21.Bölüm; Ben Metres Değilim!

1 0 0
                                    

Gözlerimi açtığımda ilk gördüğüm şey beyaz tavanın ortasındaki avizeydi, sonra yavaşlıkla etrafıma baktım
Bilmediğim ama yumuşacık bir yatakta yatıyordum, kafamı sola çevirince o mis kokulu okyanus kokusunu sesli bir şekilde içime çektim, yüzümdeki tebessümle tekrar gözlerimi kapattım.

Birdakika, ne okyanus kokusu mu?!

Hızlı bir şekilde yatakta oturdum, solumdaki pencerenin önündeki adamı görünce yanaklarımın ısındığını hissettim.

Burası Ateş'in eviydi ve Ateş'in odasıydı, şimdi tekli koltukta oturmuş dudağının bir kenarı kıvrılmış beni izliyordu.

"Neye gülüyorsun?" Dedim.

"Az önce, yastığımın kokusunu içine çektin" dedi.

Yanaklarım dahada ısınınca kekeleyerek konuşuyordum.

"Ben nefes alamadığımi hissetmiştim ondan yani" bunu derken özellikle onun dışında her yere bakıyordum.

"Tabi tabi, bundan dolayı mı bana bakmıyorsun" dedi

Yatağa bakarak konuştum

"Ben..."

Oturduğu tekli koltuktan bir an da kalkıp beni kucağına almasıyla neye uğradığımı şaşırdım

"Ateş, napıyorsun?!" Dedim

"Ne yaptığım bence gayet açık"

"Nere götürüyorsun beni?"

"Görürsun birazdan" dedi ve merdivenlerden aşağı indik. Mutfağa doğru gidiyordu adımları.

"Benimde ayaklarım var yürüyebilirim, indir beni" dedim.

Dudağının bir kenarı kıvrıldı, beni mutfak tezgahına oturttu.

"Başka oturacak yer yokmuydu da, bura bıraktın beni, görende beni yemek sanar" dedim

Gözleri dudaklarımı buldu ve çapkın bir şekilde tebessüm etti, bu hareketi yutkunmama sebep oldu.

"Belki de öylesindir" dedi.

Heyecandan kalbim kuş gibi çırpınmaya başladı, ılık nefesi dudaklarıma çarparken benim de gözlerim onun dudaklarına kaydı.

Gözlerimi kapattım, dudaklarımı araladım ,evet onun beni öpmesini ölesiye çok istedim. Burnu benim burnuma deydi kafasını hafif yan yatırdı,  iki elim omuzlarını bulunca onunda elleri yüzümü buldu. Artık kendimi onu öpmek için iyice hazırlamıştım ki

Yine o telefon melodisi yüzünden gözlerimi açtım, Ateş'in telefonu çalıyordu.

Yüz kızartıcı bir küfürle benden usulca ayrıldı, telefonu açtı
Adeta gürlüyordu.

"Ne var Demir!" Diyerek bağırdığında, ilk defa bu kadar çok korktuğumu hissettim.

"Tamam, kapat geliyorum" dedi sakin bir ses ile, ben ise şaşkınca onu izlemeye devam ediyordum ki, tekrar bana döndü.

"Ben gidiyorum, sende bu evden bir yere çıkmıyorsun." Dedi.

"Nere gidiyorsun? Bende gelicem" dedim

"Gelmiyeceksin" dedi, hızlı adımlarla mutfak kapısından çıkıyordu ki, arkasından seslendim.

"Beni burada mı bırakacaksın?" Dedim.

Arkasını dönüp beni baştan aşağı süzdü.

"Doğru, unutmuşum" dediği gibi bana doğru yürüyerek beni kucağına aldı.

Bu sefer yatar gibi kucağına almamıştı, ayaklarımı beline doladım, kollarimı boynuna sardım ve ona sımsıkı sarıldım.

Ama hareket etmedi, yüzüne baktım.

CİNAYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin