Bölüm 5 : Kırmızı

45 17 60
                                    

İyi Okumalar..

Otopark girişinden avmnin içerisine geçiş yaptığımda içimdeki huzursuzluk hissinin kaybolmasını istedim. Ama geçecek gibi durmuyordu.

 Abimin, babamın benim üzerimden kurduğu planların hiçbirinden haberi yoktu. Ya destek verip arkamda durur beni güçlendirirdi, ya da öfkesine yenik düşer fevri davranıp hepimizi felakete sürüklerdi. 

Konu abim olunca herhangi bir düşünceye sahip olamıyordum. Sağ gösterip sol vurur, karda izini belli etmezdi. 

Çakal'dı işte.

Aklı başında, kurnaz, vahşi, çevik ve zeki.

Ona akıl sır erdiremememin nedeni Tuana'dan sonra hepimiz gibi onunda dengelerinin bozulmasıydı. Ama bu süreçte en çok çöküşü o yaşayıp bizden uzakta iyileşeceğini düşünmüş olmasıydı. Oysa orada daha berbat bir hale gelmiş, kendini kontrol edemez olmuştu.

Kendi arkadaşlarıyla konuşurken bile lafın ucunun Tuana'ya gittiğini düşünür hemen küplere binerdi. Sözde artık olanların etkisinde değildi fakat hala ara ara arkadaşlarının babamı aradığı günler oluyordu.

Babamsa onu eğitmek adı altında sıkı disiplinli dövüş kurslarında, - bir nevi işkence çektirerek - adam etmek, benim gibi bir hale getirmek için çabalıyordu. 

Yalan yok abim bunu fark etmesine rağmen aptal ayağına yatıp boyun eğiyor, babamın onu olmadığı bir kişiye çevirmesini görmezden geliyordu.

O da kendi amacının peşindeydi. 

Annem gibi.

Herkes bir yerlere kanca atmış hırsla tırmanıyordu.

Bizdik işte. Çakal ailesi. Herkes her şeyi bilir görmezden gelir sessizce desteklerdi. Abimin buraya dönerken bile ne amaçla bunları yaptığımı çok iyi bildiğini biliyordum.

Düşüncelerimle savaşın sonuna geldiğimde kendimi sürprizimin başında beden ararken buldum.

Hadi ama bu bedenlerin ne derdi vardı benimle Allah aşkına!

Onur'a korumalardan birini gönderip istediğim rujun markası ve numarasını bir de dudak kalemi numarasını söyleyip almaya göndermesini söyledim.

Makyaj malzemelerimi bile mor ve ya kiremit tonlarında kullandığım için daha önce hiç kırmızı ruj sürmemiştim. 

Kasaya gidip elbiseyi satın aldığımda yaptıklarımdan ve yapacaklarımdan çok memnundum.

Umarım Batu'da memnun kalır. Zaten başka şansı yok.

***


Eve geldiğim de buluşmaya üç saat kalmıştı. Onur'a makyaj malzemelerim geldiğinde odama bırakabileceğini söyledikten sonra kısa bir duşa girdim.

Çıktığımda saatin ilerlemediğini fark edince memnuniyetle bedenimi yatağa bıraktım.

Buluşmada restoranın içerisinde sadece Onur olabilecekti bu yüzden içeride tek başıma sayılırdım. 

Gardırobumun gizli bölümlerinden birine yerleştirdiğim bacak kemerimi görünce memnuniyetle alıp denedim. Tam oturmuştu. 

Şimdi yavaşça kıyafet odama giderek özel olarak astırdığım elbiseye baktım. 

Bu o elbiseydi. Batu'nun beğenip hediye etmek istediği elbise. Ben ise bir buluşma için kırmızı renginin olması gerektiğini düşünüp kırmızı rengini almıştım.

ButimarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin