6.BÖLÜM: HUZURSUZ MASALLAR
Sabah ilk defa birisi olmadan ya da alarm olmadan kendi başıma kalkmıştım. Lavaboya gidip yüzüme su vurduktan sonra okul kıyafetlerini giyinip çantamı tek koluma taktım. Saçlarımı sıcak havadan dolayı bileğimdeki bana zıt gelen beyaz tokayla bağlayıp mutfağa girdim. Kendime tost hazırlayıp buzdolabındaki çikolatalı sütü yanıma aldım. Aşağıda servisi beklerken yiyebilecek vaktim vardı, erken kalkmıştım bugün. Aşağı indikten sonra sırtımı duvara yasladım ve dünü gözden geçirmeye başladım. Dün yine aklıma gelen anıların esiri olmuştum demir kafesimde. Acı, arada bir aklıma düşüp yutkunmamı engellemese seviyordum aslında kuş kapanımı. Diğer insanlardan uzakta iyiydim ben. Eski halimi de özlemiyor değildim. Eski Masal'ı özlüyordum.
Eskiden olduğum kişiyi. Eskiden, fazla merhametli birisiydim. İnsanlara kolay bağlanan, affedici bir sessizlikte yaşayan ve her şeye inanan.
Şimdi farklıydım. Yine sessizdim belki ama merhameti içimde öldürmüştüm. Her insana güvenemiyor, bağlanamıyor ve ya inanamıyordum. On üç yaşımın kırık hayalleri kalmıştı zihnimin puslu yerlerinde. Abimden kaçıp sahilde bisiklet sürdüğüm sonra düşüp dizleri mosmor halimi özlemiştim. Aynı evin içerisinde ondan kaçmayı değil.
Persephone. Aklıma uzun süredir gelmeyen bu lakabın şimdi bilinçaltımı işgal etmesine bir anlam verememiştim. Buz mavisi gözlerin bana bakarak anlattığı hikâyeyi kafamdan silip atamamıştım. Kendi hikâyendeki anlamını bul demişti bana.
Persephone.
Hades'in kızı. Hades'in kurbanı.
Buna bir türlü alışamamıştım. O sözü her duyduğumda zihnimin kelimelere deprem etkisi yaratmasına. Eskisi gibi yıkıcı olmak istemiyordum. Değiştiğimi sanıyordum, her ne kadar bunun tersini ima etsem de, bir yanım bunu biliyordu. Eski Masal ile bugünkü Masal arasında ince bir çizgi vardı ve ben o çizginin üzerinde dengede kalmaya çalışıyordum. Terazi gibi. Biri dengeden bozulursa bütün zihnim alt üst olacaktı. Tek isteğim, terazinin dengede kalabilmesiydi.
Buna bir türlü alışamamıştım. O sözü her duyduğumda zihnimin kelimelere deprem etkisi yaratmasına. Eskisi gibi yıkıcı olmak istemiyordum. Değiştiğimi sanıyordum, her ne kadar bunun tersini ima etsem de, bir yanım bunu biliyordu. Eski Masal ile bugünkü Masal arasında ince bir çizgi vardı ve ben o çizginin üzerinde dengede kalmaya çalışıyordum. Terazi gibi. Biri dengeden bozulursa bütün zihnim alt üst olacaktı. Tek isteğim, terazinin dengede kalabilmesiydi.
Bitirdiğim çikolatalı sütümü kalkıp solumda kalan çöp konteynırına elimdeki peçeteyle ağzımı sildikten sonra ikisini beraber attım. Merdivenin ikinci basamağına oturup servisi beklemeye başladım.
Kendi çocukluğumun, on üç yaşımın katiliydim. Onu içimde öldürmüştüm ve parmaklarımda çıkmayan kanı taşıyordum. Fotoğraflarını kaldırıp dolabın en arkasına attığım o kızın katiliydim. Ruhumun üşüdüğünü hissettim bu cümleyle. Az önce içtiğim süt burnumdan çıkacakmış gibi geldiği zaman ayağa kalkıp bir sağa bir sola doğru yürümeye başladım. Ellerimi karnımdan çekmeden bir krize daha girmeden bugünün bitmesini dilemeye başladım. Neden diğer insanlar gibi olamamıştım? Tek yapmam gereken uslu durmaktı, beladan uzak durmaktı. Biliyordum, her insan farklıydı. Her insanın dış görünüşü, kişilik özellikleri farklı olabilirdi ama ben herkesten daha farklı olduğumu hissedebiliyordum. Zihnim, devamlı çalışan iş makinesi gibi hızla çalışırken neler düşünebileceğimi ben artık adlandıramıyordum. Kendimi frenleyip caddede yürüyenleri izlemeye başladım. Aslında sürekli insanları izler, onların şu an neler yapabileceğine dair tahminler yürütürdüm. Mesela; saçları boz renkli, siyah dizinin bir parmak üzerinde biten, yılan derisi çantası olan kadının adımları hızlıydı. Büyük ihtimalle işine gidiyor olmalıydı. Elinde bir deste kırmızı gül taşıyan kareli gömlek giyen adam, o çiçeği karısına götürüyor olabilirdi ya da karısını aldatıp başka bir kadına gidiyor da olabilirdi. Dış görünüş her zaman beklediğiniz gibi çıkmayabilirdi. Mesela sizin çok yakışıklı bulduğunuz bir erkek, içeriden bakıldığında şiddet uygulayan, karaktersiz biri çıkabilir. Aynı zamanda sizin kirli bulduğunuz, sokaklarda yatmaya mecbur birisi belki dünyanın en masum insanı olabilir. Annesinin elinden tutmuş mavi önlüklü, boynunda mor bir suluk olan küçük bir kız görünce tebessüm ettim.
![](https://img.wattpad.com/cover/362355586-288-k289319.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Leyl || Kitap Oldu
Teen FictionBu kitap, 2018 yılında basılmıştır, okumak isteyenler için burada bölümler yer almaktadır.