14. Bölüm'Lider'

11 2 2
                                    

Cihazı elime aldım ve parmaklarım şifreyi kendiliğinden yazdı. Babamla çok yakın olmamam onu tanımadığım anlamına gelmiyordu. Babam her ne kadar kalpsiz bir canavar olsa da anneme çok değer verirdi ve neredeyse her şeye evlilik tarihlerini koyardı. Bu da öyle olmalıydı. Ve öyleydi de.

Bomba imha edilmişti. Sırada hepsini cehenneme göndermekte.

"Zeki bir kadınsın,"dedi Kayahan."Ama şeytanla oynayabilecek kadar değil."Kaşlarımı çattım."Bu bombanın sadece seni oyalamak için olduğunu anlayamadın mı?"

Yumruklarımı sıkarak yakasına yapıştım. Öfke içimden fırtına gibi akıyordu. Ve sözcükler öfkemi serbest bırakmak için yeterli değilmiş gibi geliyordu.

Çetin

Neredeyse Mel'e sıkacak olan adamı silahımla vurunca Mel bana teşekkür eden gözlerle baktı. Uzun dakikalardır Kayahan'ın adamlarıyla uğraşıyorduk. Ve bitecek gibi değillerdi. Çağatay'ın desteğiyle olsa da onca adamla uğraşmak zordu.

Ve bizi bu kadar adamla oyaladığına göre iyi bir planı olmalıydı. Mel'e döndü bakışlarım."Gidip bir içeriyi teyit edeceğim,"diyerek haber verdim ve adımlarımı içeri yönelttim. Herhangi bir kurşuna denk gelmeden içeri girmek zordu ama yine de içeri girebildim.

Gördüğüm manzara beni tökezlettirdi.

Atakan yerde bir kan gölünün ortasında yatıyordu. Yaşıyor muydu emin değildim. Başak ise gözü dönmüş bir ifadeyle yerde Kayahan'ı tekmeliyordu. Hızlı ve sert adımlarla yanına gidip babasını yumruklamasını engelledim. Gözlerinden büyük bir öfke taşıyordu. Onu durdurduğum için bana açıkça kızgındı.

"Bak,"dedim onu sakinleştirmesini umduğum bir sesle."Ona kızgın olduğunu biliyorum ama onu öldürmen işleri daha iyi yapmayacak."Öfkesi silikleşti."O cezasını çekecek,söz veriyorum."

Kafasını salladı ve kanlanan ellerini siyah pantolonuna silerek benle birlikte ayağa kalktı. Siyah tutamları terden alnına ve boynuna yapışmıştı. Çok yorgun görünse de içinde hala yanmakta olan bir ateş vardı.

"Şimdi sırada ne var?"Elleri yumruklara dönüştü. 

Derin bir nefesi ciğerlerime çekerken buldum kendimi."Dışarıdaki adamları muhtemelen Mel ve diğerleri halletmiştir."Durdum ve kulaklığıma bastım."Herkes beni dinlesin. Dışarıdaki adamlar bittiğinde içeri girmek yerine çıkış yollarını kapatın. Kaçmalarını engelleyeceğiz ve onları tek tek yakalayacağız,"diye komut verdikten sonra Başak konuşmaya başladı."Az önce Pars dışarı çıktı. Onu yakalamaları gerek. Tuna'ya zarar vermeye kalka.."Sözleri ani bir gürültüyle kesildi.

Arkasına,gürültünün daha doğrusu devrilme sesinin geldiği yöne bakışlarımı çevirince bir süre ne olduğunu idrak edemedim. Bir varil yere kasıtlı olarak devrilmişti ve içinden renksiz,berrak bir sıvı yere yayılıyordu."Kahretsin,"diye mırıldandım."Bu benzin ve bu demek oluyor ki biri ya da birileri bizi yakmak istiyor."

"Doğru tahmin,kaybeden."Bakışlarımız aynı anda yukarıya tırmandı. Hilal yüksekteki kattan bize sırıtıyordu. Benzini o dökmüştü ve elinde bir çakmak vardı.

Bütün kaslarım gerildi. Hareket etme fonksiyonum elimden alınmış gibi,heykel gibi donmuştum. Beynim kurtulmak için bir yol arasa da içimden bir ses burada bir çıkış olmadığını çığlık çığlığa bağırıyordu.

Hilal yukarıdan gülümserken elindeki çakmağı yaktı. Alev sanki az sonra olacağımız durumun bir ön gösterimini yaparken Başak bir noktaya baktı,ardından o noktaya koştu. Gözlerimle onu takip ederek Hilal'in durduğu kata çıkan merdivene çıktığını fark etmemle silahımı ona attım. Silahı sıkıca tuttu ve merdivenden çıkmaya devam etti.

Cici kız 2: Yeraltının ParçalanışıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin