(İşlerim olduğundan dolayı biraz kısa oldu, bunu telafi edeceğim.)
(Alev'in anlatımıyla)
Gözlerimi açtığımda yatağımda yatıyordum. Ateş de duvara yaslanmış bir şekilde gözleri kapalı bir şekilde duruyordu.
"Ateş"
dediğim anda hafif irkilmiş bir şekilde gözlerini açtı ve yanıma doğru gelmeye başladı
"Söyle"
"Ne oldu bana? En son kantine gidiyorduk" dedim.
"Demir eksikliğin varmış, kahvaltı yapmadığın için bayıldın, şuan sana Demir veriyorlar"dedi.
Bu cümleyi bitirir bitirmez Demir odaya bir anda girdi.
"Noluyor lan?! Alev noldu?!"dedi.
Ateş eliyle yüzünün tamamını kapatıp yavaş yavaş elini aşağı doğru indiriyordu.
"Demir, abicim sen salakmısın? Ne diye baskın yapar gibi içeriye giriyorsun?!" Dedi Ateş.
"Sabahtan beri Demir eksikliği falan diyorsunuz, bende beni özlediniz sandım".
"Sen kapıyı mı dinliyorsun?"Dedim şaşkınlıkla.
"Yok be ne alakası var?" Dedi.
Ateş bana bakarak konuştu.
"Bu böyle dediğine göre dinliyor."
"Kahvaltıyı buradamı yapcaz?"dedi Demir.
"Serumum bitsin aşağıda yaparız, bu odayı görmekten sıkıldım."Dedim.
.....
Çok çabuk bitti serum, hemsireyi çağırdılar ve oda serumu çıkardı.
Ayağa kalkmak için haraketlendimki Ateş hemen yanıma geldi.
"Ben kalkabilirim"dedim.
"Hayır kalkamazsın"dedi ciddiligini bozmadan.
"Kalkarım"
Demir'e döndü ve konuştu
"Demir şu crocsları versene"dedi.
Demir de benim croslarımı Ateş'e verdi. Ateş de ilk önce benim ayaklarımı yataktan sarkıttı ve sonra eğilip giydirdi.
"Gerçekten bende giyebilirdim"dedim.
Ama cevap bile vermedi giydirdi. Sonra kalktı ve belimden tutup beni ayağa kaldırdı.
Sonrada koluma girdi. Demir de peşimizden geldi.
"Ağırlığını bana ver" dedi.
"Ya Ateş yürüyebiliyorum, bugün taburcu olacağım üstelik" dedim ama bana sert bakışlar attı.
"Ağırlığını bana ver dedim!"dedi.
Bende daha fazla dayanamadım ve agırlığımı ona verdim, bu ne biçim adam sarsılmadı bile ağırlığımdan.
Hastanenin yanında olan restoranta girdik ve ilk Demir konustu.
"Şimdi canlarım, siz bir yere oturun bende gideyim bize sipariş vereyim"dedi ve gitti
Bizde bir masa bulduk ve oturduk sandalyelere, sonra ben elime telefonumu aldım.
Siz; Anne sen evde misin?
Annem; Hayır tatlım, 1 hafta olamayacağım eğer istersen seni yanıma aldırabilirim.
Siz; Hayır gerek yok, benim okulum var biliyorsun ben kendim hallederim yemek işlerini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİNAYET
Mystery / ThrillerEski den kalma yaralarım hâlâ sızlıyordu ta ki İstanbul'a gelene kadar... İyi kötü başımdan bela eksik olmadı. Ama onlar herzaman beni bırakmadılar heleki Ateş Kara.