kuşlar

3 1 0
                                    

(no.1 böyle iyi)

Elimdeki iki kafesi odanın dışına çıkarak komidine bıraktım. Babannem hafta sonu evde olmayacağından getirmiştim. Yem kutularından biri çıkarıp içindeki biriken çöpe baktım. Yandaki çöp kutusunu açarak boşalttım. Yeni yem poşetini açarak içine biraz doldurdum. Tam takıyorken arkamda hissettiğim beden ile omzumun üzerinden baktım. Tanıdık biri sanıyorken minik bir beden görmüştüm. Saçları yağlı şekilde taranmamış bir haldeydi. Üzerinde siyah bir kazak vardı baya kötü halde. Kapşonlusu tek kolundan düşmüştü. Meraklı bir ifade ile kafese bakıyordu. Anlamak için hafif şekilde başını eğdiğinde buraya nasıl çıktığını ben anlamamıştım. Kuş kafesinin önünden çekilince korkup bir kaç adım geri attı. O sırada yan odadan Duman çıkmıştı. Kızı görünce sinirli şekilde konuştu.

- Ne işin var burda. Yukarıya çıkamazsınız bilmiyor musun!?

Ben görüş açısına girince daha da korkmuştu Duman bir anda.

- Gölge..

Kıza direkt yaklaşıp kolunu tuttu ve hareketlendi. Benden özür dileyerek konuştu.

- Özür dilerim dikkatimden kaçmış.

Kız bir Duman'a bir kuşlara bakıyordu. Derin nefes alıp mırıldandım.

- Kalsın.

Söylediğim ile arkadaşım dönerek bana bana baktı. Kıza bir şey yapacağım diye çok korktuğu belliydi.

- Sorun yok git sen.

Sesimi biraz daha normal tuttum kızmadığımı anlasın diye. Baya bir tereddüt ederek bıraktı kolunu kızın. Başıyla onaylarak çıktı. O çıkana kadar kız hala kuşlara bakıyordu. Arkamı ona dönüp kuşların suluğunu çıkardım. Yandaki şişeden koyarken hala olduğu yerde dikildiği için konuştum.

- Yukarıya çıkacak kadar cesursun da yaklaşamayacak kadar korkak mısın?

Ben suluğu takıyorken küçük ama kararlı bir ses duydum.

- Kuşlardan korkmuyorum.

Omzumun üzerinden bakıp yüzünü izledim. Kaşları hafif çatılmış duruyordu. Elimde olmadan gülerek ona doğru döndüm.

- Benden mi korkuyorsun?

Hiç tepki vermedi. Cevabın evet olduğu belliydi. Kuşların yanından biraz uzaklaşıp elimle gösterdim kafesleri.

- Gel bak ısırmam.

O bir kaç adım teredütlü gelirken gülümseyerek konuştum.

- Kuşlarım ısırır ama.

Gözleri bana dönünce ona yukarıdan bakarak kalçamı yandaki koltuğa dayadım.

- Parmağını sokma yani.

Bir kuşlara bir bana bakıp şasırarak sordu.

- Onlar senin kuşların mı?

Başımı evet anlamında sallayınca inanamıyor gibi döndü üçüne.

- İsimleri ne?

Yeşil kafesi göstererek kızı izledim.

- Maviş ve Elmas o ikisi.

Anlamış şekilde başını salladı. Diğerine daha çok bakıyordu.

- Selma ismi onun.

Küçük kafesi incelerken konuşmaya devam ettim.

- Muhabbet kuşu değil o yüzden farklı.

Kız anlamış şekilde başını salladı. Sonra yan gözle bana baktı. Belli ki sormak istedikleri vardı ama çekiniyordu. Sonunda cesaretini topladı.

in a room full of art i'd still stare at youWhere stories live. Discover now