Ortam sessiz iken, bir alarm sesi ile simon sersem gibi uyanır ve güne hazırlanmak için üstünü değiştirir, dişlerini fırçalamak için banyoya gider. O sırada kapı çaldı ve kapıda jack'i görünce dedi:
- Sabahın köründe senin kapımda ne işin var?
- Sıkıldım ve gelmeye karar verdim. Zaten bugün çok işimiz var o yüzden...
- Sormadım var say...
Simon kalan hazırlıklarını bitirdi ve o sırada jack'in telefonu çaldı. Bu arayan kişi kardeşi emily'di. Jack aramayı cevapladı ve başladı:
- Nasılsın kardeşim? Orada durumlar nasıl? Özledin mi beni?
Emily morali bozuk bir şekilde cevapladı:
- Burada sıkılıyorum ya! Her gün çalışıp duruyorum ve yorulup duruyorum. Asıl sen nasılsın asıl merak ettiğim o. Ortağınla aran nasıl?
- Burası da aynı, sıkıcı. Simon ile aramız da gayet iyi, sen merak etme. Sen sadece programını aksatma tamam mı? Benim şimdi kapatmam gerek sonra görüşürüz.
- Görüşürüz...
Emily telefonu kapattı ve eğitim için hazırlandı.
Eğitim alanına vardığında, "HERKES SIRAYA! SİZİ TEMBELLER!" diye biri bağırdı. Bu onun eğitim komutanıydı ve o da hemen sıraya girdi. Adam eline tableti aldı ve dedi:
- Bu haftaki performansınız düşündüğümden de iyi... AMA BİR ŞEYTANI YENMEK İÇİN DEĞİL! Sizce bu tür bir performans puanı ile bir şeytana zarar verebileceğinizi düşünüyorsanız... Şimdiden sizi selamlıyor ve hayatta kalma konusunda şans diliyorum! Burada en iyisi olan kişi SİZDEN 2-3 YAŞ KÜÇÜK VE BUNDAN UTANMANIZ LAZIM!
Komutan bunu dediği gibi sıradaki Bazı erkekler emily'e doğru baktı ve ondan biraz da olsa geri çekildiler. Emily'nin yüzünde küçük bir gülümseme belirdi ve komutan konuşmasına devam etti:
- Size özel bir eğitmen getirdik. Sizi, Bluemoon ile tanıştırmama izin verin.
Kapılar açıldı ve bluemoon içeri girdi. Herkes ona hayranıymış gibi baktı. Bluemoon önlerine geldi ve başladı:
° Bir melek olduğum için size kolay gideceğimi düşünüyorsanız... Baktığınız yerin tersine bakın. Eğer bu şeytanlarla yüzleşmek ve öldürmek istiyorsanız burada kalabilir, istemiyorsanız şuradaki kapıdan defolup gidebilirsiniz... °
1-2 kişi sıradan çıktı ve kalanlara dönüp, devam etti:
° Şu andan itibaren programı 2 katına çıkarıyor, daha fazla çalışıyoruz. Her gün, sabah ve akşam çalışacak, daha gerçekçi testlere tutturulacaksınız. Anlamayan? °
Kimseden ses çıkmadı... Bluemoon sıradaki herkese bir tablet verdi ve devam etti:
° Şimdi içinizden soranlar olabilir: "Şeytanları nasıl ve ne ile öldürebiliriz?" Size verebileceğim en iyi cevap: "Kendi yönteminiz ile" °
Onlara doğru, Raflara asılı silahlar yaklaştı ve herkeş hayranlıkla baktı. Bluemoon devam etti:
° Şimdi sizden, şeytanlara karşı ne tür bir silah kullanacağınızı görmek istiyorum. Akıllıca seçin... °
Herkes raflara doğru koştu ve silahlara bakmaya başladı. Normal bir bıçaktan tutun, dünyadaki her türden silah onların önünde duruyordu. Bazıları normal silahlar seçerken, bazıları da Antik silahlar seçiyordu. Emily onlara aldırmadı ve bir silah seçmek için bakmaya başladı. O sırada silahların birinde gözü takıldı ve ona baktı. Silahın başında tırpana benzer bir silah, arkasında zincirler, zincirin sonunda ise bir top vardı. Emily silahı eline aldı ve sordu: "Bu silahı ben kullanabilir miyim?" Herkes ona baktı ve bazıları gülmeye başladı fakat o aldırmadı. Komutan cevapladı:
- "Sence de kusarigama senin için fazla değil mi? Bence başka bir alternatif daha bulabilirsin."
- Hayır, cevabım net. Bunu kullanmak istiyorum.
° Güzel. Eğer herkes istediği eşyayı seçmesini bitirdiyse, yarınki eğitim için hazırlıklı olun... °
/ Ertesi Gün /
° PEKALA, BENİ DİNLEYİN! Dünkü seçtiğiniz silahları daha güvenli yapmak amaçlı, sadece botlara zarar verebilecekleri bir şekilde ayarlandı. Eğer silahta ustalaşırsanız, modifiye yapmanıza izin vereceğiz.°
Odadakilerin miktarı kadar bot getirdiler ve onları önlerine koydular. Komutan konuşmaya başladı:
- "Önünüzdeki gördüğünüz bota olabildiğince yüksek hasar vermenizi istiyoruz. Süreniz 1 saat ve süreniz başlamıştır."
Herkes silahını kuşandı ve bota doğru saldırdılar. Botlar hasar aldıkça, onların puanı yükseliyor, aralarındaki kapışma daha da büyüyordu, fakat emily daha puan almamıştı ve sadece silahı ile göz gözeydi. Kusarigama'yı etrafta salladı, uzattı, aklına gelebilecek her hareketi denedi. Diğerlerinin puanı artarken o daha yeni 100 puana ulaşmış ve diğerlerinden 300-500 puan uzaktaydı. Bluemoon bir süre sonra onun yanına gitti ve sordu:
- ° Sanırım o performans puanı yalandan çıkmış gibi duruyor emily. Diğerleri neredeyse 1000 puana yakın ve sen daha yeni 100'ü geçtin. Sakın bana silahından pişman olduğunu söyleme... °
Emily sert bir tavırla cevapladı:
- Bana biraz zaman ver! sadece nasıl kullanacağımı sökemedim...
- ° 45 Dakikan kaldı ve bunu biliyorsun. Dürüst olmak gerekirse. Kusarigama, bilinen en ölümcül silahlardan biri ve senin bunu seçmeni hiç beklemiyordum. °
- Ne yani, şimdi beni küçümsüyor musun bay melek?
- ° Düşündüğümden daha çetin ceviz çıktın... O tavırları bırak da akışına bırak... °
Bluemoon yukarı balkona çıktı ve izlemeye devam etti. O sırada emily silahına tekrar baktı ve tekrar gözlemledi. O sırada aklında bir kıvılcım çaktı ve hemen pozisyon alıp bota saldırmaya başladı. TAK! tek saldırıda kritik 50 puan, sonrakinden de 25, Skor tablosunda şimdiden birini geçmiş ve üste doğru yol alıyordu. Bunu fark edenler daha da ciddileşti ve karşılaşmanın alevi tekrar canlandı. Kimisi tabanca ve yakın dövüş komboları ile, kimisi de çıplak eller ile puan topluyordu.
Emily, saldırıları ile bir olmuş bir şekilde akıyor ve puanları topluyordu. Saatte 20 dakika kalmıştı ve emily en sonunda 3. sıraya ulaşmıştı. 1. olmak için sadece 1000 puana daha ihtiyacı vardı. Fakat silahı çok fazla salladığı için kollarında enerji kalmamıştı. Son bir kez daha dişini sıktı ve son puanlar için direndi. 10 Dakika kaldı ve 2. kişiyi en sonunda geçti. şimdi ise 1. kişiyi geçmesi gerekti. İkisi de liderlik için son bir kez daha dişlerini sıktı ve başladılar. Puanlar birbirine çok yakındı ve tablo aşırı dengesizdi. Son 10 saniye kalmıştı, 1. sıraya sadece 1 saldırı kalmıştı. Emily tam son saldırısını atacakken, silah ayağına dolandı ve yere düştü.
Süre dolmuştu. 1. sırayı sadece 50 puan ile kaçırmıştı ve bu onu çok üzdü. Bluemoon aşağı inip herkesi tebrik ettikten sonra kazanan ile konuşmaya gitti. Emily, öfkeli bir yüzle odadan çıkacağı sırada bluemoon onu durdurdu ve dedi:
- ° Şimdi nereye gidiyorsun? °
- Kaybettim. Ve odama gidiyorum. Başka nereye gideceğim sanki?
- *Güler* ° Evet, kaybetmen doğru. Puan açısından bakarsan... °
- Bu da ne anlama geliyor şimdi?
- ° Görüyorsun. Buradaki amacım kazandığınız puanları görmek değil, silahlarınız ile bir olmayı başarmaktı. Sen bunu mükemmel bir şekilde başardın ve buradaki asıl galip sensin. Bu yüzden sana bir teklifim olacak. °
- Nasıl bir teklifte bulunabilirsin?
- ° Eminim ki bunu seveceksin. Teklifim şu... °
° Benimle gerçek şeytanları avlamaya ne dersin? °
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytanın Tohumu
AdventureKral, artık kafayı yemeye başlamıştı. Durmak bilmeyen düşünceler gelip gidiyordu. Aklında tek bir hedef vardı. Melekleri nasıl yenebilirdi? Onlara karşı ne yapması gerekiyordu? Bir ordu melek için ne kadar güce ihtiyacı vardı...? Çaresiz ve öfkeli b...