30°

155 22 42
                                    

Kiz col sik bolum atiyosjn yazar yapma bunu...
Bu bolum hyunjine boyleyiz 🥺🤏🏾
İyyyyyo okumalar
----
Minho
----

K

ameramı yerine bırakıp derin bir nefes almış, işi sonunda bitirmiş olduğuma sevinip dakikalar içerisinde hiç vakit kaybetmeden stüdyodan çıkmıştım. Bir an önce eve gidip Hyunjin'i görmek istiyordum yine. Arabama bindiğim gibi aramış, açmayınca mesaj atıp bırakmıştım. Uyuyordu büyük ihtimalle..

Hamilelik sürecinde sürekli uyumaya başladı, çok seviyordu gündüz uykularını. Gündüz onu adam akıllı göremiyordum bu yüzden. Fakat yorgun olduğunu söyleyip bir köşede uyuyakalıyordu işte. Ona ve bebeğimize kıyamadığım için tabii ki ses etmeden uyumasını istiyordum bende. Ardından gece boyunca uyanık kalıyor, bu sefer de benimle konuşmak istiyordu.

Zor ama çok güzeldi. İşin içinde o olduğu sürece sorun etmiyordum ben. Bunları düşünüp yüzümdeki gülümseme ile yola bakmaya devam ederken fark etmeden eve yaklaşmıştım. Hemen biraz ilerideki pastaneye gitmiş, Hyunjin'in en sevdiği çilekli pastalardan alıp tekrar yola dönmüştüm. Yol bugün bana çok hızlı gelirken çok geçmeden eve bile varmıştım.

Fark etmeden çabucak bitirdigim yol gülmeme sebep olurken yan koltukta duran pastayı alıp indim arabadan. Hemencecik kapıları kilitleyip yürümeye başlamış, birkaç adımda evin kapısına ulaşınca hemen anahtarını çıkarıp açmıştım. Onun gelmesini bekleyecek değilim ya...

Sessizce içeri girdiğim zaman uyuyor olduğuna emin olduğum için önce mutfağa girmiş, pastayı dolaba bırakıp ceketimi çıkardığım gibi salona geçmiştim. Fakat hiç beklemediğim bir manzara karşıladı beni.
Hyunjin telefonu elinde , açık olan kameraya bakıyor, ağlıyordu.

Hızlıca yanına ulaşmış, " Hyunjin, hey! Ne oldu sana?" Diye yanına oturmuştum. Göz yaşlarını silmeden bana dönmüş, " Minho.." diye başlamıştı.
Korku tüm bedenimi ele geçirirken, " Ne? Ne oldu? Konuş artık." Demiştim hızla.

" Çok kötü bir şey oldu."

Anlamaz bir ifadeyle konuşmasını beklerken burnunu çekmiş, sonunda sözcükleri bir bir dökmeye başlamıştı.

" İki kilo almışım."

" Of Jin! Korktum."

Kendimi geriye attığım sırada daha çok ağlamaya başladı. Aklıma bebeğe bir şey olacak diye kodlamıştım sanırım, ne zaman Hyunjin ağlasa, bağırsa ya da üzülse kötü bir haber verecek gibi hissediyordum.

" Kilo aldım diyorum adam! Ağlasana."

" Hyunjin, ağzıma sıçtın dur."

Bana bakmış, elindeki peçeteyi gözlerine bastırırken, " Ne yaptım ben sana!" Diye bağırmıştı. Yerimde doğrulup ona sarılmış, " Seni ağlarken bulmak korkuttu beni aptal. Böyle önemsiz şeyler için ağlama bir daha." Deyip ona bakmıştım. Saniyesinde bakışları beni bulurken, " Sen benim kilolarıma önemsiz mi dedin?" Diye sormuştu hızlıca.

" Bebeğim o anlamda değil -"

" Sen bize! Bize bize! Önemsiz mi dedin!?" 

" Hyunjin..."

Daha çok ağlamaya başladığı sırada gülerek ayağa kalkmış, onu kucağıma aldığım gibi üst üste öpmüştüm. Beni itmeye çalışsa da bırakmamış,
" Güzelim benim, hiç önemsiz der miyim ben senin minik kilolarına. Her zerrene kurban olurum ben." Demiştim affetmeyecek olduğunu bilsem de.

Verdim Gitti  [HyunHo]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin