~15~

24 2 0
                                    

Selamünaleyküm paşalarrr

Önümüzdeki 4 bölüm boyunca heyecanlı dakikalar sizi bekliyor.

İyi okumalarrrr

•••

Okuldan eve geldiğimde anahtarı kapı deliğine soktum. Her durum için olabildiğince sessizdim. Ancak kapıyı tam açtığımda annemi görmeyi kesinlikle beklemiyordum.

Gözlerini belerterek "Nerelerdesin sen, cezan bitmemişti?" dedi. Sesi hem fısıltı gibi hemde bağırıyor gibi çıkıyordu.

"Anne önemli bir dersim vardı o yüzden okula gittim, babama söyleme lütfen." dedim. Belki bir şey demezdi ancak anneme hiç güvenmiyordum. Altın gününde göstermek için gerdanlık alıyor. Ama onları alabilmesi için de babama ihtiyacı var. Yancısı kısaca. Yalaka.

Annem sadece bağırır ,çağırır ve söylenirdi. Benim asıl korktuğum kişi babamdı, çünkü o her şeyi yapabilirdi. O yüzden babama söylememesi için yalvarabilirdim.

"Geç şimdilik babana söylemeyeceğim." dedi ve arkamdan kapıyı kapattı. Hızlıca odama geçip duş aldım ve ödevlerime başladım.

...

Akşam yemeği için sofradaydık, masadan çıt çıkmıyordu. Ama bir anda annemin ağzından çıkanlar yüzünden yerimde kaskatı kesildim. Benimle birlikte ablamın da duraksadığını farkettim.

"Ahmet bugün kızın gizlice evden kaçmış." Has...

Yüzü ilk olarak sakince bana döndü ve "Bu doğru mu kızım?" dedi. Bu sakinliği hayra alamet değildi. Silik bir şekilde kafamı salladım tabii babam bunu anladı. Bir hışımla bitmiş tabağını masaya vurup kırdı. Çıkan sesle yerimde zıpladım.

"Ben yasak koymadın mı, yürü git gözümün önünden!" dedi ve elindeki kırılmış tabak parçasını başımın yanındaki duvara attı. Atmasıyla birlikte başımın sağında korkunç bir acı hissettim, sanırım sıyırmıştı. Hızlıca masadan kalktım ve odama doğru gittim. Odamdaki banyoda elimi yüzümü yıkadım. Başımın yanı biraz kanıyordu ama ciddi bir şey olduğunu düşünmüyordum. Hızlıca kablosuz kulaklıklarımı taktım ve ceketimi alıp evden çıktım.

Evden çıkar çıkmaz koşmaya başladım. Nereye gideceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu, sadece uzaklaşmak istiyordum.

Aklıma ilk kütüphaneye gitmek geldi, çünkü orası sessiz ve sakindi kafamı dinleyebilirdim.

Sadece koşuyordum kulaklarımdan yayılan ağır metal müzik kafamı boş tutmamı sağlıyordu. Başımın yanı hala çok acıyordu ve kesinlikle kanaması biraz artmış olmalıydı, çünkü çok fena başım dönmeye başlamıştı. Ama çok umursamamaya çalışıyordum.

Etrafı yavaş yavaş buğulu görmeye başladığımda karşıdan karşıya geçecektim. Tam o sırada karşı kaldırımda, kütüphanenin önünde Araf'ı gördüm. Neden bilmiyorum ama ona sarılmak istedim. Sadece sarılmak...

Bu sefer ona doğru koşmaya başladım. Hiç bir sesi algılayamıyordum. Miğdem bulanıyordu. Beni fark ettiğinde başta gülümsese de halimi görünce endişelenmişti sanki. Bakışlarını sağ tarafıma çevirdi ve tekrar bana baktığında eliyle birşeyler anlatmaya çalıştı, ancak görüşüm buğulu olduğu için ne yaptığını tam olarak anlayamamıştım.

Tam o sırada vücuduma korkunç bir acı yayıldı ve bilincim kapandı...

Araf'tan

Kütüphaneden çıktığımda karşı kaldırımda biri dikkatimi çekti. Dikkatli baktığımda bu kişinin Pera olduğunu gördüm. Onu görmemle miğdemde oluşan kelebekler sayesinde az önce babamla yaptığım kavga aklımdan uçup gitmişti.

Bana doğru koşmaya başlayınca neden bilmiyorum ama ona sarılmak istiyordum. Sadece sarılmak.

Yüzüne dikkatli baktığında endişeli olduğunu gördüm ve arkadan bir korna sesi duyduğumda hemen onun soluna doğru baktım. Siyah bir araba onun üzerine doğru geliyordu.

"Pera geriye doğru git, araba geliyor! Sana çarpabilir!" derken korktuğum başıma gelmişti.

Araba son anda fren yapsa da Pera'ya çarpmıştı. Vücudum kaskatı kesilirken Pera'nın yere düşen bedenine öylece baktım ve bir şey olmamasını diledim...

•••

Bazen acaba diyorum Pera'nın babası ve annesini tamamen hikayeden çıkarsam mı? Sonra diyorum hikaye olmaz, ama sonra çok sinir oluyorum ne yapacağımı bilmiyorum, her neyse böyle de heyecanlı oluyor.

Oy verirseniz sevinirimmm<333

Seviliyorsunuz<333

Bal | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin