bölüm:14 "Döngü"

6 1 1
                                    

Hemen Sinan'ı hastaneye kaldırdık. Sinan iyi olacaktı buna inanıyordum. Ama Murat neredeydi? Elif nerdeydi?
Babamdan sonra Sinan'ı ve Murat'ı kayıp edemezdim. Sevdiklerimi benden alamazdı bu dünya. Daha Aylin vakasını çözmemişken şimdi de Sinan vakası çıktı.

"Nasıl iyi mi Sinan?" Diye heyecanla sordum doktora.
"Evet hayati tehlikesini atlattı... Fakat hâlâ yoğun bakımda."
"Iyi olacak ben inaniyorum..." dedi Asya.
"Tabii ya... Güçlüdür bu naylon." Diyerek bana moral vermey çalışıyordu Kerem.
Eda hoca yanımızdaydı fakat Önder hoca hâlâ olay yerindeydi. Şimdi tek umudumuz Sinan. Murat ve Elif'i bulmak için Sinan'a ihtiyaç var.

2 saat sonra...

"Hastanın yakınları hastayı göre bilir." Dedi Doktor.

"Sinan... Sinan iyi misin?" Dedim telaşla.
"Iyiyim Alev... Elif... Elif nerede?"
"Bilmiyoruz... Ne Elif ne de Murat yok ortada. Hâlâ kayıplar." Dedim sakince. "Sen... Seni bıcaklayan kişiyi gördün mü?"
"Hayır yüzünü görmedim." Dedi kaşlarını çatarak. O an içeriye polisler geldi. Soruşturma için ifade alacaklar.
Sinan olayları anlatırken bende dinliyordum. Her şeyi anlamıştım da Murat nasıl kayıp olmuştu?... Çok garip.

"Bak Elif'cim sen bu olanları birine söylersen seninde hayatını karartırım..."
"Umrumda bile değil... burdan kurtulduğum an da her şeyi söyliyeceğim." Dedim öfkeyle.
"Bak kızım... Tamam, tamam o hâlde... bir şey söylersen Sinan da Kerem de Hayatından olur... Bence sen anladın."
"Bak Murat yapma böyle... Bırak beni de gideyim."
"Tamam güzelim... tamam ben de onu diyorum ya... çeneni kapat kimse zarar görmesin." Dedi sırıtarak.
"Tamam... Tamam yemin ederim susacağım kimseye bir şey söylemiyeceğim." Dedim yalvararak.
"Tamam. O, zaman... birisi bir şey sorarsa... Ormanda yürürken kayıp oldun... bende seni aramaya çıkarken kayıp oldum... sonra seni buldum ve geri döndük." Dedi Murat gülümseyerek.
"Sence bu boktan yalana kim inanır?"
"Herkes." Dedi ve kollarımı çözmeye başladı.

2 hafta sonra...

"Çok garip değil mi? Önce Aylin sonra Sinan." Dedi birden bire Asya.
"Konu kapanmış gitmiş ne diye açıyorsun?" Dedi sinirli bir şekilde Murat.
"Neden? Niye seni rahatsiz etti ki?" Dedim imâlı bir tavırla.
"Alev yine mi?" Dedi kaşlarını çatarak.
"Tamam be." Dedim ve kitabımı okumaya devam ettim.

"Alın bu da sizin davetiyeniz." Dedi Sude.
"Ne davetiyesi?" Diye sordu Sinan.
"Benim doğum günü davetiyem." Diye cevapladı Sude.
"Bu akşam mı?" Diye sordum.
"Evet..." dedi.

Saat 21.00
Herkes partideydi. Birden Kerem'in bana doğru geldiğini gördüm.
"Benimle dans eder misin?" Dedi karşımda diz çökerek. Dilim tutuldum birden bire.
"Tabii ki..." dedim. Danstan sonra fotoraf çekindik. Her şey o kadar mükemmeldi ki...

Biz dans ederken Elif'in bize nasıl baktığını gördüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Biz dans ederken Elif'in bize nasıl baktığını gördüm. O kadar öfkeli bakıyordu ki...

"Elif... Şey... Benimle çıkar mısın?" Dedi başını öne eğerek. Şok olmuş bir şekilde bakıyordum öylece... Bir an da gözlerim Murata sataştı ve o öfkeyle "evet." Dedim. Birlikte zaman geçirdik Sinan'la sanki yıllar sonra beni anlayan biri ile konuşuyordum.
"Fotoraf çekinelim mi?" Dedim gülümsiyerek.
"Olur..." dedi gülümseyerek.

Yıllar sonra ilk kez bu kadar mutlu olduğumu fark ediyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yıllar sonra ilk kez bu kadar mutlu olduğumu fark ediyordum. Sinan beni mutlu ediyordu. Kerem.... o beni hep üzüyordu. Sinan'a bir gün de aşık olamam tabii. Biz birlikte eğlenirken gözlerim Murat'ı arıyordu... Murat uzakta durmuş bizi izliyordu. Beni eğlenirken görmek onu rahatsız etmişti.

"Murat..."
"Efendim Asya." Dedi gözleri hâlâ Elife bakarken.
"Yüzüme bile bakmaya tenezzül etmiyorsun." Dedim vurgulayarak.
"Evet Asya ne oldu yine?" Dedi bunalmış  bi sesle. Murat bana döndüğü anda dudaklarımı onun dudakları ile buluşturdum. Ikimizde dona kalmıştık. Şu an ilk kez birini öpüyordum. Bunu yaptığıma inanamiyordum. Gözlerimi açtığım an da Elif'in gülümseyerek bize baktığını gördüm. Alev ise şok içinde bana bakıyordu. Dudaklarımız ayrıldığı an da Murat bana şok içinde bakarak...
"Neydi bu şimdi?" Dedi hafif gülümsemesiyle.
"Ne olmasını istersin?"
"Istesem olur mu ki?"
"Olmasını ister misin?"
"Istersek olur mu?"
"Olursa ister misin?"
"Isterim."
"Isteriz..."
"Isteyelim o, zaman."
"Olursa neden olmasın..." dedim gülerek.
Dışarıya çıktık sahil boyu dolaştık.
"Şimdi biz neyiz?" Dedim utanarak.
"Ne olmasını istersin?"
"Istesem olur mu ki?" Dediğim an aynı aynı an da gülmeye başladık.
"Sevgiliyiz." Dedi gülümseyerek.
"Öyle miyiz?" Dedim başımı öne eğerek.
"Değil miyiz?" Dedi şaşkınlıkla.
"Bilmem ben bir teklif almadım." Dedim gülerek.
"Tamam o, hâlde... Asya hanım benimle sevgili olur musun?"
"Şeref duyarım." Diyerek gülmeye başladık.
"Içeriye geçelim mi?" Diye sordum.
"Geçelim hava da esmeye başladı zaten."
Her kesle birlikte bizde eğlenmeye başladık. Bu gece hayatımda yaşadığım en güzel geceydi.

Sanki yıllardır bu anı bekliyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sanki yıllardır bu anı bekliyordum. Murat bana o kadar iyi davranıyordu ki... bunu sözlerle anlatmak çok zor olurdu. "Ben bi lavaboya gideyim hemen dönerim." Diyerek yanımdan ayrıldı Murat.
"Tamam... Aşkım."
Şarkılar çalıyordu, her kes dans ediyordu, yemek yiyordu... her şey yolunda görünüyordu.

Taa ki o çığlık sesi duyulana kadar...

CinayetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin