Büyük kapılar yavaş yavaş açılırken, kapıdan biri geçti ve uzun koridorda yol almaya başladı. Yürürken etraftan ağlayan insan sesleri yükselirken, bunların arasında bazı insanlar bağışlanmak için dua ediyordu. En sonunda bu adam koridorun sonundaki beyaz ve siyah renkli kapıyı açtı ve içeri girdi. Odanın içerisi bembeyazdı ve büyük bir taht bulunduruyordu. Odadan bir ses şöyle dedi:
- 𝓢𝓮𝓷𝓲 𝓫𝓾 𝔃𝓲𝔂𝓪𝓻𝓮𝓽 𝓲𝓬̧𝓲𝓷, 𝓷𝓮 𝓰𝓮𝓽𝓲𝓻𝓭𝓲 𝓫𝓮𝓷𝓲𝓶 𝓼𝓪𝓰̆ 𝓴𝓸𝓵𝓾𝓶?
- Bana sağ kolum diye seslenmeyi bırak. Benim bir adım var biliyorsun...
- 𝓐𝓶𝓪𝓷 𝓫𝓮 𝓼𝓮𝓷𝓭𝓮𝓷 𝓭𝓮 𝓱𝓲𝓬̧ 𝓭𝓪𝓵𝓰𝓪 𝓰𝓮𝓬̧𝓲𝓵𝓶𝓲𝔂𝓸𝓻... 𝓝𝓮𝓻𝓮𝓭𝓮 𝓸 𝓮𝓼𝓴𝓲 𝓾𝓶𝓾𝓽𝓵𝓪𝓻𝓵𝓪 𝓭𝓸𝓵𝓾 𝔂𝓾̈𝔃𝓾̈𝓷? 𝓫𝓪𝓷𝓪 𝓸̈𝔂𝓵𝓮 𝓼𝓾𝓻𝓪𝓽 𝓪𝓼𝓶𝓪 𝓼̧𝓲𝓶𝓭𝓲.
- Sana nasıl bakacağım neden umurunda?
- 𝓢𝓪𝓷ı𝓻ı𝓶 𝓴𝓪𝓻𝓼̧ı𝓷𝓭𝓪 𝓴𝓲𝓶𝓲𝓷 𝓸𝓵𝓭𝓾𝓰̆𝓾𝓷𝓾 𝓾𝓷𝓾𝓽𝓾𝔂𝓸𝓻𝓼𝓾𝓷... 𝓐𝓿𝓸𝔁.
- Kabalığım için özür dilerim... Efendim... İş sırasında bir aksaklık yaşadı, ondan dolayı sinirim bozuk...
- 𝓚𝓲𝓶𝓶𝓲𝓼̧ 𝓫𝓾 𝓲𝓼̧ 𝓫𝓸𝔃𝓪𝓷𝓵𝓪𝓻 𝓫𝓪𝓴𝓪𝓵ı𝓶?
- Taşıyıcı ile Jack...
- 𝓐𝓱, 𝓫𝓮𝓷𝓭𝓮 𝓶𝓮𝓻𝓪𝓴 𝓮𝓽𝓶𝓲𝓼̧𝓽𝓲𝓶 𝓸 𝓯𝓪𝓬𝓲𝓪𝓭𝓪𝓷 𝓫𝓮𝓻𝓲𝓭𝓲𝓻 𝓷𝓮𝓻𝓮𝓭𝓮 𝓫𝓾 𝓼𝓲𝓶𝓸𝓷...
- Karşı çıkmak gibi olmasın fakat, bu kıyamet günü sizin düşündüğünüz gibi erken olamayacak gibi duruyor. Son 2 gündür canavarın gücüne normalden çok daha iyi karşı koyabiliyor... O hain de onlara destek çıktığı için işimizi engelliyor...
- 𝓗𝓮𝓻 𝓼̧𝓮𝔂𝓲𝓷 𝓫𝓲𝓻 𝔃𝓪𝓶𝓪𝓷ı 𝓿𝓪𝓻𝓭ı𝓻 𝓭𝓸𝓼𝓽𝓾𝓶. 𝓢𝓪𝓭𝓮𝓬𝓮 𝓼𝓪𝓫ı𝓻𝓵ı 𝓸𝓵𝓶𝓪𝓶ı𝔃 𝓵𝓪𝔃ı𝓶...
- ARTIK BURADA SABIRDAN DURAMIYORUM! O PİSLİĞİ GÖRDÜĞÜMDEN BERİ BENDE SABIR DİYE BİR İFADE KALMADI! ŞU SABIR OYUNLARINDAN SIKILDIM VE-
- *Boğazını sıkar* ŞΔŇƗŘƗΜ βỮŘΔĐΔ ҜƗ̇ΜƗ̇Ň ƤΔŦŘØŇ ØŁĐỮǤ̆ỮŇỮ ỮŇỮŦỮ¥ØŘŞỮŇ Ħ€ŘĦΔŁĐ€ ΜΔЖ... Ş̧ỮΔŇ Ş€ŇƗ̇ Ɨ̇ŞŦ€ĐƗ̇Ǥ̆Ɨ̇Μ ŽΔΜΔŇ Ø Ş̧€¥ŦΔŇĐΔŇ Δ¥ƗŘΔβƗ̇ŁƗ̇Ř V€ Ş€ŇƗ̇ ΔĆƗŁΔŘ Ɨ̇ḈƗ̇ŇĐ€ βıŘΔҜΔβƗŁƗŘƗΜ... ΔŇŁΔĐıŇ Μı?
- E-EV_ET EF_ENDİM...
- *Bırakır* 𝓖𝓾̈𝔃𝓮𝓵! 𝓗𝓪𝓭𝓲 𝓰𝓲𝓽 𝓭𝓮 𝓫𝓪𝓷𝓪 𝓫𝓲𝓻𝓪𝔃 𝓭𝓪𝓱𝓪 𝓲𝓷𝓼𝓪𝓷 𝓰𝓮𝓽𝓲𝓻. 𝓓𝓮𝓷𝓮𝔂𝓵𝓮𝓻𝓲𝓶 𝓲𝓬̧𝓲𝓷 𝓬̧𝓸𝓴 𝓸̈𝓷𝓮𝓶𝓵𝓲 𝓸𝓵𝓪𝓬𝓪𝓴𝓵𝓪𝓻... 𝓗𝓪 𝓫𝓾 𝓪𝓻𝓪𝓭𝓪, 𝓫𝓪𝓷𝓪 𝓼̧𝓾 𝓲𝓵𝓴 𝓭𝓮𝓷𝓮𝓰̆𝓲 𝓰𝓮𝓽𝓲𝓻𝓲𝓻𝓼𝓮𝓷 𝓼𝓮𝓿𝓲𝓷𝓲𝓻𝓲𝓶...
Max kapıdan çıktığı gibi içeri, hapsolmuş insanlardan biri girdi. Adam korkudan titriyor ve bağışlanmayı istiyordu. O, içinde garip bir sıvı olan iğneyi aldı ve adama doğru yürüdü. Adam durmadan yapmaması için yalvardı fakat o dinlemedi ve sıvıyı ona enjekte etti. Adam acıdan kıvrandı ve en sonunda Şeytan formuna bürünüp delirmeye başladı. Tam o sırada adamın ağzından köpükler çıktı ve bir anda yere düştü. O bunları izlerken notunu aldı ve diğer başarısız deneklerin yanına yazdı...
Max koridorda yürürken mahkumlardan biri ona bir soru sordu: "Bize neden bunu yapıyorsunuz? Lütfen bizi bağışlayın... Lütfen..."
Max, soruyu salladı ve cevaplamadı. O yürürken şeytanı onunla konuşmaya başladı:
~ Bu sefil insanların acıları, kulağıma müzik gibi geliyor. Sana da öyle gelmiyor mu dostum? ~
- Onlara ne olduğu umrumda değil...
~ Bir sonraki avımız kim? Onu yakalayacağız? Söyle hadi söyle. ~
- Kapat... Şu... Çeneni. Yalnız kalmam gerek...
~ Ah sakın bana hala onu önemsediğini söyleme... Sende biliyorsun ki buraya onun yüzünden geldin... ~
~ Sende biliyorsun ki bu ısdırabın sebebi o. O senin düşmanın ve o da seni önemsemiyor artık... ~
- Doğru, her şey onun yüzünden oldu... Ondan intikamımı seve seve alıcam... =)
>{ 1. Sezonun sonu... }<
| Merhaba değerli okurlar :D Size kitabımı okuduğunuz için teşekkür etmek istiyorum. Bu bölüme kadar size bir sorum olacak...|
{Sizce, Kahramanlarımızın macerasında başlarına ne gelecek? Canavar dedikleri şey ne olabilir? Yorumları buraya yazabilirsiniz. Elimden geldiğince cevaplıyacam :D}
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytanın Tohumu
AventuraKral, artık kafayı yemeye başlamıştı. Durmak bilmeyen düşünceler gelip gidiyordu. Aklında tek bir hedef vardı. Melekleri nasıl yenebilirdi? Onlara karşı ne yapması gerekiyordu? Bir ordu melek için ne kadar güce ihtiyacı vardı...? Çaresiz ve öfkeli b...