3.Sakarlık

90 10 2
                                    

Resim;Çimen

Ben korkudan yerimde sabitleştiğimde ikinci kez bağırdı"Çimen gel buraya çabuk"
Hemen hızla merdivenleri çıktım. Odaya girdiğimde Ardanın yüzüne bakmaya korkuyordum.

"Ne yaptın sen?" kendisini sakinleştirmeye çalışır gibi çıkmıştı sesi. "Şeyy-"diyemeden sesli bir şekilde konuştu

"Sus! Konuşma!"  dedi. 1 kaç saniye sonra tekrar konuştu.
Sadece 1 kaç şey kırmıştım ne olmuş yani?

"Peki, tamam" gözlerimi kaldıramadan
"Özür-"
"Tamam kes,çık dışarı!"
"Ama be..."
"Çimen çık dedim" daha fazla sinirlendirmesem benim yararıma olurdu içimden küfürleri basarken dışımdan gayet sakin kapıyı kapatarak odadan çıktım. Ülkeyi satın alacak parası var gitsin alsın niye bu kadar abartıyorki. Tamam fazla abartmış olabilirim. Ülke falan...

Merdivenlerde inerken koynumdan bana ailemden tek hatıra kalan kolyemi çıkartarak uzunca baktım. Acaba onun da böyle bir hatırasımıydı? Herneyse...

Kolyemi tekrardan koynuma attım ve odama doğru yürümeye başladım yine çok uykum vardı.

~*********~
Sabah uyandığımda heryerim tutulmuştu. Ağrılar,sızlamalar beni yavaşça öldürüyordu.

Kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Acaba yine evi temizleyecek miydim?

Ya bu ev hergün temizlenmek zorundamıydı. En fazla 2 kişiydik. Ev kirlenmiyordu ki her gün her gün bu işkence çekilirmiydi. Ev küçük olsa neyse diyecem ama saray yavrusu mûbarek.

Ama mecburdum hemen yatağımı düzelttim. Üstümüde giyindim.
Odamdan çıkar çıkmaz karnım guruldamaya başlamıştı. En iyisi ilk mutfağa uğramalıydım.

Kendime şaşırıyordum aslında burada kendi evimdeki gibi nasıl bu kadar rahattım anlayamıyordum.

Kahvaltılıkları masaya yerleştirdiğimde yanına yumurtalı sucukda yaptım. Ağzımın suyu akmıştı.
"Iıımmm ıın mis gibi koktu işte zenginler bundan hep mahrum kalıyorlar neymiş zengin yemeği değilmiş bu benim hazırladıklarım zengin yemeklerine bin basar varya"

Yalnız olduğumu zannederek kendi kendime konuşuyordum ki aramdaki söz bunu böldü iyiki elimde birşey yoktu korkudan öyle bir zıplamıştım ki yine düşüp kırılabilirdi.
"Şu övdüğün yemeğin tadına bi bakalım ozaman. "

"Ya senin derdin ne beni kalpten götürmekmi? Eğer öyleyse bir gün bunu başaracaksın. "

Masaya yaklaşırken
"Benimle senli menli konuşma benimle daha 2 gün önce tanıştın bu ne samimilik böyle." Baksanıza şuna. Bir öküz bir öküzlüğünü bu kadar belli edermi? Millet 'artık aramızdaki şu sizli mizli konuşmalari bırakalımmı' der bizim  öküzde tam tersini! Soğuk havale!

Yemeğe oturduğumuzda o ilk yumurtaya daldı çatalla.
"Ekmek diye bir nimet var hani,Patron"
"Yeme şeklime karışma kül kedisi" bu lafı beni sinir ediyordu.
"Ben sadece borcumu ödüyorum Arda bey. Borcum bitince bu hizmetçilikte bitecek."
"Nasıl bu kadar eminsinki?" dedi sırıtarak ve devam etti "O adama geri gitmek istiyorsan sorun değil ama..."
"Hayır tabikide gitmek istemiyorum ama seninde ay pardon sizin de ondan bir farkınız yok. "
"Şunu anla şuan yaptıkların bana borçlu olduğun için değil ben seni Nevzattan satın aldım artık benim malımsın anladın mı?" Bu söylediğinde sinlerim tepemde tavan yapmıyordu artık sinirle masadan kalktım.
"Ben kimsenin malı değilim bunu unut...un"sonuna ekleme yaptığımda dudağının kenarıyla güldü. Ciddiye bile almıyordu beni.
"Ya niye gülüyorsun yaa komik birşey demiyorum ki." sinirle bunu söylediğimde doymuş olacakki masadan kalkarak konuyu değiştirdi.
"Bu gün ütü yapman lazım acele et. " somurtarak ona bakıyordum giderken arkasını dönüp
"Yumurta hakkında yanılmamışsın iyi olduğun tek şey bu sanırım. " yoluna devam etti.

Yumurtayı beğenmişmiydi yani. Nedense bu beni sevindirmişti. Yüzümde bir gülümseme oluşuverdi birden. Daha deminki sinirime ne olmuştu? Nereye kaybolmuştu?

O gittiğine göre artık oturup rahatça kahvaltımı yapabilecektim. Oturup artık 'beni doyur' diye yarım saattir kuduran midemi doldurdum.
Hemen sofrayı toplayıp ütü için Ardanın odasına gittim.

Kapıyı çaldığımda ses gelmedi.
Kapıyı araladığımda içeride olmadığını fark ettim.

Rahatça içeri girdim. Eşyalarını aramaya başladım. Küçük bir oda gördüğümde içine girdim evet sanırım burasıydı. Ütülenecek bir kaç eşyayıda alıp küçük odadan çıkarak kapıyı kapattım.
Onun odasını salonuna girdiğimde hala kimse yoktu.
Odasına tamamen girdiğimde şok geçirerek bağırdım ve hemen arkamı döndüm.

"Yaa yuhh sapıkmısın yaa!? "
"Asıl sapık sensin. Ne işin var odamda kızım? " pislik şey yaa sessizlikte üstüne yok paşamızın.
Sadece belinde bir havlu vardı gerisi çıplak!
Eşyalarla yüzüme kapatarak kapıya doğru yöneldim ki telaşla ayağımı burkarak yere düştüm.
Kahretsin yaa bacağım! Ben inlediğimde bacağımı oğuşturuyordum.

"Bu sakarlıkların yüzünden bir gün bir yerin kırılacak. " diyerek yanıma eğildi.
Yardım ederken bile öküzlüğünü koruyordu.
Elini yavaşca ayağıma doğru getiriken benim gözüm onun kaslı vucuduna kaydı. Vay canına!

Ayağımdaki acıyla inleyerek gözlerimi ona çevirdim.

"Ahhh dokunmasana acıyor. "
"Kötü burkmuşsun." dedi ayağımı incelerken.
"Doktora bi göstersek iyi olacak."
"Gerek yok o kadar da kötü değilim." gözlerini ayağımdan çekerek gözlerime odaklandı.
Beni düşünmüşmüydü?

O bana bakarken gerçekten de çok yakınımdaydı. Neyden bilmiiyorun ama sanırım bu kadar yakınlıktan kalbimi deli gibi atıyordu. Gözlerinin içine bakarken zor da olsa gôzlerimi kaçırdım. Kalbimin bôyle atması beni rahatsız etmişti. Bu normal miydi?
"Sen bilirsin. "diyerek ayağa kalktı
Dolabına doğru ilerlerken ben ayağa kalmaya çalışıyordum ki acıyla yere yığıldım. Tekrar tekrar denesemde basaramamıştım.
"Artık odamdan çıkacakmısın pantolonumu giyineceğim de."
"Offf kahretsin kalkamıyorum."dedim
Çocuklar gibi.  "Ama doktorada gitmek istemiyorum. " kendini rezil ediyorsun Çimen. Kes şunu!
Bana yaklaşarak bir elini sırtıma digerinide bacaklarıma götürürken.
"Hop hop beni kucağına alamazsın. " beni dinlemedi bile yerle bağlantım kesildiğinde çırpınacaktım ki ayağımdaki acıyla sadece inledim ve ona yaslandım.

Beni yatağa koyduğun da oda yanıma oturdu.
Elini ayağıma değdirdiğinde dudağmí ısırdım ayak bileğimi kontrol etmeye oynatıp durmaya başlamıştı.

Yerinden kalkıp odadan çıktı.
Odaya girdiğinde elinde krem ve sargı bezi vardı.

Kremi ayağıma masaj uygulayaraj sürdü ve ayağımı sardı. Bunları yaparken gözümü ondan hiç ayıramıyordum.

Herşey bittiğinde yeniden ellerini bana sararak kucakladı.
Odama getirdiğinde kapıyı açtı.
Yatağa yaklastığımızda beni yavasca yere indirdi bir kolum onun omuzunda sekerek yatağa yöneldimki yine bir yere takıldım ve yatağa düştüm ama bu sefer yalnız düşmedim onuda düsürdüm hemde üstüme. Lanet olsun. Üst üste bakışırken kalbimi âğızımdan çıkmasın diye ağızımı kapattım resmen.

Bu kalp atışlarıda neyin nesiydi böyle bir an kalpten gidecem zannettim.

İlk hikayem arkadaşlar lütfen bana destek olun.

BANA AŞKI KANITLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin