13.BÖLÜM: TUTULMAYAN SÖZLER
Güven...
Bir anahtarın kilidini açmaya gerekli en uyumlu kelimeydi.
Hayatımda birçok insana güvenmiştim, sonuçları ne olursa olsun. Birçok insanın elinden koşulsuz şartsız tutmuştum, onun beni yarı yolda bırakmayacağını düşünerek. Bazıları bu düşüncemin tezat biçimine uyarak beni yarı yolda bırakmıştı, karanlık ormanı tek başıma dönerek yürümüştüm. Hiç bırakmaz dediğim insanlar beni bırakmış, gitmez dediğim insanlar gidivermişti. Zaten, hep gitmez dediklerimiz giderdi, onu yapmaz dediklerimiz tam da onu yapardı. İnsanı en çok güvendikleri yaralardı. Ben çoğu kez sırtımdan bıçaklanmıştım, en yakınımdakiler tarafından. İnsanı en güvendikleri yaralarmış, insan en çok yakınlarından yara alırmış. İnsanı en çok sevdikleri öldürürmüş. Düşmanını tanı ama dostunu daha çok tanı. Karşındaki bilmez belki ama yanındaki bilir zaaflarını, seni nereden vuracağını. Bir gün silah verdiğin kişi silahı sana doğrulttuğunda diyecek bir şey bulamazsın, ona silahı sen verdin çünkü. Birine tekrar güvenmeden önce iki defa derler, biri sana silah doğrulttuğunda ona silahı senin vermediğinden emin ol.
Göz kapaklarım yavaşça açıldığında beni karşılayan bomboş beyaz bir duvarla karşılaştım. Gözlerimi elimle ovuşturarak kendime gelmeye çalıştım, gelemeyince ayağa kalkıp doğrulmayı denedim. Kendi odamdaydım. Dağılmış saçlarımı masamın üzerindeki tarakla taramaya başladığımda kapım vuruldu. Cevap vermeyerek işime devam ettim. Saçlarımı siyah tokayla bağladığım anda içeri giriverdi. Özel alan diye bir şey vardı, değil mi?
" Dün gece neredeydin?"
Ben de tam onu soracaktım.
Sinirli bakışları beni korkutsa da korkumdan ödün vermedim. Bakışlarım yumruk yaptığı ellerine kaydığında kurumuş kanı gördüm. Duvara vurmuştu. Elini kanatmıştı. Sinirinin sebebi olacak ne yaptım diye düşünürken ona baktım.
" Bilmiyorum, hatırlamıyorum."
Kaşları çatılmak yerine bu sefer havaya kalktı, bakışları durgunlaştı. Hastalığımı biliyor olma ihtimali geçti aklımdan, deli doktorum söylemiş olmalıydı veya kullandığım antidepresan ilaçları görmüştü. Bu ikisi kafamın içinde dönüp dolaşırken sesiyle kendime geldim.
" Bana yalan söyleme, neredeydin?"
Ah, bir de şu ihtimal vardı. Ona sürekli yalan söylediğim ya da haber vermediğimden yalan söylediğimi düşünüyordu ama ben gerçekten hatırlamıyordum. Gören de evden gizlice kaçtım sanacaktı. Bu hareket benden beklenmezdi, belki de yapacak en son kişiydim ama benim yine yalan söylediğimi düşünüyordu. Kaç senedir beni tanıyamamış mıydı?
" Bilmiyorum dedim ağabey, hatırlamıyorum, en son hastaneden çıkıp eve geldiğimizi hatırlıyorum gerisi yok."
Bana bu sefer inandı. İnanmasını canı gönülden istediğim adam, bana inanmıştı en sonunda. Yalan söylemediğimi masum bakan bakışlarımdan anlamıştı belki de. İçinde şüphe var mı diye incelerken bana sarıldı. Ömrümde, tanıştığımız andan beri ilk defa o bana sarıldı. Hep ben ona sarılırdım, ilk bırakan da ben olurdum.
" Gecenin bir yarısı Eymen getirdi kapının önüne, ne anlamamı isterdin?"
Eymen mi? Gece yarısı mı? Kapının önü? Bizim kapı?
"Özür dilerim."
Sarılmayı bırakıp bana baktı, muhtemelen neden özür dilediğimi düşünüyordu. Bulamayacaktı. Asla bulamayacaktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/362355586-288-k289319.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Leyl || Kitap Oldu
Teen FictionBu kitap, 2018 yılında basılmıştır, okumak isteyenler için burada bölümler yer almaktadır.