Güneş Doğarken Ardından Tepelerin...

117 9 114
                                    

Katsuki Bakugou

Amına koyayım ablamın yapacağı işlerin.

Ablam olacak mükemmel şahıs (!) sevgilisini alıp kaçarken biz Izuku ile yalnız kalmıştık. Başımı eğip iskeleye bakmaya başladım.

“Eee, Kacchan, nasılsın?”

Izuku'nun sesini duyduğum an kalp atışım hızlanmaya başladı. Siktir, siktir, siktir, siktir...

Başımı kaldırıp kendimi gülümsemeye zorladım. Izuku'nun gözlerine bakmak istemiyordum. O gözlerde eskiden ona çektirdiğim işkenceleri görmek istemiyordum.

“İyidir işte, Emi'yle uğraşıyorum falan...” diye mırıldanıp kendimi Izuku'ya bakmaya zorladım. O zümrüt yeşili gözler parlayınca istemsizce aklıma bir soru geldi.

Ablama âşık olacak kadar mal olan o muşmula ile Izuku'nun babaları nasıl aynı olabilirdi?

Eh, doğru. O Tomurcuk önceden siyah saçlıydı. Unutmuşum.

Ablam bunu duysa beni sikerdi.

Izuku gülümseyip gözlerimin içine baktı. “Kacchan, dedikodu yapalım mı? Abimle ablanın dedikodusunu.”

Kaşlarımı çatsam da başımı salladım. Sonuçta Emi, benim arkamdan az konuşmuyordu. Konuşmak demişken, acaba o iki geri zekâlı ne konuşuyordu?

“Kacchan, benim bir planım var. Hani şimdi Emi-san ve abim ciddi ilişki düşünüyor ya, acaba bu ikisinin nişanında abimin kahvesine pul biber falan mı serpsek? Emi-san gibi taş gibi bir kadını alacaksa tuz yetersiz kalır.”

İstemsizce gülmeye başladım. Ben sadece pul biber değil, Domestos dökmeyi düşünüyordum ama o zaman iki katanayla ölürdüm.

Önce Izuku'ya açılayım da, sonra ölsem bir şey olmaz.

Başımı olumsuz anlamda sallayıp, “Sadece pul biber de yetmez. Domestos, sıvı sabun falan da dökeceksin.” dediğimde Izuku omzuma yapıştırdı.

“Hey! Abimi öldürmek istemiyorum! O kadar da abartma.” Izuku da gülüp başını omzuma yasladı.

Başını. Omzuma. Yasladı.

Yanaklarım kızarırken yutkundum. Ne oluyor lan bana? Bakugou Katsuki'yim ben, utanmamam lazım!

Tch...

Izuku doğrulduğunda ona baktım. Zümrüt yeşili gözleri şu anda ışıldıyordu, ama yıllar önce...

Yıllar önce o gözlerden gözyaşları akıyordu ve bunun tek sebebi bendim.

Izuku gülümsedi ve bana baktı. “Kacchan, gözlerin yakut gibi. Eğer değerli bir şeye sahip olmak isteseydim, yakutu seçerdim.”

Önce Izuku'nun ne demek istediğini anlamasam da anladığım an gözlerim irileşti. Gözlerimi övmüştü. Benim gözlerimi.

Şimdi gel de düşme.

İkimiz, uzun bir süre boyunca bakıştık. Sadece bakıştık. Belki on dakikalık zamanımızın yarısı gitmişti bile. Sadece birbirimizin gözlerine bakıyorduk, ama birbirimize çok şey anlatmıştık.

Benim bakışlarımda pişmanlık vardı, onda ise bir çeşit sevgi. Bu sevgi dostça mıydı, romantik bir anlamda mıydı, anlayamıyordum.

Izuku'nun bakışları dudaklarıma kaydığında sorumun cevabını almış oldum.

“Kacchan... Neden hem bu kadar güzel, hem de bu kadar yakışıklı olmak zorundasın?”

Izuku'nun dudaklarını kendi dudaklarımda hissettiğim an ruhumun göğe yükseldiğini sandım.

Ya O Da İstiyorsa? (BakuDeku)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin