1.

116 6 9
                                    



İnsan büyür beşikte
Mezarda yatmak için
Kahramanlar can verir
Yurdu yaşatmak için

Hüseyin Nihal ATSIZ

Başlama tarihi: 2 Nisan 2024



İnsanın kaderden kaçamayacağı söylenirdi. Kaderinizde ne varsa, ne yazılmışsa onu yaşar belki de kaderim dediğinizle sınanırdınız.  Hayattaki seçimleriniz kaderinize giden yolda size sunulmuş küçük yollardan ibaretti.

Öğretmen olmayı seçerken kendi yolumu çizdiğimi ve doğru yolda olduğumu biliyordum. Benim kaderimin çocuklarla olmak, onları bir fidan gibi yetiştirmek ve yeşertmek olduğunu biliyordum. 

Kaderiniz nasıl biterse bitsin hayatta hep var olmanın sırrı sizin öğrettiklerinizle yetişen ve yaşamaya devam eden insanlar yetiştirebilmekti. Bir hayata dokunmak, onu değiştirmek ve hayallerine giden yolda bir çocuğa eşlik etmek paha biçilemez bir duyguydu.  Başkalarının kaderlerine karışmak ve hayatlarında var olabilmek.  Ölümsüzlüğe erişmek bu demek değil miydi?

"Bunu yapmak zorunda değilsin biliyorsun değil mi?"diye sordu annem kapıya omzunu dayamış beni seyrederken. Kollarını birbirine dolamış keyifsiz bir halde olduğu yerde bekliyordu.

"Yapmak istediğimi biliyorum anne." Diye geçiştirmeye çalıştım. Bir taraftan eşyalarımı toparlarken bir taraftan anemin içini rahatlatmaya çalışıyordum.

"Kızım, mesleğini ne kadar sevdiğini biliyorum ama burada devam edemez misin? Gitmene gerek var mı?" Annemin ağlamaklı çıkan sesine daha fazla dayanamayıp elimdekileri yatağa bırakarak karşısına dikildim. Gözleri dolu dolu bana bakarken ağlamamak için kendini tuttuğu belliydi.

"Eğer hiçbirimiz gitmezsek, nasıl istediğimiz hayalini kurduğumuz o güzel vatanı inşa edebiliriz anne? Her çocuk özeldir ve her çocuk eşit imkanlara sahip olmalıdır." Annemi omuzlarından tutup içtenlikle gözlerine baktım. "Babam hep bunu söylemez miydi?"

Annemin yanağından aşağı süzülen yaşı parmağımla sildim.  Karşısında soğukkanlı olmaya çalışırken acı ile yutkundum.

"Bu uğurda kaybettiğim bir can yetmez mi kızım? Seni de kaybedemem."diyen annemin sesi hıçkırıklarına karıştığında kollarımı etrafına dolayıp sırtını sıvazladım. Onun böylesine üzülmesine ne kadar içim elvermese de mesleğimi hakkını vererek yapmak ve hiçbir çocuğu diğerinden ayırt etmeden seçmeden yetiştirebilmek istiyordum. Bu benim var oluş amacımdı.  Amacımı gerçekleştirmezsem yaşadığımı hissedemezdim.

"Anne, geçmişe bağlı yaşayamayız. Babam şerefli bir öğretmendi ve işini yaparken katledildi. Eminim burada olsa, hayatımıza devam etmemizi ve onun gibi şerefli bir hayat sürmemizi isterdi. Ben babamın ruhunu etrafımda hissedebiliyorum, beni desteklediğini hissedebiliyorum. Lütfen artık sende üzülmekten vazgeç."

Babam terörün cirit attığı dönemlerde Hakkari'ye öğretmen olarak atanmıştı. Annemle mesleğe başlamadan önce üniversite yıllarında evlenmişlerdi. Ben Ankara'da dünyaya gelmiş annesi ile okul koridorlarında daha bebek yaşta ders almış bir kızdım. Kitaplar daha o yıllardan içime işlemişti. Babam Hakkari'ye atandığında annem Ankara'ya atanmıştı. Ayrılmak onlara zor gelse de henüz üç yaşında olan beni, bilmedikleri bir yere ilk günlerden sürüklemek istememişlerdi.

ALMİLA | Saklı SırlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin