23

201 8 0
                                    

"Seviyorum seni
ekmeği tuza banıp yer gibi
Geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi
Ağır posta paketini
neyin nesi belirsiz
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi
Seviyorum seni
denizi ilk defa uçakla geçer gibi
İstanbul’da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldayan birşeyler gibi
Seviyorum seni
Yaşıyoruz çok şükür der gibi. Ben sana mecburum bilemezsin. Adını mıh gibi aklımda tutuyorum. Büyüdükçe büyüyor gözlerin. Ben sana mecburum bilemezsin. İçimi seninle ısıtıyorum. Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor. Bu şehir o eski İstanbul mudur. Karanlıkta bulutlar parçalanıyor. Sokak lambaları birden yanıyor. Kaldırımlarda yağmur kokusu. Ben sana mecburum sen yoksun."

-

Keremler bize geleli dört gün olmuştu. Pekte anlatılacak birşey olmadı açıkçası. Bu kezde ben misafir olacaktım. Keremlerin evinde, üstelik tüm akrabaları orada olacaktı. Hepsi benimle tanışmak istemiş. Şuanda batuflex eşliğinde makyaj yapıyordum. (Makyaj yaparken dinlediğim müziklerin benimle yakından uzaktan alakası yoktur. Kamuoyuna duyurulur.) Keremin aramasını açtım.

"Alo."

"Alo canım ne zaman çıkıyorsun?"

"Yarım saate çıkarım herhalde ama nasıl geleceğimi bilmiyorum."

"Geleyim mi seni almaya?"

"Vallahi çok büyük sevaba geçer. Ablam arabayı götürmüş."

"Hiç sorun değil hayatım. Bu arada bizimkiler çok heyecanlı, seninle tanışacağı için. Annemse sürekli tanıştığını ama seni çok özlediğini söylüyor."

"Yaa bende çok özledim filiz teyzeyi."

"Teyze mi?"

"Anne, filiz anne."

Zar zor söylediğimi keremde fark etmiş olacak ki.

"Şaka yaptım asenam. Nasıl daha iyi hissediyorsan öyle söyle."

"Sağol kerem. İyi ki seninle tanışmışım biliyor musun?"

"İyi ki ben seninle tanışmışım Asena. Hayatımın bir yılda bu kadar değişeceğini hayal bile edemezdim."

"Hadi kapatıyorum canım."

-

"Yok efendim tek geldim. Böyle gelmem kabul olmaz mı?" Dedim buruk bir gülümseme ile. O sırada kerem omzumun biraz altındaki koluma uzandı hafif sarıldı da diyebiliriz. "Anne ben sadece asenayı seviyorum başka birinin gelmesine ihtiyaç var mı?" Tanımadığım büyük misafir kızı lafa daldı. "Ama olmaz cicim annen, baban hiç olmazsa ablan gelmeliydi. Sana vakit ayıramadılar mı?" Elimdeki telefonu sıkmaya devam ediyordum. "Annem ve babam diye birşey yok. Ablamda uzun zamandır hasta, kontrole gitti. Üzgünüm ama böyle bir aileye, böyle bir bakış açısı yakıştıramadım." Kız tekrardan lafa daldı. "Annen baban diye birşey yoksa seni kimden istiycez la havle ya." Kerem bir anda bana tam sarıldı. Kulağıma eğildi. "Lütfen onu takma, senin moralini bozmaya çalışıyor. Sen buraya ailemle tanışmaya geldin, amca kızımla değil." Elimi sıkı sıkı tuttu ve salona doğru çekti. Beraber bir yere oturduk.

"Eee kızım ne iş yapıyorsun? Size geldiğimizde pek soramadık."

"Ben avukatım. Hukukçu da desek doğru olur."

"Maşallah, maşallah kızıma."

Keremin annesi bunu dedikten sonra sırtımı sıvazladı.

"E bizimki de futbolcu şu kızı büyütmeyin gözünüzde bu kadar ya."

Diyerek isyan etti. Keremin amcasının kızı, olduğunu bildiğim kız. Parmaklarımla uğraşmaya başladığımı görünce hemen filiz teyze olaya müdahale etti.

"En azından mesleği var kızın. Ya evleneceği kişinin eline bakacak olsaydı? Allah göstermesin."

Böylece kıza fena laf çarpmıştı. Belli ki kızın daha kendisine özel mesleği bile yok ama bir yeteneği var o da milleti eleştirmekti demekti. Filiz teyzeye dönüp hafif bir gülümseme ile teşekkür ettim. Uzun sohbetten sonra artık kalkmam gerektiğini söyleyip ayağa kalktım. Keremde benle beraber ayağa kalktı. "Bırakayım seni?" Her ne kadar da yok desem de bırakmadan içi rahat etmeyecekti belli ki. "İyi olabilir." Yine o, nerde ne denileceğini bilmeyen kız lafa atıldı. "Koskoca kız kendi gider. Ben olsam tek giderdim." Kerem döndü. "Sen kendini asena ile kıyaslama bir süre." Diyerek ayakkabılarını, ayakkabılıktan çıkardı. Bu evde saygınlığım vardı. Genel olarak herkes beni sevmişti tekrar tekrar gelmemi istemişlerdi. Tabii ki de kıramazdım. "Gelirim, abi gelirim." Keremin abisine de böyle cevap verdikten sonra asansöre bastım. Sonra tekrar dönüp keremin annesi ve babasıyla vedalaştım.

Harika bir deneyimdi...

Arabada sohbet etmeye zaman kalmamıştı. Çünkü arabaya oturur oturmaz gözlerim kapanmıştı. Uyuya kalmıştım. Sonrasına ait hiçbir şey hatırlamıyorum. Ama kendimi kuş gibi hissediyordum. Hafif ve rahat...

O Beni Anladı || Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin