Wooyoung
Hastaneden çıkma günüm gelmişti. Şu an yarımsaattir buradayız. Yeosang'ları bekliyoruz. Eve duş alacağız diye gittiler ama geri dönmediler.
"Biz arabaya geçelim istersen Wooyoung"
San'a doğru döndüm.
"Ben neden seninle geleyim Coi San?"
"Canım öyle istiyor Jung Wooyoung"
Aaa çoookk sinir bozucu ama bir o kadarda sexsy ve tatlıydı.
" Ben her senin canın istediğinde burada olamam"
"Oldururyz."
Bu romantik anımızın içine eden bir öksürük sesi oldu.
"San, biz de buradayız"
"Olmasan şaşardım zaten Hongjoong"
"Romantik anınızı böldüğümüz için üzgün değiliz. Biz görmek zorunda mıyız?"
"Görmek istemiyorsanız defolup gidebilirsiniz Mingi"
"Bana olan sevgin gözlerimi yaşatı San"
Ama San onu duymamış gibi yaparak bana döndü.
"Gidelim Wooyoung"
Onunla uğraşmak çoookk hoşuma gitmişti. O yüzden biraz daha sınırları zorladım.
"Seninle geleceğimi kim söyledi Coi"
"Ben söyledim Jung. Yürü"
"Bana emir veremezsin Coi San"
"Emir vermesem yürüyecek misin?"
Cevabım belliydi. Ama onu sinir etmek için biraz düşündüm.
"Hımmm hayır"
Herkesten bir kıkırtı yükseldi. Ve kapı çalar... filmlerde geçen o sahneyi yaşıyorduk. Acaba kapı açıldığında samara gelecek mi?
"Siz devam edin. Ben kapıya bakarım"
Hongjoong'un yüzünde eğlenen bir ifadeyle kapıya bakmaya gitti. Kapıyı açtığında karşısında benimkiler vardı. O sırada da San beni yatağa oturtmaya çalışıyordu. Ben de onunla uğraşmak için oturmuyordum. Ayaklarım ve belim gerçekten çok ağırıyordu. Ama biraz daha onunla uğrayabilirdim.
"Hoş geldin civciv"
"Hoş buldum yaban mersini"
Biz öylece şaşırıp kalırken onlarda odaya ilerledi. Hongjoong arkalarından kapıyı kapatınca o da ilerledi.
"Günaydın Woo"
"Günaydın Yuyu"
"Güzelim, bir otursan mı? Birazdan düşebilirsin"
O kadar tatlıydı ki şuan ısırmamak için zor tutuyorum kendimi.
Onun dediğini yapıp oturdum. Bir dakika 'güzelim' mi demişti o bana? Bizim ekip ve ben donarken diğerleri çoookk rahattı."S-San sen bana güzelim mi dedin?"
"Eee hadi gidelim"
Sorudan kaçmak için böyle yapıyordu. Ben alırdım bunun cevabını arabada bir dakika onunla gideceğimi kim söylemişti?
Tamam o zaman dağılalım, Hongjoong ve Seonghawa siz berabersiniz-"
"San biz neden beraberiz ya Jongho yada Mingi'yle eşleştir beni"
Ama San onu duymamış gibi yaparak Mingi'ye döndü.
"Sen Yunho'yla gideceksin"
"Yürü köpecik"
Mingi yürüdüğünde Yunho'da peşinden gitti. Giderken de bir yandan konuşuyordu.
"Hey! Bana köpecik deyip durma"
Öyle diyordu ama beğendiğini anlayabiliyordum.
"Peki, yürü civciv"
"Seninle geleceğimi kim söyledi yaban mersini?"
"San söyledi ya duymadın mı?"
Olay çok uzayacağı için ben de katıldım.
"Seonghawa lütfen Hongjoong'la beraber git. Yeosang sende Jongho'yla git. Bir süre eve gitmesek daha iyi olur"
San beni onaylayacasına kafasını salladı.
"Evet dördünüz de bir süre eve gitmeseniz iyi olur"
Seonghawa derin bir nefes aldı. Ve yürümeye başladı.
"Yürü yaban mersini"
Hongjoong sırıtarak onun peşinden gitti. Yeosang'ta Jongho peşine takarak odadan dışarı çıktılar.
"Sende benimle geliyorsun Foxy"
Dediğiyle duraksadım. 'Foxy' mi? San duraksamamı fırsat bilip beni kucağına alarak arabaya doğru yürüdü.
Aaa Tanrı'm bir insan bu kadar mı sexy olur ya"Günaydın, bayramın ikinci günü nasıl? Bilin bakalım Woosan eve gittimi ne gibi şeyler yapacak? Bir sonraki bölüme besmele çekerek başlayın lütfen. 💋SEVİLİYORSUNUZ💋