Çetin
Muhtemelen Bertuğ,Tuna ve İnci'nin Hilal ve Atakan'ı yakaladığını düşünerek Mel'e baktım. Çok iyi ve mutlu hissediyordum. Üstümde bir yük kalkmış gibiydi. Bugün evime gidecek ve günler sonra rahat bir uyku çekebilecektim.
Çünkü bugün Kayahan'ın cehennemiydi.
Kayahan elindeki silahı Mel'e doğrulttuğunda ikimiz birbirimize bakarak güldük."Gerçekten mi?"dedi Mel."Yeraltı'nın liderlerinden biri o silahın içinde sadece beş kurşun olduğunu ve onların hepsini Çisil'in üstüne boşaltmış olduğunu anlamayacak kadar salak mı?"dedi alayla. Sonra ekledi."Pardon,benim hatam. Eski lideri demek istedim."Gözleri tehlikeli bir şekilde parladı."Bilirsin,ölüler lider olamaz. Ve ölecek olanlar da."
Yanındaki adamının kafasına sıktım. Ardından Mel'e döndüm."Son dokunuşu ben yapabilir miyim Madam Mackenzie?"
"Buyrun,"dedi eliyle bana Kayahan'ı göstererek. Kayahan'ın ölümü konusunda heyecanlı ve çok aceleciydi.
Silahıma Mel'in özel yapım kurşununu yerleştirdim ve kalbine doğrulttum. Tam parmağım tetiğe baskı yapacakken,"Acele işe şeytan karışır,"diyen bir kadın sesi duydum. Papatya Gümüş'tü.
Mel,"Şeytan tam karşımızda duruyor,Papatya,"dedi bağırarak."Hatta az sonra onu cehennemine uğurlayacağız. Kocan ölürken izlemek ister misin?"
Papatya ağlıyormuş gibiydi."Kocamı öldüremeyeceksiniz,sizi pislikler!"diye bağırdı. Omzumun üzerinden onun bir silah tuttuğunu gördüm. Ama eli zangır zangır titriyordu. Bu da hedefi kaçıracak demek oluyordu. Silahı ateşleyecekken yere yığıldı. Arkasından Ayça çıktı. Elinde bir taş vardı."Kapa çeneni,Anne. Bugün o adam ölmeli ve ölecek de."Bize baktı özür diler gibi ve annesini dışarı çıkardı.
"Neyse biz işimize devam edelim,"dedim ve önüme döndüm.
"Siz yalancı pisliklerden başka bir şey değilsiniz,"dedi Kayahan."Panzehri bana vereceğinizi.."
Mel onun yanındaki duvara sıktı. Kayahan sesini kesti."Oradan bakınca sana blöf yaptığımız hiç belli olmuyor mu yoksa yaşlılıktan beynin mi sulanmaya başladı?"dedi Mel sertçe.
Kayahan'ın gözleri büyüdü ve dişlerini sıktı. Çenesini o kadar kasmıştı ki çenesi patlayacak gibi duruyordu."Yani o zehir falan değildi,"diye kendine fısıldadı."Sadece blöftü."
"Ve sen blöfümüze düştün,"diyerek gülümsedim."Gerçekten ölüm neden seni bu kadar korkuttu? Senin gibi bir narsistin ölümden korkması çok saçma sonuçta eğer bir katil olmak istiyorsan ilk önce ölümle arkadaş olmalısın,değil mi?"
Tam o anda üstüme duvarlar yıkıldı. Üstümüze. Uzun süre gözlerimi açamadım tozla dumandan. Ama duman nasıl olabilirdi ki?
Turuncu kıvılcımları görünce her şey daha da anlamlaştı. Birisi evi yakıyordu ve biz hareket etme kabiliyetimiz olan bir durumda değildik.
Kayahan'ı yakmak isterken bir kül olacaktık.
"Buna izin veremem!"diye bağırdı Mel ve kulağını yere vurdu. Kulaklığını çalıştırmaya çalışıyordu ve başarılı da olmuştu."Birisi buraya gelsin ve bizi bu durumdan kurtarsın,"diye emretti ama karşı tarafın söylediği şeylerle dondu korkuyla. Sessizce küfür etti.
"Mel,ne oluyor?"
Baktığı yerden bakışlarını ayırmadan,"Saldırı altındayız,"dedi bariz bir korkuyla."Çetin,biz bittik. Bu bir son. Öleceğiz."
"Hayır,"dedim ona cesaret göstermeye çalışarak."Bu bir son değil. Göreceksin."
Aslında bende aynı korku ve çaresizlik içindeydim ama Mel'e yalan söyledim. Çünkü bazen toz pembe yalanlar en ummadığımız anda yardım ederdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cici kız 2: Yeraltının Parçalanışı
ActionCici'nin fedakarlığı işe yaramış mıdır? Ailesi kurtulabilmiş midir? O adamlar kimdir? Öte yandan Çetin ne yapacaktır? Onları kurtarabilecek midir? Yeraltı yavaş yavaş acımasız ve güç manyağı bir liderin yönetimi altına girerken ne yapacaklardır? Ken...