23°

177 27 66
                                    


Merhaba...

---
Hyunjin

O gece sabaha kadar asla uyumadım. Böyle söyleyince biraz garip gelecek biliyorum ama tek yaptığım onu izlemek oldu. Gece boyunca, hiç sıkılmadan, bir saniye bile kırpmadan gözümü.

Ne ara onu bu denli takıntı hâline getirdim bilmiyorum fakat yapamadım. Bu gidişatı bir türlü durduramadım. Kendime gelemedim. Gece boyunca sadece onu izledim, ellerini tuttum, dudaklarını öptüm, saçlarını kokladım. Birkaç kez uyandı, fakat hep uyuyor gibi yaptım. Uyandığı zaman birkaç saniye sessizce duruyor, ardından beni kolları arasına çekip uyumaya devam ediyordu.

Ben sadece onu izledim.
Onu izleyip asla benim için atmayan kalp atışlarını dinlemek kadar canımı yakan bir şey yoktu. Hem çok huzurlu hemde inanılmaz yorucu bir geceydi.
Mental olarak kendimi berbat hissettim.

Zaten onun sabahına da birlikte kahvaltı yapmış, biraz genel şeylerden konuşmuştuk. Bana bir hafta boyunca neler yaptığını, kimlerle gezip tozduğunu, hangi kadınlarla sürttüğünü falan anlattı evet.

Bende aptal gibi dinledim sadece.

Evet Minho evet, güzel kadınlar.
Evet evet bence de onlar çok çekici oluyor.
Kesinlikle Minho, sana katılıyorum.
Kafanı sikeyim.

Düşünmek tekrar sinirlerimi bozarken yerimden kalktım. Sabredebilecek gibi değildi artık. Devam edecebileceğimi hissedemiyordum.
Önce telefonunu çıkarıp Seungmin'i aradım. İkinci çalışınca açtı.

Naber lan ?

İyiyim Seungmin, acelem var bir şey söyleyeceğim sadece.

Ne oldu söyle?

Barda mısın?

Evet...

Geliyorum.

Gel canım gel de, senin sesin pek hoş gelmiyor, hayırdır?

Anlatırım.

Anında kapatmış, derin bir nefes alıp zaten giyinmiş olmanın verdiği ekstra zaman ile hızlıca anahtarlarımı alıp evden çıkmıştım. Motorla mı gitsem yoksa taksiye mi binsem diye düşündüm birkaç saniye.

Motor mu taksi mi diye soracak olsanız Minho'nun beni sadece bedenim için seviyor olmamasını seçerim fakat motor daha tehlikeli olsa da zaman açısından iyi bir artıydı.

Ellerimi saçlarımdan geçirmiş, düşüncelerimden sıyrılıp motoruma atlamıştım. Ne kadar hız yaptım bilmiyorum, fakat bara varmam dakikalarımı aldı, çok az bir zaman diliminde önünde durduğum mekân şimdiden onun özlemi ile yanıp tutuşmama sebep olurken hemencecik inip anahtarlarımı pantolunumun cebine attım.

Hava serindi, üzerimde sadece düz lacivert bir tişört vardı.
Umursamadan girdim içeri, özellikle üşümek şuan düşüneceğim son şey falan değil. Kalbimi ısıtma zamanı.

Seungmin beni kapının hemen ardında bekliyordu. Buna şaşırmış olsam da onun gibi bozuntuya vermedim, hemencecik kolumdan tutmuş, beni kendisiyle birlikte bahçeye çıkarırken son anda durup;

" Salak,üşürsün." Dediği gibi içeriyi tercih etmişti.

Minho'nun gözlerinden uzak bir yer istesem de çok öyle olmadı.
Onu görebileceğim bir locaya geçince oturmuş, beni de yanına çekmişti. Hemencecik oturup arkama yaslandım.
Merakla bana bakıyordu.
Benden önce girdi söze.

" Ne oldu?"

" Söyleyeceğim ben her şeyi."

" Ne?"

Verdim Gitti  [HyunHo]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin