"Hangi gerçek arkadaş, bir arkadaşını unutabilir?"
...
Avox derin bir nefes alarak ayağa kalktı. Etrafı beyaz duvarlar ile çevrilmiş ve duvardaki camdan toplam 3 kişi ona doğru bakıyordu. Bunlar Jack, Simon ve Emily'di. Avox onları gördüğü gibi hemen toparlanıp onlara doğru fırladı ama onlara ulaşamadı. Aralarındaki cam onu orada tutmak için yeterli idi ve o sırada avox gülerek dedi:
- Siz gerçekten beni burada tutabileceğinizi mi sanıyorsunuz?
Simon konuşmaya girdi ve dedi:
- Bize istediğimiz cevapları vermediğin sürece burada kalmaya devam edeceksin. İlk önce. Sizin bu kral dediğiniz kendini bilmiş şeytan neden ben ve rancora hakkında bu kadar obsesif?
- Ah, cevabını aldın sanıyordum. Sana söylemedi mi?
- Kim? Ne söyledi?
- O tabii.
- *gölge olarak belirir*《Ne dediğin hakkında hiçbir bilgim yok.》
- Artık saklamaya gerek kalmadı Rancora. Dökül de duysunlar.
- 《Dedim ki. Bir. Bilgim. Yok. Beni rahat bırakın da dinleneyim.》*kaybolur*
Jack sohbete devam ederek sordu:
- Max, Neden-
- Daha ne kadar sana söylemem gerek. O! ARTIK! YOK!
- Max. Neden bu kararı verdin? Neden onunla anlaşma yaptın? Biz arkadaştık. Şuan da öyleyiz, değil mi?
Göz yaşları tekrar akmaya başladı. Sanki, max onu duyuyor ama şeytan yüzünden konuşamıyordu. Jack devam etti:
- Beni duyabildiğini çok iyi biliyorum. Bir işaret, herhangi bir şey... Sadece göster.
Avox elini havaya kaldırdı ve elini cama dokundurdu. Fakat onun yüzünde şaşırmış gibi bir yüz vardı. Jack elini onunki ile aynı hizaya koydu ve tam o sırada avox, elini diğer eli ile sıkıca kavradı ve elinden kanlar fışkırdı. Yüzünde bir sırıtma belirdi ve ona doğru dedi:
"O. Burada. Değil. =)"
Jack yüzünde ifade etmese bile, elini sıkıca sıktı ve bir şey demeden camdan geri çekildi.
"Başka sorusu olan?" Diye sorduktan sonra, kimseden ses çıkmadı ve üçü de oradan ayrıldı. Yolda, Emily abisine kullandığı silahın nasıl çalıştığından bahsederken, ortamı huzur veren bir ısı sardı. O sırada simon da arkalarından geliyordu.
/O sırada yer altında/
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytanın Tohumu
AdventureKral, artık kafayı yemeye başlamıştı. Durmak bilmeyen düşünceler gelip gidiyordu. Aklında tek bir hedef vardı. Melekleri nasıl yenebilirdi? Onlara karşı ne yapması gerekiyordu? Bir ordu melek için ne kadar güce ihtiyacı vardı...? Çaresiz ve öfkeli b...