İris Erguvan

83 12 8
                                    

Yaşadığım yıkımın sabahında Suna'nın zoruyla yataktan çıkartıldım. Kemiklerime kadar üşüdüğümü hissederek sıcak suyun altına girdiğimde gözyaşlarım da suyla beraber aktı gitti. Tüm gece ağladığımı düşünürsek kör olma ihtimalim yüksekti. Duştan çıktığımda ayndaki halime baktım. Uzun sarı saçlarıma. Mor göz altlarıma. Kemirilmekten yara olmuş solgun dudaklarıma. Sadece yirmi dört saat içinde solup giden hayatımın bir özeti gibi duruyordum. Vücudum Tuncay'ın eksikliğiyle sızlıyordu. Kendime sinirleniyordum. Kendi aptallığıma. Her şeyimle onun olmuştum! Kendimi ona öyle çok kaptırmıştım ki benim gibi bir kız çocuğuyla dalga geçtiğini anlayamamıştım bile. Bana doğruyu söylediği tek bir an var mıydı merak ediyordum.

Banyodan çıkıp salona geçtim. Suna benim için bitki çayı hazırlamıştı. Yanıma gelerek bana sarıldı.

"Nasılsın Polly?"

"Kendimi küçük aptal bir kız çocuğu gibi hissediyorum." Derken yeniden ağlama krizim tuttu. Suna beni daha sıkı sardığında kendimi bıraktım. Bu tam olarak ne zaman geçecekti?

"Tuncay'la konuşacak mısın?" Derken sesi temkinliydi. Bunu bilmiyordum ama Tuncay dünkü gibi benimle konuşmaya gelecekti.

"Konuşup bu işi bitireceğim." Derken sesim kararlılıktan çok uzaktı.

"Ama onu seviyorsun İris."

"Beni kandırdı Suna. Kendini belki de hiç olmadığı biri gibi göstererek hayatıma girdi. Ona aşık olmamı sağladı. Hepsi bir oyundu. Tuncay'ın kurmayı sevdiği oyunlardan biriydim. Beni hiç önemsemedi."

"Ona haksızlık etme. Hepimiz seni ne kadar sevdiğini gördük." Dediğinde Suna'ya sinirle baktım.

"Senin için, Samet'in insanların kanını temizliyor oluşu hiçbir anlam ifade etmiyor mu?"

Gözlerini benden kaçırıp kollarını gevşetti.

"Onunla buluştuğum gün bana bunu söyledi İris. Şirketi kurtarmak için bazı işlere bulaştıklarını ama artık yapmak zorunda oldukları için daha az yaptıklarını söyledi." Derken şaşkınlığım yüzümden okunuyordu. Samet Suna'ya dürüst davranmıştı. Peki ben neden bu dürüstlüğü hak etmemiştim ki?

"Onunla bir ilişki yaşamak isteyip istemediğimi sordu ben de düşünüp karar vereceğimi söyledim. Bana davranışı çok nazik. Romantik ve beni önemsiyor. Neden ona bir şans vermeyeyim ki?" Dediğinde hayretle ona baktım.

"Onlar katil Suna. O yüzden olabilir."

"Ama hiç kimseyi öldürmediler."

"Ölüleri temizlediler." Derken Suna kalbimle bir olup bana Tuncay'ı savunuyordu sanki.

"Gassallar da bu işi yapıyor." Derken sinirle gülümsedim.

"Tuncay sana ne kadar para verdi?"

Suna bana gözlerini devirdi. "Ben senin üzülmemen için söylüyorum İris. Tuncay sana bunu en başından söylemeliydi. Yaptığı şeyi tabiki de onaylamıyorum ama sen onu seviyorsun."

Kafamı sallayarak ayaklandım. Biraz yalnız kalıp düşünmeye ihtiyacım vardı.

"Gidip biraz koşacağım. Belki kafamı toparlarım."

Spor kıyafetlerimi giyerek kulaklığımı aldım. Dışarısı serindi ama üşütmüyordu. Yağmuru çağıran bir hava vardı. Sanki gri olmakla güneş açmak arasında gidip geliyordu. Kafamı kaldırıp göğe baktım. Annem olsaydı böyle bir durumda ne yapardı? Sorumun yanıtını verir gibi telefonum çaldığında arayanın babam olduğunu gördüm. Annem böyle bir durumda hikayesindeki kötü adamla evlenmişti. Kalbinin sözünü dinlemişti. O ölene kadar hep mutlu olmuştu. Babam beni önemsemese de annemi sevmişti. Telefonu sessize alarak bir müzik açtım ve koşmaya başladım.

İris'in Mavisi (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin