Her şeyim kayb olmuş gibi. Sanki hiç olmamiş gibi sadece annem var... O da eskisi gibi değil. Kardeşlerim var... Zaten onlara tutunuyorum. Babam yok, Kerem yok, Murat yok... Murat'a güvendim. Ona gerçekten güvendim. Peki o, ne yapacak? Nereye kadar saklana bilir ki? Ortada neden bile yokken niye böyle yaptı? Kafamın içi sorularla dolu... Babamdan sonra bunu nasıl kaldırayım? Alışa bilecek miyim? Peki ya Kerem'in annesi? O, ne yapacaktı? Bu acıyla nasıl yasayacak? Polisler hâlâ arıyordu. Ama ne yazık ki hic bir kanıt yok... Ortada Murat bile yok.
2 hafta olmuştu... koskoca 2 hafta... Bu süreç içinde Murat ortalıkta yoktu. Kimsenin en ufak bi haberi bile yok. Murat'ın ailesi zaten yurt dışında. Alışamıyordum... Ne babamın yokluğuna ne de Keremin yokluğuna...
Keremsiz 3. Haftaya geçiyorduk. Pazartesi... sabah saat 07.13
Annemin "Alev hadi kalk kızım." Sesiyle gözümü açtim... bir süre tavana bakıp yeniden gözlerimi kapattım.
"Ali, Efe, Mete... Hadi annecim hadi..." diyerek annem bağırıyordu. Bu arada Ali, Efe, Mete benim küçük kardeşlerim.
"Kızım sen daha kalkmadın mı?" Diyerek pat diye kapımı açtı annem. Ardından camları açarak odayı aydınlatdı. Ben de kalkmak zorunda kaldım.
"Tamam anne ya ne abarttın." Dedim huysuzca.
"Hadi hadi kahvatlıya." Diyerek odamdan çıktı. Kafamdaki bir sürü düşüncelerle hazırlanmaya başladım. Formamı giyinip, saçlarımı taradıktan sonra aşağıya indim. Yemeğimi bitirdikten sonra telefonuma gelen bildirimle evden koşarak çıktım..
'Murat'ın yerini biliyorum.' Yazıyordu.
Hemen çocuklara haber verdim. Asya, Elif ve Sinan hemen okulun bahçesine geldi.
"Noldu? Bizi buraya aceleyle neden çağırdın?" Diye söylendi endişeyle Sinan. Telefonu açıp mesaji gösterdiğimde şaşkınlıkla bana bakmaya başladılar.
"Ne yani? Bunu kim yazmiş ki?" Dedi Asya.
"Nerden bilelim hı?" Diye sinirlendi bi an da Elif.
"Bana şekil yapma... Hakkımda konuşmadan önce hakkında bildiklerimi unutma."
"Bak kızım... Benim asabımı bozma lan. Siktirtme belanı." Diye bağırdı Elif.
"Ne diyorsun ya sen..." diyerek Elife saldırmaya çalıştı Asya. Sinan Elif'i arkaya doğru çektiğinde bende Asya'yı sakinleştirdim.
"Tamam kızlar sakin." Dedi bi an da Sinan. "Konuya odaklanalım." Diye ekledi.
"Ne yapacağız?" Diye sordum çaresizce.
"Ya da ne yapa biliriz?" Dedi Asya.
"Bence cevap vermeyelim bir daha mesaj atarsa o, zaman cevap veririz." Dedi Sinan.
"Bencede." Diye ekledim.2 saat sonra...
Herkes derse odaklanmışken bi an da zil çaldı. 5 dakika sonra telefonum çalmaya başladı.
'Bilinmeyen numara'
Bu ne şimdi? Açmalı mıyım?
"Alo...? Kimsin?"
"Elifdi değil mi?"
"Murat....?" Dedim içime korku düşerken.
"Nasıl ama... Acı veriyor mu? Sevdiğin birisini kayıb etmek.?" Dedi alay eder gibi.
"Murat... Sen onu öldürdün... Sen nasıl bi insansın?" Dedim bir tarafımı korku diğer tarafımı öfke sarmışken.
"Neden? Aynısını sende yaptın Elif."
"Öyle... Ve planım ne biliyor musun?"
"Anlatsana..."
"Asya... Onu çok mu sevdin? Zarar görmesini ister misin?" Dedim korkuyu içimden atarak.
"Bi bok yiyemezsin." Dediği an gülerek yanıt verdim.
"Diyosun..." Dedim alay eder gibi.
"Yapamazsın." Dedi sesi titreyerek.
"Öyle mi dersin?" Dedim kararlı bi şekilde.
"Elif saçmalama. Bunu yapamazsın. Yapma..." Dediğinde artık gerçekten korktuğunu göre biliyordum.
"Bu gün... Ders çıkışı... Arka bahçede... Bu gün o kızın son günü." Dedim ve kapattım. Geleceksin... Sen buraya geleceksin...Zilin çalmasını sabırsızlıkla bekliyordum. Zil çalsın da Murat buraya gelsin istiyordum. Ve son 10 saniyye...
9, 8, 7, diye mırıldanıyordum. 4, 3, 2, ve zil çaldı. Asya çantasını toplayıp evine gitmek için hazırlanıyordu.
"Nereye gideceksin?"
"Alev ya bana yardım etsene..."
"Asya? Iyisin dimi? Ne oldu?"
"Arkadaki markete gideceğim." Dedi çekinerek.
"Eee? N'olmuş?"
"Sende benimle gel sana sürprizim var."
"Öyle mi? Gerçekten mi?"
"Evet hadii..." Diyerek sınıftan ayrıldılar. Ben de peşlerine takılıp onları izledim.
Bir taraftan etrafta Murat'i arıyor diğer taraftan çantamdaki bıçağı çıkarıyordum. Okulun bahçesine geçtiğimizde... "Asya..." Diye seslendim. Dönüp bana baktığında ona doğru koşup bıçağı ona sapladım. Alev şok içinde bakarken, Asya'nın bana bakan şaşkın gözlerini gördüm. Sanki bana "neden?" Diye bağırıyordu. Bıçağı çıkardığım an da simsiyah giyinmiş, ağzında maskesi, başında şapkası olan bi çocuğu gördüm. Evet bu Murat'tı. Yere yığılmış Asya'yı kolundan tutup kendine doğru çekti Murat. Alev şoklar için de Asya'ya bakıyordu.
"Asya... Asya... İyi olacaksın..." diye ağlamaya başladı Alev. O sıra da bıçağı çantama koyup arka kapıdan uzaklaştım. Yazlıktakı evimize gidecektim ama kendi arabamla gidemezdim. Yolda gördüğüm ilk taksiye binip eve doğru gittim."Asya'm.... Asya iyi olacaksın.... Yardım edin." Diye bağırıyordu Murat. Bi an da Asya konuşmaya başladı.
"Seni... Seviyorum...." Diyerek gözlerini kapattı. Hıçkıra-hıçkıra ağlamaya başladım. Şok olmuş Murat ne yapacağını bilmiyordu. 10 dakika civarında ambulans gedi ve Asya'yı hastaneye kaldırdık.Yazlık eve geldiğimde telefon numaramı çıkarıp attım. Korkuyordum... ne yapacaktım? Saatler geçmiyordu... Niye böyle yapmıştım? İntikam mi? Yoksa karma mı? Kendimde değildim. Kafam doluydu. İsteyerek olmadı. Diyerek kendime teselli veriyordum. Allah'ım ne yaptım ben.? Suçsuz birini bıcakladım. Kapıları ve camları kapatıp odama geçtim. Tozlar içinde olan gitarımı gördüm. O an aklım da eski anılar canlandı. Gitarı elime alıp çalmaya basladım.
Sonuna geldik
Çocuk aklı ermez hiç
Her ayrılığa
Görmez olmasın gönül, unutmasın hikayeyi
O ahşap yazlık eviGözlerimden yaşlar akmaya başladı yavaşca... Anılar canlandı gözümde.... Kerem'le geçirdiğim zamanlar geldi aklıma. Sonra Sinan var... Onu seviyordum. Onu çok seviyordum.
Rengi gözlerinden of kokusu rüzgarından
Yüzer miyiz?
Dediğin denizin kumsalından
Şimdi bak ne uzak küstüğümüz baharlar
Adını kazıdığım masum ağaçlarŞimdi daha çok ağlamaya başladım. O an durdum işte söyleyemedim. Gözlerimden yaşlar akarken... iç çekerek devam ettim.
Yıldızlara bak, biz küçüktük
Demez miydin hep sevdikçe büyürsün
Gözlerini kapat biz büyüktük
Birbirimizden büyük sevdikçe küçüldük
Ve geçti zaman
Eridi sevdamBu gün yaşadıklarım ve yaptıklarımdan sonra anladım... Anladım ki yaşattığını yaşamadan ölemezsin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cinayet
Teen Fiction"Bu son." "Bu son değil." "Bu kez gerçekten son..." "Bu son değil."