Ateş'in ağzından
Asenamı Toprakla bırakıp timin yanına gitmiştim. Aslında yeni timim demeliyim ama daha emir gelmemişti. Acaba ne konuşuyorlar diye düşünüyordum ki Burak daldı içeri. Gülüyordu ama bu gülümseme hiç iyi bir gülümseme değildi.
"Komutanımı sevgilisiyle bastım." İlk tepkiyi veren Emreydi. Tepkisi de içmekte olduğu kahveyi dökmekti. Bense donup kalmıştım. Sevgilisi mi vardı? Ne ara geldi de bastı? Peki bana davranışları neden öyleydi? İçimde bir boşluk olmuştu sanki. Kafamda binlerce soru sadece duvara odaklanmıştım. Mehmet abinin sesiyle kendime geldim.
"Burak yoktur oğlum öyle birşey. Hem ne ara gördün ben seni rapor götür diye gönderdim."
"Valla abi ben gördüğümü söylerim. Şimdiye kadar kimseyi komutanımla görmedim. Baya da samimilerdi." Burak her cümle kurduğunda hem sinirim artıyor hem de içimdeki boşluk daha da kendini belli ediyordu.
"Burak sus ve otur. Yoktur öyle birşey, olmamalı." son kelimeyi ağzında gevelemişti ama anlamıştım. Burak hiçbir şey söylemeden Emre'nin üstüne atladı. Diğerleri onu kurtarmaya çalışırken Mehmet abiyle konuşuyorduk.
"Eee Ateş komutanım var mı sizin sevgiliniz?" var demeyi o kadar isterdim ki.
"Yok abi. Birde abi komutanım demezsen sevinirim. Görevde değiliz, timden değildim." şimdilik değilim.
"Tamam Ateş demem ama doğru söyle yok mu gönlünde biri?" hem bana soru sorup hem de diğerlerine kınayıcı bakışlarını gönderiyordu.
"Gönülde olsa nolur abi yanında olmadıkça." bu kız iyice ayarlarımı bozdu.
"Bunu evet olarak kabul ediyorum." cevap veremeden kapı çalındı ve içeri asenam girdi. İçeriye kısa bir bakış atıp Mehmet abinin yanına oturdu.
"Halletin mi işi?" sesim ister istemez sinirli çıkmıştı.
"Halletim. İyi geçti bugün de bana gelecek güzel bir gece geçi-" ikizinden bahsediyor diye düşünüyordum.
"Komutanım ayıp oluyor ama. Bize mahreminizi anlatmayın." Görkem Burak'ın söylediğiyle yine yapıştırdı bir tane.
"Burak oğlum salak mısın? Susmazsan komutanım susturur." asenamın sinirlendiğini gören Burak yavru köpek bakışları atmaya başlamıştı.
" Görkem ben yokken buna çok mu vurdunuz. Bugün biraz fazla oldu da."
"Komutanım ben öyle demek istemedim yanlış anladınız." Fırat Emre'yi dürterek sessiz bir şekilde,
"Şimdi sıçtı işte. O denir mi salak?" dedi. Emre'ye baktığımda çok farklı bakıyordu asenama. Aynı benim baktığım gibi.
"Yani ben salağım ben anlamadım öyle mi?" keyfim biraz yerine gelmişti ama sinirim hala gitmemişti.
"Tamam Burak anladım. Zaten Albayın odasında olandan ceza almayacaktın ama ufak bir cezayı hakettin bence. Sizce tim, sizcede haketmedi mi?" hepsi birden onaylamıştı bunu.
"Peki beyler o zaman ben kaçar. Yarın sabah bahçede." dedi ve çıktı odadan. Arkadan bende onu takip ettim.
"Bana sormak düşmez ama neden ceza verdin time?" aslında vermesinin sebebini biliyordum ama sevgilisi varsa ,ki bence yok, şuan söylerdi.
"Bana sormak düşmez ama neden hala buradasınız komutanım?" yüzümde bir gülümseme belirmişti. Nasıl başa çıkacaktım ben bu kızılla. Sinirim hala gitmemişti, bundan olsa gerek beklemeden açıkladı.
"Toprakla albayın odasına konuşurken Burak daldı içeri. Kapıyı çalmadan girdi. Ondan ceza vermeyecektim de içerde dedi ya mahreminizi anlatmayın diye ondan ceza yediler. Neden öyle dediğini de anlamadım ama neyse yarın çekerler cezalarını." açıklamasından sonra yüzümde yine aynı sırıtma oluşmuştu. Arkasını dönüp odasına gidecekken kolundan tuttum. Zaten sevgilisinin olmadığını düşünüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GELECEĞİNİ YAZMAK
Teen FictionKimdim ben babam kimdi annem kimdi... Peki annemle babamın intikamını alabilecek miydim? Can yarımı bulabilecek miydim? Geçmişimi onlar yazmıştı geleceğimi kendim yazabilecek miydim? Geleceğim intikam dolu mu yoksa aynı adı gibi gözleri ve sözleriy...