Wooyoung
Hawasa'yla konuşmamın üzerinden on saat geçmişti. Acaba Yeosang'lar nerede kalmıştı? Dışarıya çıkacaktım o yüzden siyah ince bir swet ve aynı renk bol bir pantolon giyindim. Üstüme de siyah montumu giyip evden çıktım. Anahtarı yanıma alıp spor salonuna doğru koşmaya başladım. Spor salonuna geldim. İçeri girip sekreter kızla konuşmaya başladım."Merhaba"
"Ah merhaba Wooyoung geçebilirsin"
"Teşekkürler"
Fotoğrafımı paylaştıktan sonra burada da popüler olmuştum. Herkes benimle ilgilenip imza ve fotoğraf istiyordu. İlk önce koşu bandına binecektim.
"Oppa!!"
Biri yanıma geldiğinde ona doğru döndüm.
"Wooyoung oppa"
"Pardon?"
"Oppa ben Hawasa, Instagram'da tanışmıştık."
"Ah hatırladım"
Kızın bazı hareketleri şüpheliydi. Bakışları da bir tuhaftır ama hayırlısı
"Oppa seni burada görmeyi beklemiyordum. Ama iyi ki karşılaştık."
"Oppa iyi misin?"
"Oppa"
"Wooyoung oppa"
"Ah şey efendim?"
"İyi misin oppa"
"E-evet iyiyim, teşekkür ederim"
Gülümsedi. Gülümsemesi çoookk tanıdıktı
"Rica ederim oppa, benimle kahve almaya gelir misin oppa? Ben bilmiyorum da:("
"Ta-Tabii"
"Teşekkürler oppa :)"
Gülümsedim. Yapmacık bir gülümsemeydi çünkü kızın bakışlarını hiç beğenmemiştim. O da gülümsedi. Onun gülümsemesi ise bir şeytanı andırıyordu.
"Oppa şu kahveden alalım mı?"
"Tamam"
"Sen de ister misin oppa?"
"Hayır, ben diyetteyim. Su içiyorum. Yine de teklifin için teşekkürler"
Elimdeki su dolu matarayı ona gösterdiğimde anladığını belirtmek için gülümsedi. Çıkışa doğru yürürken telefonum çaldı. Bakmak için pantolonumun cebime uzandığımda orada olmadığını fark ettim. Düştü mü diye arkama bakarken Hawasa'nın elinde olduğunu gördüm.
"Bunu mu arıyorsun oppa?"
Sanki bilmiyormuş gibi sorduğu sorusuyla kaşlarımı çatarak bir ona bir de elinde sallandırarak tuttuğu telefonuma baktım.
"B-Bu sende ne arıyor Hawasa!"
Sesim biraz yüksek çıkmıştı aslında bağırmak istedim ama spor salonundaydık.
"Bana bağırmak ha?JUNG WOOYOUNG sen kendini ne halt sanıyorsun? Yapmaz mıyım sanıyorsun? Burada kaç tane koruma var biliyor musun?"
"Şimdi bakalım kim arıyormuş?"
"Aa San, açalım bakalım ne için arıyormuş?
Onu tanıyormuydu. Eğer yanıyorsa ona da bir şey yapmaya kalkardı.
"Aa San! Bu ne tesadüf"
"S-sen nasıl?"
"Sevgilinle spor salonunda karşılaştık. Aslında ben onu takip etmiştim ama bunu senin bilmene gerek yok diye düşünüyorum. Yanılıyo muyum?"
Beni takip mi etmişti? Bu çok fazlaydı neden ona güvenmiştim ki ah! Savaş mı istiyorsun hawasa? Peki biz de savaşırız
"Evet, seninle daha fazla konuşmak isterdim ama küçü bir işim var. Görüşürüz San."
Telefonu kapatmadan önce 'korumalar yakalayın!' Diye bağırdı. Kaçmaya çalıştım ama başaramadım. Ağızıma beyaz bir bezle kapatmadan önce son gördüğüm Hawasa'nın sırıtan yüzüydü.
San eğer benim yerimi bulursan lütfen gelme