5.BÖLÜM: BÜYÜMEK SANCISI
" Bir gün, çok da uzak olmayan bir ülkenin krallığında, kral ve kraliçe bir kız evlat sahibi olmuşlar. Çok güzel bir kızmış. Altın sarısı saçları, kocaman gözleriyle herkesin ilgisini çekermiş. Bundan biraz uzaklıktaki bir krallıkta ise yakışıklı bir prens doğmuş. Siyah saçları, kısık gözleriyle o da herkesin ilgisini çekermiş. Çocukluk dönemlerini ikisi de mükemmel geçirmiş. Okul, saraydaki eğitimler, ata binmeyi öğrenmek... İkisi de büyüyüp yirmi yaşına basmışlar. Garip bir şekilde ikisi de başkalarına ilgi duyma yaşına gelmişler. Küçükken ne kadar da güzeldi oysaki. Öyle bir derdimiz yoktu. İçimizden geldiği gibi davranıyorduk. Gülüyorduk, sadece yere düştüğümüzde ağlar oluyorduk. Hoşlandığımız biri değil de, çok hızlı koştuğumuz zaman kalbimiz hızlı atıyordu sadece. O günlerden birinde prensesin babası, ülkesinde yeni reşit olmuş kızı için hem yetişkinliğe ilk adımını kutlamak hem de kendisine onu sevebilecek adam bulabilmek için kokteyl düzenlemeye karar vermişti. Küçüklükten beri görüştükleri için prens de davetliydi. Onu ilk kez evlerine geldiği, ona gizli koleksiyonunu gösterdiğinde görmüştü ve o günden sonra gizli bir hayranlık besliyordu. Odasına çıkıp yakında yapılacak olan kokteyl için kıyafet bakmaya çalıştı. Pembe renkli, masallardaki prenseslerin giydiği elbisede karar kılıp denemeye başladı. Pamuk prenses gibiydi. Elbiseyi üzerinden çıkarıp birkaç gün sonra yapılacak balo için uyuyakaldı.
Bu sırada diğer sarayda ise prens, diğer krallıkta kokteyl verildiğini duyduğunda o da hazırlanmaya başlamıştı. O çok güzel bir prensesti onun gözünde. Saf, masum ve güzel. Bu üçüne de aynı anda sahip olabilen bir kız var mıdır? İşte oydu. Onun çocukluk arkadaşı ve biricik aşkı. Üzerine her zamankinden farklı bir üniforma giyinip aynadan kendine baktı. O, farklıydı. Diğer kızların ona baktığı gibi bakmasını istemiyordu prens. Bu biraz bencildi ama olsun. Onun için değerdi. Kokteyl günü geldiğinde, prens, prensesin yaşadığı saraya geldiğinde her zamankinden heyecanlıydı. Prensesin babası bugün kızına doğru adamı seçecekti çünkü. Onun doğru adam olduğuna inanıyordu. İçeri girdiğinde gözleri ilk önce kızı aradı. Birkaç göz gezdirişten sonra bulmuştu. Gülümsedi. Gülümsediği anda prensesin de ona baktığını fark etmesiyle başını utanmanın verdiği hareketle yere indirdi.
Kokteyl başlamıştı. Prens, birkaç ahbabıyla karşılaşmış, onlarla sohbet etmiş ama gözü ve aklı sürekli prensesteydi. Prensesin ona doğru geldiğini fark edince eli ayağına dolaştı koca prensin. " Çocukluk yapmak yok." dedi kendi kendine.
" Benimle dans eder misiniz, Prensim?"
Bu asla reddedemeyeceği bir teklifti. Elini ona uzatıp dans alanına götürdü. Bir elini beline koyup, diğer elini sıkıca tuttu.
" Çok heyecanlısınız?" dedi, soru sorar gibi. O da heyecanlıydı.
" Sadece bana ayak uydurun."
Mükemmel bir dans gösterisinin ardından prenses, prensin yanağına sulu bir öpücük kondurdu.
" Bir dahakine böyle güzel gülmeyiniz bayım."
Bana aşina gelen ses ile gözlerimi açtım. Biri, saçlarımı okşuyordu. Yumuşaktı elleri. Ya da bana öyle gelmişti bilmiyorum. Saçlarımdan yanağıma değince gözlerimi açtım.
" Bende ne zaman uyanacaksın diye bekliyordum." Dedi.
" Uyandım işte." Başımı yastıktan çekip ona baktım.
" Hadi kahvaltını yap benim işlerim var çıkıyorum şimdi."
Nereye gidiyorsun her seferinde sormak istesem de kelimelerimi yuttum. 3 yıl aramızdan birçok şeyi alıp götürmüştü. En çok da birlikte geçirdiğimiz vakitleri ve anılarımızı. Benim ailem diyebileceğim tek o kalmışken, yanımda bir tek onun varlığını hissetmişken şimdiyle birlikte 3 senedir bu dünyada yalnız hissediyordum. Tek başınalık hissi peşimi bırakmıyordu. Geçen gün gittiğim terapide bunu anlattığımda terapistim bana zaman demişti. Bazen ipleri gevşetmek gerekirmiş zamanı geldiğinde daha sıkı bağlamak için birbirine. Herkesin dilinde bir zamanla geçer sözcüğü vardı, bu gelen ne zaman gelecekti kimse bir şey söylemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Leyl || Kitap Oldu
Teen FictionBu kitap, 2018 yılında basılmıştır, okumak isteyenler için burada bölümler yer almaktadır.