1.Kaçış

326 17 5
                                    

Her zaman gittiğim sahile doğru yürümeye başladım. Evde olanları düşündükçe sıkılmaya başlıyordum. Bir an önce iş bulup çalışmamız ve para biriktirmemiz gerekiyordu. Fakat bu biraz zordu. Cidden. Hatta imkansız gibi birşeydi. Mesela...

Ben bir işte en fazla 20 gün falan kalmıştım.Yeşim biraz daha fazla kalıyordu.Maraz erkek olduğu için bizim gibi çocukca saçmalıklar yapmıyordu ama yine de en son ki iş yerinden kavga çıkartarak ayrılmıştı. Biz böyleydik işte...

İstediğim yere geldiğimde. Her zaman ki oturduğum banka oturdum. Bu bankı o kadar sahiplenmiştim ki üzerine büyük harflerle kocaman ismimi kazımıştım. Tabi bunu geçen sene yapmıştım.

Ben burada kafamı dinliyordum özelliklede geceleri. Denizin taşlara vurararken çıkartığı o ses,dalga sesleri,kuş cıvıltıları içimi rahatlatıyordu. Yaşadığım şeylerden sonra buna ihtiyacım vardı bence.

Ama denizin az ilerisine daha bu sene yapılan bar yüzünden bütün huzurumun içine sıçılmıştı.(Afedersiniz) Artık geceleri buraya korkudan gelemiyordum. Bu tarz ortamlardan kendimi bildim bileli nefret etmişimdir. Erkekler hele... Orada ki kızlar onlara hiç güvenmemeliydiler bence. Mesela ben...

Erkeklere asla güvenmiyordum. Bu düşünceme kızmayın ama bir sebebi var. Erkeklere olan bu düşüncemi değiştiren yine sevdiğim bir erkek olmuştu. Yada ben sevdiğimi zannediyordum.

Lise 1'deyken okulumuzda bir çocuktan hoşlanmıştım ve benim onu takip ederkenki sakarlıklarım yüzünden beni fark etmişti. Onunla yakınlaşmıştık.

Birgün Yeşim ve Marazla okul bahçesinin duvarlarına dayalı otururken yanıma gelerek beni akşam evine dağvet etti. Bende tabiki kabul ettim. Ona karşı olan hislerim gittikçe ilerlemeye başlıyordu. Ve mantıklı düşünemiyordum.

Akşam evine gittiğimde beraber bir odada oturuyorken o bana içecek getirme bahanesiyle mutfağa gitti.

Aslında hiç bir erkeğin evine gitmezdim ama ona fazlasıyla güveniyordum... Kahretsin ki! Uzun süre dönmediğinde kalkarak mutfağa gittim. Aralık bırakılan kapıyı tam açacaktım ki içerden kendi ismimi duyunca vazgeçtim. Ozan telefonla konuşuyordu.

"Çimen mi? Yok be oğlum ne aşkı? Bu akşam amacıma ulaştıktan sonra bir daha yüzünü bile görmek istemiyorum o kızın." kahkahası kulaklarımı yırtıyordu. Bu sözler, işte bu sözler beni yıkmaya yetmişti.

Bunlar karşısında ağzım açık kalmıştı. Gözümden yaşlar akarken kapının kenarına yaslandım. Bunu nasıl derdi? Bunu bana nasıl yapardı? Nasıl?

Şimdi ne yapmalıydım? Girip tokatı basmalımıydım? Yoksa buradan derhal çekip gitmelimiydim?

Ona yarın dersini verecektim, oradan derhal ayrıldım. Marazı arayarak beni almasını söyledim. Bana ne olduğunu sorsada tek kelime etmedim. Ertesi gün okulda biz yine aynı yerimizdeyken onun yanıma doğru geldiğini gördüm. Tamamen yaklaştığında bende ona doğru ilerledim.

"Çimen akşam nereye kayboldun öyle,çok merak ettim?" dedi sahte gülümsemesiyle. Ona tamamen yaklaştığımda Yüzüne bırakın tokatı, sert bir yumruk geçirdim. Böyle bir şey beklemedi için afallamıştı. Gözümden yaşlar akarken bağırdım.

"Bunu bana nasıl yapacaktın? sana güvenmiştim. Ha nasıl?"
Kendini toparladı eliyle kanayan dudağını silerken konuşmaya başladı.

"Demek duydun...Ne bekliyordun seni sevmemi mi? Saçmalama lütfen ben mi?" nefes alarak devam etti. "Benim sana aşık olabileceğimi ve aşka inandın. Bende bu zavallı ve imkansız düşüncenden yararlanmak istedim." gulerek.
"Ama demek ki yanılmışım." dedi.

BANA AŞKI KANITLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin