•31•

132 23 19
                                    


Şu mentali toplasam sık sık bölüm atacağım da işte...
Yine de zorlanarak da olsa yazıp attım, iyi okumalar.
----
Hyunjin
----

Gecenin bir yarısı hissettiğim sancı ile açtım gözlerimi. Minho yanımda sessiz sedasız uyuyordu. Yavaşça yerimde doğrulmuş, bir elimi karnıma koyarken ses çıkarmamaya özen göstermiştim. Bu aralar nedenini bilmediğim bir şekilde sürekli sancı çekiyordum, normalin üstündeydi bu.

Hafif hafif tedirginlik yaşarken Minho'yu uyandırmak istemedim. Zaten sürekli benimle ilgilendiği için yorgun oluyordu. Geceleri onu rahat bırakmak istiyordum en azından. Elimle yavaş yavaş karnımı okşarken sancının dinmesini diledim sadece.

Telefonumu çıkarıp saate bakmış, oldukça geç olduğunu görünce sessiz durmaya çalışmıştım. Fakat minik bebeğim bunun aksini istiyor gibiydi. Gözlerim dolarken birazdan bitip gidecek olduğunu düşünmeye başladım sadece. Bitecek ve uyuyacağım, bu kadar.

Fark etmeden parmağımı ısırdığımı acıyla anlayınca bu kadar şiddetli olduğunu yeni anlıyor gibiydim. O sırada yan tarafımdaki kıpırdanma Minho'nun uyandığını gösteriyordu.

" Hyunjin... Uyusana güzelim ne yapıyorsun sen?"

Uykulu uykulu yerinde doğrulurken ses etmememe karşılık bana dönmüş,
" Hyunjin, ne oldu? Neden gözlerin dolu senin? Parmağını neden ısırıyorsun?" Diye sormuştu saniyesinde telaş yapmaya başlarken.

" Hiç, hiçbir nedeni yok uyandım aniden o kadar. "

" Sancın mı var?"

" Hayır hayır, iyiyim uyuyalım hadi."

Tekrar uzanmaya yelteneceğim gibi yataktan çıkmış, yatağın ucuna bıraktığı tişörtünü aldığı gibi kafasına geçirirken, " Kalk gidiyoruz." Demişti bana dönüp.

" Ne? Nereye Minho?"

" Hiç iyi durmuyorsun sen. Hastaneye."

" Minho hayır gerçekten iyiyim uyu lütfen."

Yataktan çıkmama konusunda ısrarcıyken ağrılarım artmış gibiydi. Gözlerim tekrar dolarken yanıma gelmiş, ellerimden tutup beni yataktan çıkardıktan sonra ona tutunmam ile daha çok telaş yapmıştı.

"Hyunjin korkutuyorsun beni."

" İyiyim... Gerçekten."

Bun söylerken ister istemez ağlamam dışında hiçbir sorun yoktu. Hemencecik beni yavaşça kucağına almış, bir şey demeden aşağıya inmişti. Ne kadar onu durdurmak istesem de çabalarım boşa çıktı. Saniyesnde beni arayaba bindirmiş, telaşlı bir şekilde arabayı çalıştırıp hastaneye sürmüştü.

" Beni neden uyandırmıyorsun ki sen?"

" Minho yeterince yoruluyorsun zaten."

" O ne demek Hyunjin saçmalama lütfen, ciddi bir şeyse ya.. kaç dakikadır çekiyorsun sen bu sancıyı?."

" Yeniydi daha."

" Yalan söyleme bana."

Eli karnıma ulaştığı sırada bir eliyle direksiyonu kontrol ederken yavaş yavaş parmaklarını hareket ettirmiş, işin doğrusunu bildiği için bana kızgınken belli etmemeye çalışmıştı.
Şu durumda kızsa ağlayacak olduğuma emindi sanırım. Hoş, göz yaşlarım daha yeni yeni dinerken sancı tekrar kendini belli etmeye başlamıştı.

Yol bana gerçekten uzun gelirken Minho arabayı hemencecik park edip inmiş, ben kapıyı açmaya yeltenirken hızlıca açıp beni yavaşça tutup çıkarmıştı.

" Minho yürüyebilirim dur."

Telaştan nasıl hareket ettiğini bilmezken kolumdan ve elimden tutmuş, ısrar ettiğimi görünce yürümeme izin vermişti. Hastaneye girdiğimiz gibi çıkmayı umut ediyordum fakat işimiz hiç beklemediğim bir şekilde uzadı.

Doktor tam yanımda karnıma bakıp hâlâ incelemelerine devam ederken Minho telaşlı telaşlı oturmuş dizini titretiyordu. Bir yandan parmaklarımı tutmuş, benim sakin oluşuma da şaşırmıştı. Sakin miyim durgun mu anlamış değildim ki.

" Evet... Hyunjin, nasıl hissediyorsun kendini?"

Gösterilen müdahalelerden sonra biraz daha iyiydim, bu yüzden dürüstçe söyleyebildim.

" İyi hissediyorum."

" Sancın durdu mu peki?"

" Evet.."

Arkasına yaslanmış, ayak ayak üstüne atıp kağıdını kalemini kucağına indirirken Minho'nun sorusuna dönmüştü.

" Nesi varmış artık söyleyebilir misiniz?"

" Telaşınızı anlıyorum bay Min fakat sakin olmanızı rica edeceğim. Kızımız biraz hareketli sadece."

" Ne?"

Kızımız mı dedi o? Duyduğum şey şok olmama sebep olurken inatla kendini göstermeyen bebeğim sonunda bir iyilik yapmıştı demek! Minho hızla bir bana bir doktora bakmış, " Kız mı?" Diye sormuştu heyecanlı heyecanlı.

" Evet, sonunda kendini gösterdi minik prenses."

Sevinçten ölecek gibi hissetsem de yorgunluk yüzünden çok büyük tepki veremedim. Birkaç dakika bunun mutluluğu üzerine konuştular, ben dinledim sadece. Doktor birden ciddileşince ortamın rengi değişti.

" Şimdi gelelim bu sancıların bir diğer etkilerine. Bebek altıncı aya göre biraz fazla hareketli, bunun yanı sıra biraz tehlikeli."

" Tehlikeli derken?"

" Yani hamilelik biraz yorucu olacak senin için. Bebeğin anneyi zehirlemesi diye nitelendirdiğimiz birkaç durum var , henüz o evrelere girmiş değilsin, ama kendine çokça dikkat etmelisin. Aksi takdirde bebeğin yaşamı riske girer. Aynı zamanda senin de."

Duyduklarım beni tekrar üzerken doktor bir süre daha anlatıp durdu. Ne yapmalıyım, nelere dikkat etmeliyim, nelerden kaçmalıyım derken epey uzun bir konuşma gerçekleştirdi. Ben dinledim sadece. Başımı onaylamakla yetindim o kadar. Minho oldukça üzülmüş ve telaş yapmıştı. Gözlerinden anlaşılıyordu korkusu.

Kendimizi arabaya attığımızda yol bitene kadar ikimiz de konuşmadık, Minho bir süre düşünceli düşünceli yolu izledi durdu. Ben yanında oturmuş öylece önüme bakarken sesini duysam iyi olacaktı. Ama ne o konuştu ne ben.

Eve girdiğimizde de aynı durumun seyir edeceğini düşündüm. Birkaç dakika geçmeden Minho beni yatağıma götürmüş, üzerimi de örttükten sonra yanıma oturmuştu.

" Nasıl hissediyorsun?"

" Yorgun.."

Başımı yastığa koyarken söylediğim şeyden sonra karnımdaki elini yavaş yavaş hareket ettirmiş, " Hyunjin, nolur... Normalden daha çok dikkat edelim." Demişti sesindeki çaresiz tını kendini belli ederken. Başımı aşağı yukarı sallarken kafasını eğip konuşmaya devam etti.

" Ne sana ne ona bir şey olsun istemiyorum. "

" Minho, kötü şeyler söyleme."

Elini yüzüne çıkarınca ağlıyor mu diye düşünmeden edemedim. Yerimde doğrulmak istediğimde bana izin vermemiş, yavaşça yanıma uzanıp beni kolları arasına almıştı. Duygusal yoğunluğu çok ağır yaşadığımız bir gece oluyordu.

Bebeğin ve benim hayatım böylesine büyük önem taşırken bu saatten sonra daha daha dikkat etmemiz gerektiğini biliyordum. Bunu yapacağıma da emindim zaten. Minho birkaç dakika genel durumdan bahsedip bu süreden sonra benim yanımdan asla ayrılmayacağını falan anlatıp durdu. Sonra yavaşça birkaç öpücük verip uyumamı istedi. Onu dinledim.

Bu süreç daha yorucu olacaktı anlaşılan. Neyse ki yanımda Minho bar.

-----

Pat bebegi kaybettik iyi geceler hadi

Tabii ki boyle bir kotuluk yapmayacagim...😌💅🏾

Opuldunuz

Verdim Gitti  [HyunHo]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin