14

262 11 5
                                    

K,

"Siz oldunuz baya hee." Yunusun barışı dürterek söylediği şeye bende tebessüm etmeye çalıştım. "Olduk değil mi?" Halil barışın sırtına vurmaya başladı "Oldunuz oldunuz paşam!" Yunus hemen bana döndü. "Oldular mı kerem sence?" Düşündüm. Asenanın bakışları,esprileri,gülüşü,gözleri tebessüm etmeme yardımcı olmuştu. "Oğlum ne gülüyorsun birşey sordum." Hemen kendimi düzelttim. "Ne sordun kanka dalmışım." "Diyorum ki oldular mı sence de?" Nefesimi derince aldım ve verdim. "Oldular galiba." Barış biraz utanmıştı hemen yüzünü eğip gülmeye başladı. "Eee kardeşim artık konuşmuyorsanız asenanın sevdiği şeyleri söyle de barışa kolaylık olsun." Hepsi bir anda bana baktı. Düşünmeye başladım. Birlikte olduğumuz her anımız eğlenceliydi. Sevdiği şeyleri nasıl seçebilirdim ki. "Pişmaniye çok sever. Özellikle sahil kenarında yemeyi. Her gece saat 00 olunca dilek tutmayı da. Sevdiği kıyafetleri giydiği zaman kendini dünyanın en mutlu insanına dönüştürür. Pahalı şeyler ilgisi dışıdır. Eğer alırsan seninle konuşmaz. Bak gerçekten konuşmaz bunu çok dikkate al. En sevdiği şarkı Muazzez ersoy - Kahverengi gözlerin. En sevdiği renk sarı. En çok halka küpelerini sever. En sevdiği yemek kavurmalı pilav ve trileçeyi tüm gün önüne koysan bile yine yer." Halil gözlerini büyütmüş bir şekilde bana bakarken ben ne yaptığımı ne dediğimi bile anlamamıştım. "Kardeşim kızın cvsini çıkarsaydın. Benim doğduğum ayı bilmezsin aklında tuttuklarına bak." Barış bana bakıyordu ama öyle böyle değil. Baya kızgın olduğunu yüz ifadesinden anlayabiliyordum.

-

A,

"Sen sevmez misin?"  Çatalını trileçeme daldırdı. "Ben sadece seni severim."  "Ayrıca tatlı da baya başarılı." Yüzümü çevirdim etrafa göz gezdirirken "Trileçe sevdiğimi nerden bildin?"  Lokmasını bitirmesini bekledim. "Tahmin ettim." Dudağımı büzdüm. "Bak sen." Kafasını salladı. Yanımızdan çekilen sandalyeler ile ilgi odağımız dağılmıştı. "Naber ne yapıyorsunuz gençler." Kafamı kaldırıp yunusa baktım. "İnşallah önemli bir anınızı bozmadık." Diyerek devam ettirdi halil. "Yok oğlum saçmalamayın öyle oturuyorduk." Biraz daha sohbet ettikten sonra yunusun tekrar konuşması ve sessizliğin dinmesiyle konunun asıl kişisine baktım. "Kardeşim çeksene bi sandalyede sende. Bak hepimiz buradayız." Üst dudağını ısırdı. "İyi geleyim."  Keremin bakışlarını üzerimde hissederken masadaki barışın telefonunu aldım. Barışla kafamız birbirine yaslıydı. "Şifreyi söylemek için on saniyen bile yok." Barış hafif bir gülümseme sonucu şifreyi verdi. "27362" Yazacakken duraksadım ve kafamı çevirdim. "Anlamı ne?" Tebessüm etti. "Bilmem onu da sen bul." Halil barışın omzuna elini atınca konuşmaya başladı. "Ne konusuyorsunuz bizde anlayalım?" Barışın telefonunda sörf yaparken benim telefona gelen bildirime bakmak için çantamı açtım.

"Lavabonun önüne gelsene bi?"

-yok

"Hadi ya?"

-of kes be

Keremin paranoyaklığı devam ediyordu. "Ben hemen geliyorum."  Masadan kalkıp mesajda gelen yere gittim. Bir anda kolumun çekilmesiyle diğer tarafıma döndüm. "Ne yapıyorsun sen ya?" "Asıl sen ne yapıyorsun kerem, senin iyi olduğunu düşünmüyorum."  Diğer yere çektim. Çünkü çok ortada yapmıştı. "Biraz hızlıyız sanki beni odaya mı atacaksın aşkım?" Kolunu ısırdım. "Bana bak benden uzak dursan iyi edersin kerem. Ben iftiracılarla muhatap olmam. Mazallah bana da bulaşır falan. " "Yok sen bilerek yapıyorsun,bana inat olsun diye. Ama ben senin peşini bırakabileceğimi sanmıyorum asenam" Ya bu yürek falan yemiş galiba dayıyla takıla takıla. "Kes be. Bana yaklaşma yeter."  Parmağını dudağıma bastırdı. "Bence sende farkındasın ama yine de söyleyeyim. Ben aşığım asena sana. Her ne kadar anlamasanda. Aşığım diyorum, ilk defa birine bunu diyorum."

-

Odamda koltuğun üstünde verdiğim konserle kendimi eğlendiriyordum.

Anlamam, dinlemem
Ben değişmem, sen değiş
Başka laf bilmedin
Böyle gitmez ki bu iş
Belli ki sondayız
Tarih olman çok yakın
Tek yöne bir bilet
Al da git, dönme sakın
Sen anca hep kalp kırarsın
Aşk senin neyine
Bu şarkıyı sana tuttum
Aç sesi, dinle
Deli bile, deli bile, deli bile veriyor
Senden daha iyi kararlar
Deli bile, deli bile
Deli bile ara sıra laf anlar
Beni bile, beni bile, beni bile değil asla
Sen kendini avuttun
Beni bile, beni bile
Beni bile aşktan soğuttun

Salonun kapısına döndüğümde dört kişi bana dönmüş bakıyordu. Sa gençler bugünde rezil olduk mu? Gelenler kerem yunus ve Tuğçeydi. Ablam kapıyı bana sormadan açmıştı. "Bilseydik erkenden gelir yer kapardık bu konser için." Diyen yunusa döndüm ablamın kahkaha sesleriyle de oda  yankılanıyordu. Kerem üzerimi gösteriyordu. Ne var canım diyecekken üzerimdeki kombinle bir kez daha rezil olmuştum bile. Kerem gülmemek için kendini zor tutarken neyse ki konu dağıldı. Ablamlar balkona çıkmıştı. Biz yine yalnız kalmıştık keremle. (Neyse ki üzerimi değiştirmiştim sonradan. Daha fazla dalga geçilmedim.) "Demek 'deli bile benden daha iyi kararlar veriyor' öyle mi?" "Ne duyduydan o." Kerem her bir kelime söylediğinde bana daha da yaklaşıyordu. "Demek seni bile aşktan soğutmuşum öyle mi?" "Demek ki." "Demek ben anca kalp kırarım öyle mi?" Kerem elini yüzüme attığında her yerim alev içerisindeydi. Saçlarımı arkama attı ve dudaklarım onunkiyle buluştu.

O Beni Anladı || Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin