Zeynep evden çıktıktan sonra açılmış koltuktaki çarşaflara baktım. Gözlerim yine doluyorken nefesim kesiliyordu. Kapı hırsla çalınınca kendimi toparladım. Zeynep bir şeyi unutmuş olmalıydı.
Olduğum yerden kalkıp kapıya ilerledim hızlı şekilde. Kapıyı açarken homurdanıyordum bir yandan.
- Neyini unuttu..
Cümlem boğazıma doluyorken evime hızla giren adımlar ve kapanan kapı bir zamanlar tanıdığım yüze çevrildi. Gözleri kırmızıydı uykusuzluktan. Yıllar yüzündeki küçük kırışıklıkları artıyordu.
- Ne yüzle buradasın defol.
Sesim sakin çıkıyorken gözleri bana döndü. Koridorumda duruyorken nefes almaya çalışıyor gibiydi. Sesim öfkeli bile değildi. Sanırım beni şasırtması gerekirdi ama onun için bile yorgundum.
- Gölge gitmelisin.
Kaşlarım çatılıyorken o kendini toparladı ve dik şekilde durdu. Ellerini birbirlerine sürtüyordu sanki sakinleşmek için. Onu en son bu kadar korkmuş göreli kaç yıl olmuştu.
- Simge çık evimden.
Başını hayır anlamında salladı sertçe. Ciddiydi. Uzun süredir olmadığı kadar. Bunca yıldır gelip ne diyecekti. Nefesini topladı ve ellerinin derisini yüzecek gibi ovuşturmayı bıraktı.
- Ateş'in ailesi mafyaya gittiler senin için annenlerin yanına git Gölge. İsviçreye git lütfen.
Söylediği ile gözlerimi devirdim. Yanından geçip salona ilerledim. O peşimden geliyorken yorgun bedenimi koltuğa attım.
- Zaten biliyorum, ne zaman mafyadan korktuğumu gördün ki?
Salonun kapısında biraz durdu. Sonra içeriye ilerleyip içinde dönmeye başladı. Sakinleşmiyordu. En son koltuğa oturup bana baktı endişeli bakışları ile.
- Bu farklı herif ciddi biri. Serdar gibi bir mafya düşün emrinin altında binler var.
Omuz silktim umursamazca. Serdar da beni korkutmazdı hiç bir zaman.
- Ee? 21 yaşında kıza mı takıcakmış ki kafayı?
Simge derin nefes aldı. Omuzları çöktü içine doğru. Gözlerini kapatıp açtı düşünce dağıtır gibi.
- Kimlik ismini verdiler şuan onun için genç bir kızsın sadece. Ya biraz daha araştırınca.. isminin Gölge olduğunu öğrendiğinde ne olur sence?
Söylediği ile yüzüm buruştu. Geçmiş geride bırakması imkansız bir leke gibiydi hep.
- Beni tanımıyordur.
- Tanıyor.
Anında gelen cevap ile derin nefes verdim. Yorgunluğum o kadar artıyordu ki. Bütün dünya üzerime geliyor gibiydi.
- Neden bu kadar eminsin?
Metanetli olmaya çalışıyordum. Telefonum çalınca ona baktım cebimden çıkarıp.
- Yıllar önce durdurduklarımdan biriydi.
Ateşin dayısı arıyor. Yine. Telefonu sessize alıp yana koydum ve sordum dalgın şekilde.
- Ne için?
- Red Dragon.
Duyduğum isim ile boğazım düğümlendi. Anılar doluyorken zihnime olduğum yerde öne eğilip ellerimi saçlarıma geçirdim. Sıkkın bir nefes verdim dudaklarımdan.
YOU ARE READING
in a room full of art i'd still stare at you
Fantasysahip olunan, olunabilecek anılar için kaybettiğimiz ve geri alınamayacak anılar için - gerçek adını kimseye söylememeye söz verdiğim ve hikayeyi okuyacağından yüzde yüz emin olduğum biri için.