"Beni yolda bıraktın, gittin o kızla story paylaştın. Sen hangi yüzle karşıma çıkabiliyorsun hala? Yüzsüz müsün ya sen? İstemiyorum seni hayatımda defol git."
"Beni özlediğini söyledin. Bunu da yalanla hadi?"
"Senden bahsetmiyordum. Neden üstüne alındın ki? Sen çok mu önemli birisin?"
"Senin için önemli biriyim. Beni özlemişsin, gülüşümü, sana olan bakışımı, benim sana asena dememi bile. Kabul etsene. Anca barışı bahane ederek beni görmeye gel."
"Sen rezalet bir adamsın. Anlıyor musun beni? Bitirdin beni. Senin yüzünden ben artık hiçbir duygumdan emin olamadım uzun süre. O bahane ettiğimi düşündüğün barış bana iyi geldi, en başından beri dediğini yapıyordu o. Beni hiç yarı yolda bırakmadı. Sana ihtiyacım yok. Emin olmanı da istiyorum ki artık umrumda değilsin."
Arkamı dönüp gidecektim. Yani planımda o vardı.
"Aşıksın değil mi ona? Bana bu kadar övmenden anlaşılacağı üzere?"
"EVET AŞIĞIM! SIRILSIKLAMIM barışta barış diye ölüyorum. Profesöre bak sen ya. Çıkardığı şeye bak. Senin aklın pis ve hiç değişmemişte."
"Yok ben emin oldum, sen ondan hoşlanıyorsun. Beni çoktan bitirmişsin."
"Seni, benim bitirmem gibi bir ihtiyacın yok. Sen aptalın teki olmuş olmasaydın, şimdiye nişanlanmış evleniyor olurduk."
"Ben aptal değilim. Ne yaptığımı iyi biliyorum."
"Bence sen biraz daha böyle kendi kendine düşün. Aptal olmadığına dair hiç kanıt gösteremezsin. Böyle olmasını istemiyorum derken bitiren kişiydin kerem."
"Bilmediğin şeyler var."
"Ya neymiş şu bilmediğim şeyler ya anlatta bilelim artık. Bir yıldır aynı şeyi geveleyip duruyorsun. Ben şahsen sana inanmıyorum. Sen benim aklımdaki keremi çoktan öldürdün."
"Onunlaymış gibi olmam gerekti çünkü hayatım biterdi anlıyor musun?"
"Nasıl biterdi? Kızın kanlılıları peşine mi düşerdi güldürme beni."
"Onun elinde nasıl olduğunu bilmediğim videolar ve fotoğraflar var."
"Ya kes. Yine bi tarafından birşey sallama da."
"İster inan istemiyorsan inanma. Maçtan 70 dakika önce soyunma odasına girdim. Telefonum orada kalmıştı. Rana da üzerini değiştiriyormuş. Bakmadan kapıyı tekrar kapattım. Ama ona rağmen benim onu taciz ettiğim hakkında haber paylaşarak hayatımı tehlikeli riske sokabilirdi benim o gün o odaya girmem ona güzel bir bahane olmuştu. Zaten o sıralar takımdaki kimseyle aram doğru düzgün iyi değildi. Yönetim de beni göndermek için bahane arıyordu zaten. Performanslarımda etkin düşüşler vardı. Nedeni iyi gün taraftarlarıydı. Üzerimde o kadar baskı vardı ki birde rana çıkmıştı. Kimseye böyle birşeyi anlatamazdım. Utanıyordum kendimden. Seninle ayrılma sebebimde buydu. Ondan sonra halilin bir tanıdığıyla işi çözdük. O zamanda sen yoktun işte. Ne yapabilecektim ki kapına gelip orda yatsam yine affetmezdin beni. Bende seni unutmaya çalıştım. Görüyorsun ki bir fayda etmiyor. Unutmak öyle kolay mı sandın sen. Fotoğraflarının odamda asılı olduğunu biliyor muydun? Sabah senin yüzünle uyanıp sana bakarak uyuyordum. Sen beni görmezden gelmeye başladığın her an benim için cehennemde olmaktan farksızdı anlıyor musun beni? Ben seni tekrardan kazanabilmek için girmediğim yol kalmadı. Sen hala beni suçlarsan bana kim inanacak? Dünyada bana inanan tek kişiydin, iyi bir yerlere geleceğimi söylerdin. Ben ne anlatsam inanırdın. Bunu da en iyi şekilde hissettirirdin. Ben kendimi sana kanıtlamaya çalışmaktan yoruldum asena. Eminim şimdi de inanmayacaksın, olağanüstü geliyor olabilir ama bunların hepsi gerçek hayat Asena hanım."
"Bu yuzden bana inanmalısın. Ben senin ne istediğini biliyorum."
"Kerem yürü git Allah aşkına, sen kendinin bile ne istediğini bilmiyorsun. 8 ay geçti sen bana bir gün dahi bunu anlatmadın. O kızla yaptığın hiçbir aktiviteyi benimle yapmadın. Sen, benim sana verdiğim ilgiyi, sevgiyi asla haketmiyorsun."
"Ben sana zarar vermek istemezdim Asena. Bunu bu dünyada isteyebilecek en son kişiyim. Senden ayrılmasaydım bile sen dedikodulara kulak verip ayrılacaktın zaten."
"Ben senin aksine duyduklarıma değilde gördüklerime inanıyorum. Anlıyor musun beni? Hem şimdi barışsam bile bu gururumu incitir. Tıpkı senin bana yaptığın gibi. O kadar zaman bana yaptığın şeylerden dolayı kendimi tekrar tekrar suçladım. Asla bir daha birlikte olamayız. Üstelik benim, burda son 24 saatim kaldı. Ben gidiyorum kerem. Emin ol aklımda iyi kalacaksın ama bana karşı değil. Bana karşı iyi kalmayacaksın. Kendine iyi bak yine, bensiz de yaptığın gibi."
"Pekala daha fazla zorlamanın anlamı yok. Seninde şundan emin olmanı isterim, ben seni her daim istiyorum bir gün karşılığını alacağım."
"Aynen kerem."
Barışa gideceğimi söyleyip arabanın anahtarını aldım. Normalde o bırakacaktı ama benim yoğun ısrarlarım sonucu vermişti. Tekrar bahçeye geldiğimde kerem yine aynı pozisyonda duruyordu. Sanki hiç hareket etmemiş, hiç nefes almamış gibiydi. Yanından geçeceğim sırada tam da tahmin ettiğim gibi olmuştu. Bileğim ve dirseğimin arasını tutmuştu kendine çevirdi. Kulağıma birşey söyleyemek için kulağıma eğildi. Nefesi boynumdaydı.
"Sen hala en az benim kadar aşıksın. Ama aklına yaz sen, sözle değil, icraatle benim olacaksın"
Kolumu çektim. Gece gece içti mi bu ya ayık olduğunu düşünmüyorum. Ben bir keremin birde no1in şuana kadar ayık olduğunu düşünmüyorum.
Arabaya bindiğimde kalbimin ritmini duyabilme imkanım olmuştu. Evet hala keremi istiyordum, ama bunca şeye rağmen gurursuz gözükmek istemiyordum.
K'
Evet Kerem Aktürkoğlu. Tam tamına 24 saatin var. Ne yap ne et ama birşeyde de kazan be. 24 saatim var. Kendini çok akıllı sanıyorsun değil mi asena? Henüz Muhammed Kerem Aktürkoğlu ile tam tanışmamışsın galiba? Sen kendini öyle kaptıracaksın ki benim hiçbir şey yapmama gerek kalmayacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O Beni Anladı || Kerem Aktürkoğlu
FanfictionBenim en sevdiğim söz, senden duyduğum bendir