Elimdeki sigaradan son nefesi ciğerlerime çekip kahve masasısına bastırarak söndürdüm. Hava kararıyorken biraz müzik dinlemek için koltukta elimi dolaştırdım halsiz şekilde. Yandaki çantamı buluyorken içinden telefonuma uzandım. Tam açmak için uzun basıyorken vazgeçtim. Simge büyük ihtimalle yüz defa aramıştı. Şuan bir de onu kaldıramayacaktım. Telefonu bıraktığım sırada demir kapının açılış sesi kafamı mahvetmişti. Gürültüsü her zamankinden çok daha canımı yakıyorken Sena yine burnundan soluyarak geldi bana doğru. Oturmadı sadece bakışlarını bütün dağınıklıkta baya gezdirdi.
- Kendini öldürmeye mi çalışıyorsun?
Derin bir iç çekerek gergin bir nefes bıraktım. Ciğerlerim kaburgalarıma batıyorken parmaklarımda dolanmış olan tokaya baktım.
- Başlama yine anti uyuşturucu kamu spotları gibi Sena.
Masaya eğilip poşet miktarlarını sayıyorken gözlerimi parmaklarımdaki tokadan hiç çekmedim.
- Sabahtan beri ne kadar kullandığını merak ediyor musun hiç hm?
Göz ucuyla ona baktığım sırada üzerime bir kaç poşet atıyorken öfkesesinin endişeyle birleştiği belliydi.
- Bokunu çıkarıyorsun artık Gölge.
Ben cevap vermeyince uzanıp sertçe parmaklarımdan tokayı çıkardı. Ben hışımla ayağa kalkarken bir kaç adım geri çekildi.
- Bu sik mi dağıttı seni bu kadar? Kapına biri seni öldürmeye geliyor ve bir şey olmuyor ama amına koduğumun tokası mı yıkıyor seni?
Derin nefes alıp dengemi korumaya çalışarak elimi uzattım. Sinirli bir tonda homurdandım dilimin döndüğü kadar.
- Ver şunu Sena.
Sena benden daha geriye çekilip uzaklaştırdı elini benden.
- Hayır. Bıktım bu hallerinden.
Üzerine daha giderken sinirimin sınırına ulaşıyordu.
- Ver dedim sana.
- Ya ver diyorum niye bu kadar ısrarcısın.
Elimdeki tokayı inceliyorken bir yandan yüzümde haylaz bir gülümseme vardı. Üzerime gelen bedenden kaçınmak için geriye gidiyorken yüzümü kaldırdım.
- Saçların omuzlarına dökülünce daha güzel toplama diyorum sana.
Bir kaç adım sonra dibimde biten bedenin yaydığı koku bütün hücrelerimi titretmişti. Gülüşüm aynıyken onunki sinir olmuş haldeydi.
- Uzadı şu sıralar ensemi kaşındırıyor toplayacağım sanane ya.
Elimi uzatıp saçlarını iyice karıştırıyorken kulağıma ilişen uyuz olmuş halleri daha da gülümsetiyordu sadece. Yanından hızla geçiyorken tokayı dar pantalomun cebine sokuşturdum.
- Of tamam takmayacağım geri ver en azından.
Başımı hayır anlamda sallarken sadece sokak lambasının biraz aydınlattı barın arkasında ellerim cebimde ilerledim.
- Hayır bende kalıyor.
Duyduğum iç çekmeler ve oflamalar git gide yanıma yaklaşırken kıkırdadım. Tam o sırada gözüme ilişen far ışıkları ile gülümsemem ciddileşti. Görüş açımdaki motor ile arkamı döndüm.
- Nalan sen içeriye gir geleceğim.
Ona kısa bir bakış atıyorken göz hizama Duman girmişti. Yoğun farları söndürüyorken motoru yavaşlattı. Nalan hep olduğu gibi asla sözümü dinlemeyerek bana yaklaştı. Heyecanlı şekilde koluma sarılıp konuştu.
![](https://img.wattpad.com/cover/348081209-288-k687708.jpg)
YOU ARE READING
in a room full of art i'd still stare at you
Fantasysahip olunan, olunabilecek anılar için kaybettiğimiz ve geri alınamayacak anılar için - gerçek adını kimseye söylememeye söz verdiğim ve hikayeyi okuyacağından yüzde yüz emin olduğum biri için.