10.

18 2 2
                                    


Merhabalar keyifli okumalar kuşlar ^,^


(Almila)

Düşünüyorum da. Ben aslında en incindiğim yere dönmüştüm. Babamı benden alan bu topraklara. Kızlar annelerinin kaderini yaşar derlerdi ama ben sanırım babamın yaşayamadığı hayatını yaşamak, değiştiremediği kaderini kızı olarak devam ettirmek için gelmiştim. Onun için öğretmek, çocuklara ışık tutmak kutsal bir görevdi. Annem hep çocukları ne kadar sevdiğinden bahsederdi. Şimdi sıra kızı Almila öğretmendeydi.

Salonun ortasında oturmuş bir elimde makas bir elimde kağıt saatlerdir öğrencilerim için hediye kartları hazırlıyordum. Uzun bir aranın ardından yarın sabah yeniden okula başlıyorduk. Kötü bir deneyim yaşayan o küçücük kalplerinin yeniden okul için atabilmesi için çok çalışmam gerekiyordu. Bu yüzden onlara küçük hediye kartları hazırlayıp sıralarına bırakmayı planlıyordum. Bu kadar zamanımı alacağını düşünmemiştim.

Akşam olmuş ancak Merve hala işten gelmemişti. Çok acıksam da ayıp olmasın diye yemek için onu bekliyordum. Birlikte yaşmaya başlayalı birkaç gün olsa da hala ne zaman çalışıp ne zaman eve geleceğini anlayamamıştım. Neyse ki iyi anlaşmıştık. Uzun sohbetler edemesek de en azından hayata karşı aynı bakış açılarına sahiptik.

Onun biraz gizemli bir havası vardı ama. Mesela parmağındaki yüzüğü hala soramamıştım. Evde kimseyle de konuşmuyordu. Kalabalık bir erkek grubu ile çalıştığı için erkekler mesafeli olsun istiyor da olabilirdi. Gerçi Merve öyle sert bir duruşa sahipti ki birinin yüreği yiyip de kolay kolay yaklaşacağını sanmıyordum.

Çalan telefonumun sesi ile elimdeki işe biraz ara verdim. Arayanın Özge olduğunu görüp açarak hoparlöre verdim.

"Hala küs müyüz?"

"Değiliz elbette. Adını görünce sinir oluyorum sadece."dedim umursamaz görünmeye çalışarak.

Özge'ye Tarkan'ın burada çalıştığını söylemediği için kırılmıştım. O da tabi bin bir çeşit bahane üretmişti. Yok Tarkan çok gizli görevlere gidiyormuş da. Yok ona çok büyük yemin ettirmişte. Yok Hakkari'de tam nerede olduğunu hatta Tunahan'ın onunla birlikte olduğunu bilmiyormuş da. Da. Da. Da. İşte.

"Ya dedim sana. Vallahi bilmiyordum ya. Bak şimdi bile günlerdir haberim yok. Kafaları yiyorum."

"Dedim sana Özge'cim. Asker yareni olmak zor dedim. Yüreğin yiyorsa gir bu işe dedim. Sen ne dedin? Aslanın dişisi de aslandır dedin."

"Öyle dedim değil mi?"

"Dedin dedin."dedim tekrar ederek.

"Seviyorum be Almila. Özledim kızım ondan. Merak ediyorum çok. Canı yanmamıştır değil mi? Çok kar yağdı diyorlar ama üşümezler değil mi?"

"Valla dışarı da boyum kadar kar var Özge. Dağları düşünemiyorum."

"Senide arayanda kabahat. İçimi rahatlat istiyorum sen ateşe körükle gidiyorsun."

"Tamam tamam."dedim üzgün çıkan sesini duyunca. "İyilerdir eminim. Onlar Türk askeri. Her zorluğun üstesinden gelirler."

İç çektim. Tunahan'da günlerdir yoktu. Gerçi olsa da benim yanımda ne işi vardı orası ayrı. Adam işinde gücünde olacaktı. Tıpkı benim öyle olacağım gibi ama görevde olduğunu bildiğimden midir nedir içim rahat etmiyordu. Hava günlerdir çok kötüydü. Üşümüş olmalıydı. Döndüğünde kesin hasta olacaktı. Ona bakacak kimse var mıydı? Merve'nin ağzından da laf alınmıyordu ki.

ALMİLA | Saklı SırlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin