~18~

23 3 0
                                    

Bu bölümde nelerrr nelerrrr olcak...

Hadi paşalar başlayın bakalımm...

İyi okumalarr(⁠ ⁠╹⁠▽⁠╹⁠ ⁠)

•••

Araf'tan

Normalde bakmamam gerekiyor ancak merakıma yenik düşüp telefonu elime aldım. Mesaj 'Bal' diye kayıtlı birinden gelmişti. Ve benim yazdığım mesajın aynısıydı. Yoksa... Sıcak çikolata... Pera...

Gerçekten mi?

Neredeyse dört yıldır hoşlandığım kız bana anonimden aşık olduğunu söyleyen kız mıydı? Ve ben bunu bu durumdayken öğreniyordum. Kafayı sıyıracağım!

Her an bana değer veren birini kaybetme düşüncesi ile yıkıma uğramıştım resmen.

Koridorda Beren ve Sinan'ı görünce hemen ayaklandım ve Beren'in önüne geçtim. "Beren sana bir şey soracağım ama doğru cevap vereceksin?" dedim sorarcasına. Beren biraz gerilmiş görünüyordu, yani biri bana da böyle soru sorsa bende gerilirdim.

"Tabi sor," dedi mırıldanarak.

"Pera benden mi hoşlanıyordu?" Ayı gibi konuya daldım. Sadece Beren'in değil Sinan'ın da gözlerindeki şaşkınlık on kilometre öteden anlaşılabilirdi.

"Eeee... Aslında... Şey-"  duraksamaya başladığında.

"Birkaç haftadır biri ile anonim olarak mesajlaşıyordum. Daha doğrusu dertleşiyordum. Az önce içimi dökmek için anonime yazdım bir de ne göreyim Pera'nın telefonuna 'Bal' diye kayıtlı bir numaradan mesaj ve benim yazdığım mesajın aynısı. Zaten çok belli ediyordu, sadece emin değildim ve onun kalbini kırmak istemiyordum. Yani doğruyu söyleyebilirsin." butün bu cümlelri neredeyse tek nefeste kurmuştum.

"Evet doğru, Pera iki yıldır sana aşık ama onunla dalga geçersen seni ananın rahmine geri gönderirim. Anladın mı beni?" diyerek arkadaşını savundu. O sırada Sinan ile göz göze geldik ve aynı anda gülmeye başladık.

"Komik bir şey mi var gerizekalılar. Söylediğim hala geçerli çabuk susun." Beren'in sinirli bakışlarıyla birlikte gülüşümüzü zar zor durdurduktan sonra Sinan "E ben söylüyorum o zaman kardeşim?" dedi sorarcasına. Başımı salladım.

"Araf Pera'dan dört yıldır hoşla-" sözünü yarıda keserek "Aşığım lan!" dedim. Biraz gaza geldim sanırım. Biraz ya, azıcık.

Bere'nin gözleri fal taşı gibi açılırken aklıma korkunç gerçek geldi. Pera'nın sağlığı hâlâ hayati risk taşıyordu. Suratım düşerken arkadan Bulut'un ve Mine'nin sesi geldi "Sonunda aşık olduğunu kabul etti lan!" diye bağırdı ikisi de. Mine hemen yanıma gelip elini omzuma atıp "Merak etme kankam, iyileşecek benim kızım inanıyorum." dedi.

Sonra Bulut ve Mine'ye de Pera'nın aslında bana aşık olduğunu, anonim durumunu falan her şeyi anlattım.

Son durumda Bulut ve Sinan koridorun ortasında halay çekiyordu. Farkındaydım hepimizin içi içini yiyordu ama modumuzu yüksek tutmalıydık.

Aradan bir saat falan geçmişti, doktorlar çok kalabalık olduğumuzu ve bir iki kişinin durması gerektiğini söylediğinde Beren'in ve ablasının kalmasına karar kılmıştık. Her ne kadar hastane de kalmak istesem de Beren en küçük olayda arayacağını söylediği için taksiye bindim eve doğru yol aldım.

Asya'dan

Pera benim bu dünyada ki tek sırdaşımdı. O doğduğunda daha üç yaşında olduğum için pek hatırlamıyorum ama güzel bir bebekti. Usluydu ve söz dinlerdi. Ben onun tam tersiydim. Sürekli ağlıyor ve karşı çıkıyordum. Babamdan az dayak yemedim. Ama Pera'nın bu dayaklardan haberi yok. Tek yapabildikleri tokat atmak ve saçlarımıza asılmak zaten. Ama bu da acıtıyor.

Pera biraz büyüyünce ben onu koruyabilmek için daha sakin bir kişiliğe büründüm. Böyle olursam onun da beni örnek alacağını ve sözden çıkmayacağı için dayak yemeyeceğini düşündüm. Ama o büyüdükçe sözden çıkan birine dönüştü. Benden daha fazla tokat yemiştir. Benim onu korumam gerekirken o beni korudu hep.

Bu dünya hiçbir zaman adil olmayacak. Ve bazı ebeveynler hiçbir zaman çocuklarının değerini bilmeyecekler.

•••

Bittiiiiii... Kısa bir bölüm oldu farkındayım. Ama hikaye texting hikayesi zaten kısa olacak!

Oy verirseniz sevinirimmmm <333

Seviliyorsunuzzzz<333

Bal | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin