Karmen'in ağzından
Bizi götürecekleri yere kadar beklemeye başladım. Kalan yolu gözlerimiz kapalı götürdüler ve bir sandalyeye oturtup bağladılar. Gözlerimi açınca etrafa baktım. Ateş de benimle aynı şekildeydi fakat Görkem yoktu. Herşey plandı ama insan yinede tedirgin oluyordu. Ateş'e seslenince kafasını kaldırdı bana baktı.
"İyi misin?"
"İyiyim, sen?
"Bende iyiyim. En son mağarada kalmadan önce teklif etmiştim hatırlıyor musun?"
"Ne teklifi etmiştin? Hatırlamıyorum." gülüp etrafıma bakındım. O an aklıma gelince nedensiz utanmıştım. Tam Ateş konuşacakken ayak sesleri gelmeye başladı. Ardından da o tanıdık yüz göründü.
"Merhaba eski komutanlarım beni özlediniz mi? Ya da şey mi demeliyim çifte kumrular." bunu diyen kişi Emre'den başkası değildi. Görkem'in ortağı mıydı?
"Aaa Ateşciğim sana sinirlenmek yakışmıyor ama sakin ol biraz." Emre'yi görünce haliyle Ateş sinirlenmişti.
"Ne istiyorsun Emre?"
"Aa bak sevdiğim kadın da burdaymış. Ne mi istiyorum? Seni istiyorum desem."
"Bende sana kafa göz dalarım desem."
"Sakin ol Ateş Yıldırım. Burada son günün olmasını istemiyorsan sus. Sana gelince Su, daha mı güzelleştin sen." elini boynuma götürdü tam dokunacaktı ki yakınlığından faydalanıp kafa attım. İki büklüm yere düşmüştü gerizekalı.
"Bu burada bitmedi Su seninle daha eğleneceğiz." dedi ve gitti.
"Bok eğlenirsin sıkıyorsa benimle eğlen or-" galiba bunu içinden söylediğini sanmıştı.
"Ateş sakin ol sence bana yaklaşabilir mi?"
"Buna izin vermem." sen beni bırakmadıkça ben de seni bırakmam Ateş.
Bir hafta sonra
Görevin üzerinden 1 hafta gecmişti. Mağaradayken Görkem ve Emre beraber yanımıza gelmiş ahkâm kesmişti. Bu sırada da Görkem'in boş boğazlılığı sayesinde askeriyedeki belgeleri incelemişlerdi. Bu zamana kadar nasıl anlamamıştım bilmiyorum. Belgeler incelendikten sonra generale haber gitmiş ve Emre ile Görkem'i almıştık. Hakettikleri yere gitmişlerdi. Bugün Mehmet abilere gidecektik. Kızı Elif'i görmeyi cok istiyordum ama bugün başka birşey vardı. Ateş bu hafta boyunca sıklıkla ortadan kaybolmuştu. Birşeyler planlıyordu. Mehmet abiye geçen gün konuşurlarken de onları duymuştum. Ateş hazırlıkların tamam olduğunu ve bugün yapacağını söylemişti. Fazla heyecan yapmamaya çalışarak Ateşin odasının kapısını çaldım. Gir diyince içeri girip,
"Hadi seni bekliyoruz."
"Geldim geldim. Ne bu acele kızılım?"
"Hiç, Mehmet abinin kızını göreceğim ya ondan herhalde." gerçekten belli etmemiştim. Tim bizi kapıda bekliyordu. Herkes arabalarına dağılırken Ateş bana seslendi.
"Karmen, ayrı ayrı gitmeyelim." tamam diyerek arabaya bindim. Arabaya binince önden bizimkiler gitti bizde arkalarından takip ettik. Eve varınca arabaları park edip indik.
Güzel zaman geçirmiştik. Mehmet abinin kızı Elif çok tatlı ve usluydu. Arada Ateşle de oynamışlardı ve baya eğlenmiş gibilerdi.
Yaklaşık 10 dakika sonra telefonum çaldı. İçeri gittim ve telefonu açtım. Telefondaki asker Anka ile Ejdere görev olduğunu acil gitmemiz gerektiğini söylemişti. Neden albayın değil de askerin aradığını soruncada ilk başka kem küm etmiş sonradan albay müsait değil diyerek bir yalan uydurmuştu. İnanmamıştım ama Ateşle beraber gitmemiz lazımdı. Acelemiz varmış gibi bir hışımla içeri girdim. Telaşlı bir şekilde,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GELECEĞİNİ YAZMAK
Teen FictionKimdim ben babam kimdi annem kimdi... Peki annemle babamın intikamını alabilecek miydim? Can yarımı bulabilecek miydim? Geçmişimi onlar yazmıştı geleceğimi kendim yazabilecek miydim? Geleceğim intikam dolu mu yoksa aynı adı gibi gözleri ve sözleriy...