Normalde ficlerim taş çatlasın 2 ayda final verirdi ama bu 3 aydır sürünüyor amk.
Neyse az kaldı devam edelim..
İyi okumalar
---
Hyunjin
---Bugün benim için normalin üzerinde duygusal bir gündü sanırım. Minho yanımda sessiz sedasız otururken içimde kopan milyonlarca fırtınaya karşılık sadece göz yaşı akıtmak ile meşgul oldum.
Eğer her şey yolunda giderse bu gün kızımıza kavuşuyoruz. Kötü düşünceler beni asla yalnız bırakmazken kendimi ekstra berbat hissettim. Minho yaklaşık yirmi dakikadır tek kelime etmeden oturmuş, önüne bakıyordu. Onun da içinde bir ton korku vardı.
Doktorlar gözümüzü çok korkutmuştu. Ben çıkınca bebeğimi, o ikimizi görmek için dua ediyordu sanırım.
Bunları düşündükçe daha berbat hissttim." Minho... Aksi bir şey olursa -"
" Olmayacak."
Saniyesinde sözümü kesip net bir şekilde dediği şeyden sonra derin bir nefes almış, " Yine de olursa, kendini harap etme." Dedim sadece. Sanki bu lafımın üstüne asla üzülmeyecek gibi.
Bana doğru dönmüş, " Hiçbir şey olmayacak Jin. Gireceksin, çıkacaksınız. Bu kadar." Demişti gözleri dolarken. Hâlâ aşırı güçlü bir adam edasıyla durmak için zorluyordu kendini. Benden de berbat hissettiğinin farkındayım.
" Niye ağlıyorsun o zaman aptal!"
Akan bir yaşı görüp dediğim şeyden sonra hafif gülmüş, " Ben size bir şey olur diye ağlamıyorum, eminim olmayacaktır. Sen ağlıyorsun diye ağlıyorum sadece." Demişti hiç birine inanmazken. Offlayarak önüme dönünce açılan kapıya dönmeme gerek bile yoktu ki bizimkiler olduğu çok netti.
" Biz geldik!!!! Geldi mi prensesim? Hani nerede? Kime benziyor? "
" Aynen bak yatıyor şurada. Aynı sen."
Minho'nun verdiği cevap Seungmin'e ters gelirken omzuna hoş bir tane geçirmiş, ardından yanıma gelip oturmuştu. Hemencecik elleri karnımı bulurken başını da yaslamış, " Ne yapıyorsun Seungmin?" Diye sormama karşılık, " Bebeğime moral veriyorum." Demişti.
" İyiyim mal."
" Sana değil gerizekalı, miniğime."
" Ulan orospu çocuğu!"
Gülerek başını kaldırıp bana bakmış, Chan da yanıma gelirken yüzümü tutup üst üste öpmüştü.
" Rahat dur Seung! "
" Sana ne be ihtiyar!"
Ben onlara bakmış, derin bir iç çekip önüme dönerken Minho da ayağa kalkmıştı.
" Hadi abi çıkın yalnız bırakın bizi.."
" Pardon? Kim oluyorsun?"
" Kocası."
" Yetti."
Seungmin saniyesinde ayağa kalkınca gülerek ona bakmış, Chan gelip yüzümü avuçları arasına aldıktan sonra alnımdan, yanaklarımdan, burnumun ucundan öpmüş, " Yedin beni!" Diye söylenmeme karşılık gülerek geri çekilmişti.
" Bizim sincap nereye takıldı?"
" Bebeğin best dayısı geldi!!! Açın yolu."
Önce aralık kapıdan içeri atılan kırmızı halı, ardından üzerine havalı havalı basan Han dikkatimizi çekince gülmeden edemedik. Gözlüklerini takmış, bebeğim için kırmızı kırmızı giyinip kafasına da kırmızı bir şapka geçirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Verdim Gitti [HyunHo]
Fiksi Penggemar- Kanka ben dün partide birine verdim ama kim inan hatırlamıyorum...