İlerleyen konuşmaya odaklanıyorken üzerim kurumuştu.
- Yeni aldım sayılır yani.
İçerideki konuşmayaları duyuyorken iç çektim. Kafamı dağıtan, beni bu gerginlikten uzaklaştıran tek şey oydu şuan.
- Yakışıyor sana.
Gülümsemesi yıllarca kafamdan çıkmayacak şekilde yerleşirken beynime saatin ilerlediğini fark ettim.
- Ailen uyanıcak.
Söylediğim cümle yüzünü düşürdü. Nefret ediyordum bütün her şeyden en ufak üzüntüsünde. Geçmişe çok gidiyordu zihnim. Tek isteğim biraz olsun o geçmişte kalmaktı.
- Kapatmalıyım sanırım.
Bir şey söyleyecek gibi durduğu için bekledim.
- Gölge kızacaksın ama orda da değilim ruhun içi-
- Nalan, yapma.
Sesimdeki eminlik ile sözü bulununca gözleri dolmuştu. Sesi titriyordu çok. Duysanız acırdınız emin olun.
- Bu dünyada.. asla olamayacağımızı hep biliyordum belki diğer.. diğer tarafta bir imkanı olur diye.. ben.. çok korkuyorum..
Dedikleri zor anlaşılıyorken öylece baktım. Kalbim parçalanıyordu ama söylemedim. Bende korkuyordum ama söylemedim. Söylemedim.
- Biz cenette asla birlikte olmayacağız Nalan. Benimle cehenneme gelmek istediğini sanmıyorum. Artık kabul et.
Başını eğdi, bir şey demedi. Ağlamıyor gibiydi nefesi bile çıkmıyordu. Söylediklerimi yutuyor gibiydi. Uzun süre bekledi.
- Cehenneme gelsem benimle kalır mıydın?
Fısıldadı gibi söylemişti. Bana söylemiş gibi bile değildi. Daha ağzımı açmadan kafasını kaldırdı. Dünyayı içine atmış gibi bir ifadesi vardı.
- Kapatıyorum.
Siyah ekran.
Telefonu elimden yavaşça bıraktım.
Sadece bir an istedim.
İçeriden Sena'nın sesi geliyordu Simge'yi içeriye almıştı.
Bir an.
Uğraşmam gereken çok şey vardı.
Tek bir an istedim.
Nalan'la sonsuza kadar kalabileceğim bir an.
Ne seçerdim bilemiyordum. Aklıma birden fazla geliyordu. İlk aşık olduğum an geliyordu aklıma. Sesini ilk duyduğum an. 10 yıl sonra asla aklımdan çıkmayan şarkıya girişi geliyordu. Koltuğa bile oturamadan konferans solonun bir köşesinde herkes sesine şok olmuş şekilde hayranken nefes bile alamadığım aklıma geliyordu. O anda sonsuza kadar kalabilir miydim..
Olmazdı.
Onda ona çok uzaktım, etraf çok kalabılıktı.
Işıklardan beni göremiyordu bile.
Şaşalı anılarımızı istemiyordum.
Basit bir anı.
İkimiz için basit bir anı.
Kafamı geriye yasladım sandalyede ve gözlerimi kapattım.
Basit bir an.
Hep içine dönebileceğim bir anı.
- Baya pembeymiş.
Konferans salonuna girince Nalan'a bakmadan etrafa bakındım. Tek başına koca salonda ne yapıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/348081209-288-k687708.jpg)
YOU ARE READING
in a room full of art i'd still stare at you
Fantasysahip olunan, olunabilecek anılar için kaybettiğimiz ve geri alınamayacak anılar için - gerçek adını kimseye söylememeye söz verdiğim ve hikayeyi okuyacağından yüzde yüz emin olduğum biri için.