~23~

18 2 0
                                    

İyi okumalarrr <333

Farkındayım bölüm atamaıyorum ama bazı şeyler gelişti, belki anlatırım. Bu gün iki bölüm atacagim ikisini de okuduğunuza emin olun! (22 ve 23)

•••

Sonunda bu gün buradan çıkıyordum. Evimi sevmiyor olabilirim ama bu hastaneyi sevdiğim anlamına da gelmiyor maalesef.

Kapı çaldığında içeriye hemşire girip istediğimiz zaman çıkış işlemlerimizi gerçekleştirebileceğimiz söyledi ve serumumu çıkarıp geçmiş olsun diyerek odadan geri çıktı.

Bugün çıkarken bizimkilere haber vermiştim gelmeyin diye. Maalesef bunlara Araf'da dahildi. Çünkü bizi almayı ve ödeme işlerini babam halledicekti. Tek babalık yaptığı konu para işleriydi zaten. Zengin sayılabilirdik ama ben onun haram parasını istemiyordum. Ne gibi işlere bulaştığını 14 yaşında onun odasının önünden geçerken duymuştum. Ve yine maalesef ki anlamıştım.

Babam geldi işler halledildi derken sonunda eve varmış, yatağıma kavuşmuştum. Bu gün pazar olduğu için babam evde olacaktı. Yani bizimkiler geçmiş olsuna gelemiyordu. Kızlar gelse de Araf, Bulut ve Sinan'ı babam içeri almazdı. O yüzden pazartesi okula gidecektim. Babam karşı çıksa da pek umursamadım. Bu hallerime alışkındı ve en son ona karşı çıktığımda olanlar ortadaydı. Tahminimce bana bir hafta dokunmazdı. 'Ona göre' aşırı bir şey yapmazsam tabii.

Gün boyunca sadece yatakta dinlendim ve dizi izledim. Ara sıra ablam yanıma uğrayıp ilaçlarımı içirdi ve ıhlamur verdi. Onun dışında sıra dışı bir şey olmadı. Bende çoğunlukla uyudum zaten. Her uudugumda kabus görüyordum ama uyandığımda hatırlayamıyordum. Yine de uykudan vazgeçmiyordu vücudum. Direnemiyordu. Ruhum gibi.

Sabah kalktığımda okula hiç gidesim yoktu ama Araf'ı görmeden bir buçuk gün geçmişti bile.

Alarmı kapatıp yataktan kalktım ve odamdaki banyoya girdim. Ağrım olduğu için elimden gelebildiği kadar hızlı bir duş alıp dişlerimi fırçaladım ve banyodan çıktım. Saçlarıma uğraşmak istemediğim için nemini alıp taradım ve siyah bir bere taktım. Altıma siyah eşofmanımı, üstüme de okul formasını ve oversize bol hırkamı giydim. Okul çantamı ders programına göre hazırlayıp, montumu da giyerek evden çıktım.

Okula vardığımda saat daha çok erkendi. Sırama eşyalarımı dizip kantine indim. Kantinde Turgut Abiden sıcak çikolata isteyip beklemeye başladım. O sırada elimde ki telefonuma bir mesaj geldi. Ekranı açtığımda Araf'tan mesaj olduğunu gördüm.

Balımm: Arkana bakkk

Mesajı okur okumaz heyecanla arkama döndüm. Araf oradaydı! Onu görür görmez bana doğru hızla yürüdü ve beni belimden tutup sıkıca sarıldı. "Keşke gelmeseydin, raporun var, dinlenebilirdin." dedi kulağıma fısıldayarak.

"Sorun olmaz, seni özledim..." dedim bende mırıldanarak. Ayrıldığımızda kafamın iki yanından tutup yanaklarımı öptü.

"Pera kızım, sıcak çikolatalarınız hazır. Araf'ı görünce ona da yaptım. Ha bu arada hayırlı olsun sonunda bu halinizi de gördüm ya artık ölsem gözüm arkada kalmaz." Turgut Abinin sesi aramıza girdiğinde ben utançtan yerin dibine girmek üzereydim, ama Araf Bey rahat bir şekilde Turgut Abi ile yumruğunu tokuşturdu.

Bardaklarımızı alıp bir masaya geçtik. Bizimkiler geldiğinde sorguya çekilecektik ama sorun değildi. Kızlara hala o gün olanları anlatmamıştım. Ve bana biraz triplilerdi ama ben onların gönlünü alırdım.

Masaya oturur oturmaz Araf kolunu omzuma atıp "Birşey soracağım Pera." diye mırıldandı. Başımı kaldırıp ona baktım. Bunu onay olarak anlayarak "Kazadan önce kötü görünüyordun... Neden?" diye sordu. Tam geçiştirecektim ki "Geçiştirme madem sen şu an benim sevgilimsin senin derdini tasanı bilmek hakkım." dedi alnımı öperek.

Bir süre sessiz kalıp "Yaaa sevgilin miyim gerçekten." dedim abartılı bir gülümsemeyle. Kaşlarını kaldırarak 'ciddi misin?' bakışlaını yolladı.

Kaçamayacağımı anlayıp "Babamla kavga etmiştik ya abartılacak bir şey değil merak etme." dedim gülümseyerek.

"Şimdilik öyle olsun ama nedenini sonra öğreneceğim." dedi tehditkar bir bakış yollayarak.

Tam bir şey diyecekken Beren'in sevinç çığlığını duydum. Kafamı kaldırınca Beren, Mine ve Bulut'u açılmıs gözlerle gördüm. Araf ve ben gülerken onlar sandalyelere otururken bizim sarılmış halimize bakıyorlardı. Mine otururken sandalyenin ucuna oturduğu için tam düşüyordu ki Bulut onu kollarından tutarak geri oturttu. Bunu yaparken bile bize bakıyordu. Refleks adam.

En son dayanamayıp "Ne bakıyorsunuz ya. Abartacak bir şey yok, sevgilim işte." dedim normal bir şeyden bahseder gibi. Buna Araf dahil tekrar şaşırırlarken ben Araf'a dönüp "Öyle değil mi sevgilim?" diye sordum. Buna artı şaşırırken başını salladı.

En sonunda hepsi şaşkınlığını bir kenara bıraktığında bizi soru yağmuruna tuttular. Kızlara sonra konuşacağız bakışı atarken Sinan'ın "Oha!" dediğini duydum. Kantin kapısına baktığımda Sinan'ın da bize baktığını gördüm. Gel de ona da açıkla şimdi.

Oturduğunda ona da kısaca açıklayarak normal sohbete geçtik. Zaten bir süre sonra da zil çaldı.

•••

Geçiş bölümü gibi düşününnnn!

Seviliyorsunuz paşalaar <333

Oy verirseniz sevinirimmm <333

Bal | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin