İnci
Büyük boy aynasının önünde kıyafetime ve kendime çeki düzen verirken Çetin aniden,"Gelmekte emin misin?"diye sorunca ellerim elbisemde öylece kaldım. Başak'ı ve Kaplan'ın iyi durumda olduklarını kendi gözlerimle görmek istiyordum. Ve...Başak'ın da modellerden biri olacağını düşününce oraya gitmek için haklı sebeplerim vardı.
"Evet,oldukça eminim. Yoksa gelmem seni rahatsız mı ediyor?"diye sordum gözlerimi onun üstüne dikerek.
"Hayır, Güvenlik açısından demiş..."diyeceği sırada,"Sen hem çok düşünceli,hem de çok ateşli bir kocasın,"dedim sözünü keserek."Özellikle de böyle gülümseyince,"diye devam ettim sımsıcak gülüşüne bakarken.
"Sende ama şu an işimiz var,değil mi ay taşı? Yani bu tatlı flörtleşmeyi bir kenara bırakmalı ve çok önem farz eden işimizi yapmalıyız,"dediği sırada kollarımı sırtına doladım. O da bana.
Onunla konuşmak,onun yanında olmak ya da en azından onu düşünmek bana iyi gelen şeyler arasında ilk sıralardaydı."Kocacığım.."diye mırıldandım.
Tuna
Allığı yanak ve burun çevreme sürerken önüme dökülen kahve saç tutamlarını sol elimle çektim. Makyaj yapmayı pek tercih etmezdim ama yüzüm biraz solgundu ve bunu belli edip Bertuğ'u endişelendirmek istemezdim. Ayrıca bayağı da doğal duruyordu. Bertuğ kapıyı aniden açınca yerimden zıpladım."Şu kapıyı tıklatmayı hiç öğrenmeyecek misin?"diyerek kollarımı göğsümün altında birleştirdim. Bir gün yanlış bir zamanda açacaktı ve olan olacaktı.
"Pardon,ne yapıyorsun?"diye sordu kıyafetime boylu boyunca bakarken. Gözlerinin kalçama kaydığını görünce,"Ne yapıyorsun seni sapık?"diye ellerimle arkamı kapattım.
"Çok güzel olmuşsun,"dedi mutluluk dolu gözlerle. Mutlu bir gülümsemeyle ona karşılık verdim. Ama bugün bize her türlü şey olabilirdi ve günün sonunda ağlıyor olabilirdik. Bu düşünceyle ürperdim. Herhangi birimizin zarar görmesi ihtimalinde orada ne yapabilirdik ki? Bir liderin,en az babam kadar güçlü bir liderin evinde ne yapabilirdik?
O an gerçekten delice bir şey yaptığımızı fark ettim. Öte yandan hamile bir kadını de yanımızda bu delice göreve götürüyorduk.
Sanırsam yapabileceğim tek şey iyi olacağımızı umut etmekti.
★★★★★★★
Kocaman,ışıklı,bol süslü ve babamın evine benzeyen büyük bir salondaydık. Etrafımız çok şık giyinmiş,saygın ve güçlü olduğunu tahmin ettiğim insanlarla doluydu. Tanıdıklarım kadar daha önce hiç tanışmadıklarım da vardı. Bir garson bana yaklaştı. İçinde şampanya olan bardakları elindeki gümüş tepside taşıyordu."Teşekkürler,içki içmiyorum."
Kafasını eğerek selam verdi ve başka insanlara yürüdü. Omzumda parmaklar hissettiğimde aynı anda arkama döndüm. Herhalde dünyanın en koyu tonu olan yakışıklı bir erkek beyaz takımının içinde bana bakıyordu. Meriç Yıldırım'dı elbet."Burada ne işin var?"
"Defilenin stilisti benim,"diye açıkladı."Başak seninle konuşmak istiyor. Gelecek misin?"
Yüzüne ilk önce bön bön baktım ama sonra onu takip ettim. Beni salondan çıkardı ve bir odaya getirdi. Başak'ın da olduğu bir odaya. Meriç çıkarken onun kelimelerle anlatılamayacak kadar güzel giyinmiş olduğunu görünce dilim tutuldu.
Kırmızı parlak elbisenin kalçaya kadar olan yırtmaçı ve derin dekoltesi,gümüşi eldivenleri ve çok uzun aynı renk topukluları,kıvır kıvır olan siyah saçları,gümüş takıları ve kırmızı makyajı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cici kız 2: Yeraltının Parçalanışı
ActionCici'nin fedakarlığı işe yaramış mıdır? Ailesi kurtulabilmiş midir? O adamlar kimdir? Öte yandan Çetin ne yapacaktır? Onları kurtarabilecek midir? Yeraltı yavaş yavaş acımasız ve güç manyağı bir liderin yönetimi altına girerken ne yapacaklardır? Ken...