen hemen herkesle iyi anlaşırdım. Hepimiz iyi arkadaştık ama Emre'yle diğerlerine nazaran daha yakındık. Kardeşim gibi görüyordum onu.

Sanki benliğimi fark ettiğimden beri buradaydım. En iyi anılarım en yakın dostum Emre'yleydi. Fakat son zamanlarda hareketlerindeki değişiklik tuhafıma gitmeye başlamıştı. Aşırı sinirli ve aşırı ürkek hareketleri vardı. Hiç tarzı olmayan şeyler yapıyordu. Geçen gün yüksek sesle kahkaha atan Ahmet'in üstüne yürümüştü. Aksine Emre neşeli insanlarla neşelenen bir çocuktu.

Yaklaşık bir aydır bizim birimde de garip kurallar çıkmıştı. Sıradan birer er olmamamıza rağmen akşam yemeğinden sonra en fazla bir saat ayakta durmamıza müsaade ediliyordu. Hatta her gece yatakhanede denetim yapıldığı söyleniyordu. Fakat şimdiye kadar kimse denetim yapan asker görememişti. Herkes çoktan uyuyakalmış oluyordu çünkü. Öğün atlamamız da yasaktı. Mutlaka her yemeğe katılmak ve yemek zorundaydık.

Geçen gece hayal meyal koğuşa beyaz gömlekli adamlar girdiğini ve fısıldaştıklarını duydum. O kadar uykuluydum ki ne dedikleri anlayamadım. İşin aslı bu durumdan kıllanmaya başlamıştım. Bir ay önce garip kurallar gelmiş. İkinci haftasında bir arkadaşımız Emre gibi sinirli hareketlerde bulunmaya başlamıştı. Zaten hemen sonrasında komaya girip askeri hastaneye kaldırılmıştı. Ne zaman onu sorsak ya konu kapanıyor ya da geçiştiriliyordu. Bu mesele hep içimi kemiriyordu ama herhangi biriyle paylaşmaya çekiniyordum. Bir akşam farklı bir şey denemeye karar verdim.

Akşam yemeği vakti geldiğinde planımı çoktan yapmıştım. Kararlılıkla yemeğimi alıp göle doğru bakan cam kenarındaki masaya, bizimkilerin yanına oturdum. Yemekler bugün gerçekten iyi gözüküyordu ama midemde çok durmayacakları için pek önemi yoktu.

Yemeğimizi büyük bir iştahla yedik. Tam karşı masamızda komutan oturuyordu .Biraz yüksek sesle arkadaşlarıma, "Beyler ben doydum lavaboya gitmem lazım, size afiyet olsun." dedim, aynı zamanda komutana da işittirmeye çalışıyordum. Masadan kalktım.

Hemen aceleyle tuvalete girip tek tek tüm kabinleri kontrol ettim. En sondaki kabine girip kapıyı kilitledim. Klozetin kapağını açıp parmağımı boğazıma soktum. Zaten yeni yediğim için ilk öğürmede yediğim her şeyi çıkarmıştım. Hemen sifonu çekip elimi yüzümü yıkadım. Yemekhaneye çıktım. Çok doymuş gibi davranıyordum. Göbeğimi şişirmiş ovalıyordum. "NE YEDİM BEE"

Çay saati ikramından sonra herkes yatakhaneye çıktı. Benim dışımdakilerin fazlasıyla uykusu gelmiş gibi görünüyordu. On dakika olmadan herkes yatağına girmiş birkaç kişiden horlama sesleri geliyordu bile. Kafamı kaldırdım. Hemen yanımda yatan Emre'yi dürttüm. Ölü gibiydi. Bu kadar kısa sürede bu kadar derin uykuya dalmasının imkanı yoktu. Hemen diğer yanımda yatan Ali'ye dokundum. Sonra hızlı hareketlerde itikledim. Onda da tepki yoktu. Bir şüphe uğruna denediğim şey doğru çıkmıştı. İçimi bir ürperti aldı. Hemen yorganı çekip gözlerimi kapattım. Uyuyakalmamak için içimden şarkı söylüyordum. Kafaya koymuştum. O adamları tekrar görene kadar akşam yemeklerinde aynı şeyi yapacaktım. Bir gözümü hafifçe açıp ay ışığından biraz aydınlanan odadaki saati kestim. Yaklaşık bir saat olmuştu. Bana da biraz uyku bastırmaya başladı.

TEŞKİLATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin