2. BÖLÜM:SORULAN HESAPLAR.

294 21 10
                                    



2. Bölüm ile karşınızdayımmmm. İyi okumalar dilerim.

Bana görüşlerinizi bildirin. Oy ve yorum bırakmayı unutmayın.
Bana ulaşın : Nasuende & Sudeyurd (İkisi de kendi hesabım🤭)





İyi okumalar dilerim💐
16.07.2024







Babamın kaldığı odadan çıkarken kapıda bekleyen Şükrü amcayla karşılaştım. "Konağa dönüyorum." dedim, kafasını aşağı yukarı salladı. "Babür konağında bir Babür'ün kalması gerekir." dedi, kafamı sallamakla yetindim ve merdivenlere doğru yöneldim. Şükrü amca benim ardımdan hastane odasına girmişti. Merdivenleri indikten sonra saatin gece yarısına yaklaştığını görmüştüm. Üstümde ki yorgunluk ve bitkinlik hissiyle aşağıya indim. Hastanenin çıkış kapısından dışarıya çıktığımda tenime değen Mardin'in gece ayazıyla az da olsa üşüdüm.

Basamakların başında durduğum sırada dışarıdan bekleyen adamlar beni görünce yanıma doğru koşmaya başlamışlardı. Adamların başında bekleyen adam yanıma geçti, ona doğru döndüm. "Konağa dönüyoruz!" dedim sadece. Adam hiç bir şey demeden adamlarına iki kaş göz yaptı ve adamlarından üçü koşarak park halindeki arabaların yanına doğru gitmeye başladılar. Bu sırada hastanenin avlusundan yeni ayrılmakta olan Alemşah arabalarını görmüştüm. Onlar çıkar çıkmaz bizim araçlarımız da gelmişti. Adamların yönlendirmesiyle arabalara bindiğimde Alemşah arabalarıyla konvoy şeklinde gitmeye başlamıştık. Beş arabalık Babür konvoyu üç arabalık Alemşah konvoyunun hemen arkasından ilerliyordu.

Arka koltukta otururken kafamı cama yasladım ve gözlerimi yumdum. Acıkmıştım. Bu koşuşturma beni acıktırmıştı. Ama yemek yiyemeyecek kadar da tedirgin hissediyordum. Sanki diken üstündeydim, bir gözüm uyurken diğer gözüm açık kalmalı gibiydi. Erkek gibi büyütüldüm derken yalan söylememiştim. Babam erkek olmadığım için hep bir pişmanlık hissetmiş; annem dedeme söylerken duymuştum. Bu pişmanlık hissiyatı ağabeyim ölünce daha fazla olmaya başlamıştı. Ağabeyim ölmeden önce ata binmeyi silah kullanmayı zaten biliyordum. 10 yaşından beri elime silah alıyordum. Ama ağabeyim öldükten sonra 11. yaşımdan sonra dövüş derslerim, kendimi savunma, kendimi koruma derslerim olmuştu. Bıçak kullanmayı öğrenmeye başlamıştım. Ok atmayı öğrenmeye başlamıştım. Garip bir çocukluğum vardı ve bu süreç hala daha devam ediyordu.

Mükemmeliyetçi bir anne ve hiç bir şeyden memnun olmayan bir babanın tek çocuğu olmak sizin için beklentilerin çok olması demekti.


Konağa vardık. Arabalar durdu ve öndeki arabalardaki adamlar indikten sonra kapım açıldı ve bende aşağıya indim. Babamın dediği gibi konağın çevresi adam kaynıyordu ve bu adamların bazılarının babamın dost olduğu aşiretlerden gelmek ve o aşiretleri temsil etmek için bulunduklarını biliyordum. Yorgun, bitkin, aç ve tedirginlik duygularını sırtıma yükleyerek konağa doğru çevreme örülmüş etten duvarla yürürken konağın karşısında duran arabaların kapıları açılmaya başlandı ve içlerinden birer ikişer adamlar inmeye başladılar. İnen adamlar aşiretin önemli ağalarıydılar. İçlerinden en tanındık olan Kara aşiretin ağası Karan Mir Kara'ydı. Herkes onu ve babasını tanırdı. Yanında gelen diğer kişilerin ikisinin de siması tanıdıktı, bir tanesini hiç bilmiyordum.

Durdum ve gelmelerini bekledim, en arkalarından hızla yürüyerek 5. olarak yanlarına yetişen sima Küçük Şeytandı! Aşiret olarak burada temsil etmek zorunda olmalıydı. Acil bir şekilde yemek yemek istiyordum. Hepsi geldiklerinde ilk konuşan Kara aşiretinin ağası olmuştu. "Geçmiş olsun Meran Babür! Konağa dönmenizi beklemiyorduk!"

YASEMİNLİ KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin