Selamlar yavrular,
İyi okumalar. Oyları unutuyorsunuz, yapmayın. Hoş değil ahaksnwknsksnsk---
---" Beyler, hâlâ vaktimiz var. Ben dönüyorum."
" Lan! Saçmalama yürü, bak sikerim seni eyşanlık etme."
Hyunjin kolunan tutup zorla içeriye çekmiş,
Jisung arkadan ittirirken;" Hadi hadi." diye bağırmıştı.
Chan sonunda pes etmiş, derin bir iç çekip mecburen kabullenerek kalabalığa karıştırmıştı. Arkadaşlarının isyanları ve ısrarları üzerine o günün üzerinden geçen iki haftanın sonunda bara gitmeyi kabul etmişti.
Onun cehpesinde işler gurursuzluk ile dolu giderken Hyunjin ona oranla daha iyiydi.
Bu süreçte Minho'ya sadece bir kez çekim yapmış, bir gece tek beraber olmuştu ama yine de iyi hissediyordu.
Jisung her ne kadar her saniye ona aşıksın diye baskı yapsa da iyiydi...Beyler kendilerini koltuklara bıraktıktan hemen iki saniye sonra Jisung ortadan kayboldu.
" Lan! Han nerede?"
Chan sorduğu sorudan sonra Hyunjin bar tezgahının arkasındaki minho'dan bakışlarını çekip ona dikmiş,
" Yanımdaydı.." diye karşılık vermişti.
" Tamam onu bende biliyorum mal! Şimdi nerede!"
" Off kim bilir hangi kızın peşinde.."
Chan gülerek etrafına bakınırken ayağa kalkmış, " Bulup geleyim bekle." Deyip onu yalnız bırakmıştı. Etrafa bakıp bir yandan onu bekleyen Hyunjin bakışlarını sonunda oraya dikti.
Minho önündeki kız grubu ile gülüşüp konuşuyor, bir yandan onlara içkilerini uzatırken yüzündeki gülümsemeden bir an olsun onları mahrum bırakmıyordu.
Hyunjin arkasına yaslanmış onu izlerken derin bir iç çekmiş," Bana da şöyle adam gibi gülsen." Diye mırıldanmıştı.
Onunla arası iyiydi ama hep bir mesafe olduğu aşikardı.
Belki de birbirlerini iyi tanımıyor oldukları için sex dışında iletişimleri olmadığından kaynaklıydı.
Hyunjin bunları düşünürken gelen ses ile başka bir yöne bakmak zorunda kaldı." Buldum buldum! Salak takılmış bir kızın peşine bir kere vermezsen bırakmam diyordu..."
" Ya mal! Kendisi beni buldu! Bıraksaydın sevişiyorduk salak!"
Hyunjin gülerek ikiliyi izlerken ayağa kalkmış, " Size iyi orospuluklar. İçki alıp geliyorum." Demişti.
Jisung gözlerini devirip oturmuş, " Demiyor Minho'ya bakacağım." Diye karşılık vermişti.
" Sus lan sen! Sürtük."
İkisi tekrar oturunca Hyunjin ellerini pantolonun cebine sıkıştırmış, birkaç dakika etrafta gezinip sonrasında bahçeye çıkmadan önce telefonunu çıkarıp ona yazmıştı.
" Bahçedeyim..."
Sadece bir kelimenin yetecek olduğunu bildiği için duvarın kenarına yaslanıp sigarasını içerken beklemeye başladı.
İki dakika sürmeden yanına gelen Minho hafif gülümsemiş, onun gibi yaslanmak yerine önünde durunca;" Naber?." Diye sormuştu.
" İyiyim. Senden?"
Ellerini ona çok yakışan lacivert geniş kesim pantolunun ceplerine koyunca Hyunjin bakışlarını gözlerine dikmiş, " İşler nasıl?" Diye sormuştu klasik sorulardan biri olarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Verdim Gitti [HyunHo]
Fanfiction- Kanka ben dün partide birine verdim ama kim inan hatırlamıyorum...