FİNAL

205 15 16
                                    

Beş yıl sonra...

"O elindeki telefonu hemen bırak bakalım ufaklık." Diyerek koridora çıkan Tuncay odadaki kızımıza seslenirken bir yerden de kravatını bağlıyordu.

"Kanalıma abone olmayı unutmayın!" Diye sesi gelen Ceylin'e gülümserken Tuncay sinirle mutfağa geldi. Ceylin yine oyuncak telefonuyla kendi canlı yayın oyununu oynuyordu.

"Sana bu kadar benzemesi beni çileden çıkartıyor!" Diye söylendi. Uzanıp onu öptükten sonra üzerini düzeltiyormuş gibi yapmaya başladım.

"Çileden çıkarken bile bu kadar yakışıklı olmayı nasıl başarıyorsun?" Dedim cilveli bir sesle. Tuncay beni belimden tutup kendine bastırdı.

"Eh bu da benim bu dünyadaki sınavım." Dediğinde saçlarını karıştırdım. Ukala.

Mutfak kapısından kafasını uzatan Ceylin koşup yanımıza geldiğinde Tuncay onu kucağına aldı.

"Baba Orhan Dedem için pasta yapabilir miyiz? Annem bunu senin seve seve yapacağını söyledi. Annem güzel yapamıyor. Lütfen seninle yapmama izin ver." Diye yakındı Ceylin. Kolunu sıkarak kaşlarımı çattım.

"Ceylin bu söylediğin hiç hoş değil." Dedim somurtarak. Yarın babamın doğum günüydü.

"En son Suna Teyzem ve Samet Amcam için hazırladığın pasta çok kötüydü." Diyerek burnunu tutup sıktığında Tuncay da kıkırdada. Bir yıl önce evlilik yıldönümleri için yaptığım pastadan bahsediyordu. Kötü değildi sadece internette gördüğüm değişik bir tarifti. Belki de kötüydü bilemiyordum.

"Çok bilmiş!" Dedim.

"Eğer bugün kreşte uslu durursan söz yapacağız." Dedi Tuncay onu yere indirirken. Ceylin kreşte biraz yaramaz davranıyordu. Öğretmenleri onu çok sevse de bazen sınırını aşıyordu. "Hadi gidip çantanı al."

Ceylin odadan çıktığında Tuncay yavaştan büyüyen karnıma dokundu. Oğlumuzun gelmesine dört ay vardı ama o şimdiden deli gibi heyecanlıydı. Yerden peçete bile aldığımı görse ortalığı ayağa kaldırıyordu.

"Hamilelik sana çok yakışıyor."

"Bu görüntüme iyi bak o zaman ihtiyar bir daha göremeyebilirsin." Dedim iki çocuğun benim için yeterli olduğunu ima ederek. Ceylin çok uslu bir bebekti ama büyümeye başladığında işler o kadar da kolay olmamıştı.

"Mızıkçılık yapma Tanrıça. Beni bundan mahrum bırakamazsın." Diyerek arkasını dönüp mutfaktan çıkarken yerde duran kolilere çarptı. Söylenerek ceketini almaya gittiğinde kısık sesle kıkırdadım. Tuncay geçen ay bana sürpriz yapıp anneannemin yanındaki villayı satın aldığında yavaş yavaş toplanmaya başlamıştık. Kısa zamanda da taşınmayı düşünüyorduk. Oğlumuz Tuna doğduğunda Tuncay'ın bu dairesi bizim için yeterli olmayacaktı.

"Anne, okula bu deniz kızı bebeğimi götürebilir miyim?" Diye sordu Ceylin çantasını sürükleyerek odasından çıkarken.

"Hayır." Dedim net bir tavırla. Öğretmeni okula oyuncak getirmenin kesinlikle yasak olduğunu söylemişti. Çocuklar oyuncak paylaşımında pek cömert değildi anlaşılan. Ceylin oflayıp geri odaya girdi. Tuncay yatak odasından çıkarken telefonundan kafasını kaldırıp bana baktı.

"Kamuran Annem ve Yasemin bugün sana yardıma gelecek. Yasemin'in bugün stajı yokmuş." Dedi ve kapıya yönelip "Ceylin, çık artık odandan." Diye söylendi. Sonra bana dönüp parmağını kaldırdı.

"Sakın kendi başına bir şey yapmaya kalkma."

Ceylin oyalanarak gelip kapıya çıktığında ben de onların bu haline gülümsedim.

İris'in Mavisi (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin