Alev Özlü varlıklı bir ailede büyümüş fakat tüm arzularını içinde yaşamiş ve ona destek veren ailesi olmadığı için hayata öfkeli olan genç bir kızdır. Ulusoy Lisesinde okumaktadır. Alev özgüvenli bir o kadarda sert bir kızdır... Şimdiye kadar hiç aşk duygusuna rastlamamış biriydi Alev... taa ki Kerem'e rastlayana kadar.
Hasiktir saat 08:46. Hemen yatağımdan atıldım. Okul formamı giyinip aynanın karşısına geçtim.
"Bak kızım, mükemmelsin, özgüvenlisin ve harikasın..." diyip evden çıktım.
Ha bu arada ben Alev... 17 yaşındayım. Ve bu siktiğimin okuluna gitmek zorundayım. Benden bi bok olmaz niye okuyorsam boşuna...
Bisikletimle hızlanırken düşünmeye başladım... "Acaba aktiris olmak nasıl bir duygudur?"Murat ben... bu kadar işte. Sadece Murat. Hayatım bomboş kimse yok, kimse açmadı içimdeki o ıssız kapıları... Ne annem ne babam... kimse... Fakat şimdi umrumda bile değil.
"Yeni okul yılına hoş geldiniz millet." Diye bağırdım okul kalidorunda. Ve bir anda herkes gülmeye başladı... Her zamanki gibi.Murat Öztürk. Ne varliklı ne de yoksul bir ailede yaşamaktadir Murat. Murat normal bir ailenin tek çocuğudur. Derslerle arası iyi olmasada Ulusoy lisesine giriş yapmiş ve yoluna burdan başlamaya karar vermiştir. Hayatta hiç bir amacı olmayan öylece çocukları güldüren boş bir insandir kendisi. Tabii kimse içindeki karanlik dünyasına giriş yapamadı... Henüz.
"Oğlum kalksana okulun yokmu annem?"
Siktiğimin okulu mu var? Dedim fısıldayarak kendi kendime.Kerem Yılmaz... Babası şirket yönetmekte olan, zengin bir evin çocuğudur. Kerem işleri kavga ile halletmeye çalışan, söz dinlemeyen ve kimseyi takmayan biridir. Aşk hayatı olmayan sadece para ile yaşayan biridir Kerem. Ulusoy lisesinde olmasina rağmen hiç çalışmayan, ve oldukça kavgacı bir ögrencidir.
Yatağımdan istemsizce kalkarak yavaş yavaş banyoya gittim. Bir kaç dakikaya hazirlanip hemen arabaya binip okula gidecektim. Nasil hayat ama... Boktan bir hayat yaşıyorum resmen.
Zil çaldı... "Olamaz daha ilk günden gecikemem..."
"Salla kimse takmaz zaten." Birden arkamdan ses yükseldi.
"Ah burda olduğunu fark etmedim."
Kahveyi gözlü siyah saçlı ortalıkta ruh gibi gezen birine benziyordu.
"Adın?"
"Fark eder mi?"
"Gerçekten mi?" Dedim gözlerimi devirerek.
Okulun duvarına çıktı ve...
"Sinan." Diyip atladı...
"Aah yavaş... Iyi misin?"
"Sayılır." Dedi ve ses kesildi. Eee ben nasıl geçicem? Dedim kendi kendime. Başka çarem yok gibi...Sınıfımı zar zor buldum tam önüne geldiğimde durakladım... Nasıl bir bahane uyduracaksın Alev... dedim kendime... ve kapıyı açtım... Herkes gözlerini bana dikmiş bakıyordu öyle aval aval...
"Eeee... Ben... Aslında..."
"Geç." Diye seslendim hoca. Nasıl? Bu kadar mı? Ahh
Boş sıralardan birinde oturdum. Tam kitabımı çıkarıcakken biri sınıfa girdi...
Kapıyı açtı girdi ve kapattı... Ve hiç birşey demeden yan sıraya oturdu... işin tuhaf tarafı hoca hiç bir şey demiyordu... ve kimse şaşırmıyordu.Bir anda zil çaldı... Ve bir kız yanıma gelip adımı sordu... Soğuk bir şekilde "Alev." Dedim ve kalktım evet uzun sürmez 1 haftaya ayak uydururdum buraya...
"Alev... Alev..." Diye bir ses yükseldi mutfaktan.
"Ay ne var anne ya ne?"
"Okul var kızım hadi kalk"
"Aman ya... gidiyorum..." hazirlandim ve çıktım evden... bisikletle yolda giderken
gözüm yandaki arabaya kaydı ve önümden geçen birine çarptım... ikimizde yere dağıldık...
"Aah..." dönüp çocuğa baktığımda kalktığımda yerden kalkmaya çalışıyordu...
"Ah sen iyi misin?" Dedim telaşla...
"A evet tabii sonuç olarak bana çarpmadın ya..."
"Ya tamam işte özür dilerim."
"Iyi senin yuzunden geç kalacağım..." diyip çekti gitti...
Aman ya ne yaptım sanki.Okula geldiğimde Sinanı gördüm. Tam yanına gideyim derken... Üç çocuk gelip kolundan tutup götürdüler. Noluyo be?
Arkasından gittiğimde kavga ettiklerini gördüm hatta kavga değildi Sinan'ı dövüyorlardı... Hemen yardım çağırmak için koştum okulun ön bahçesine geldiğimde birine çarptım... Kafamı kaldırdıgımda dün izinsiz derse giren çocuğu gördüm.
"Yavaş gel..." dedi ve sözünü kesip...
"Sinanı dövüyorlar... yardım et..." dedim nefes alıp vererek.
"Sinan kim lan?"
"Bizim siniftan... ne duruyorsun yardım etsene...?"
"Nerde?" Diye sordu telaşla
"Arka bahçe..." lafımı bitirmeden koştu.
Arka bahçeye doğru koşarak gittim. Geldiğimde kimse yoktu... sadece yüzü gözü kan içinde olan iki kişi... Sinan ve o çocuk.Üçümüzde bahçede oturmuş sadece duvara bakıyorduk.
"Kimdi onlar?" Dedim dalgın bir şekilde...
"Sana ne?" Dedi Sinan huysuz bir tavırla.
"Aman anlatmazsan anlatma."
Tam kalktım gidiyordum sınıfa birden ses yükseldi.
"Okuldaki bazi serseri çocuklar işte..."
"Anladım..." dedim gözlerimi devirerek.
"Beni bir daha böyle boktan bir konu için rahatsiz etme." Dedi o çocuk huysuzca...
"Ben naptım ya?"
"Siktiğimin okuluna gelmek zaten bir boka yaramıyor..." dedi bağırarak.
"Siktir git o, zaman." Dedim bağırarak.
"Lan kızım..." dedi sesini yükselterek.
"Bağırma bana!" Dedim ve gittim...
"Siktirin lan hepiniz." Dedi Sinan bağırarak...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cinayet
Teen Fiction"Bu son." "Bu son değil." "Bu kez gerçekten son..." "Bu son değil."