12. Bölüm

12 3 0
                                    

Yeni bölüm sizlerle. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Iyi okumalar;)
.
.
.

Arabayla yolda gidiyorduk ve Tugay hâlâ nereye gideceğimizi söylememişti. En sonunda büyük bir villanın önünde durdu. "Burada ne yapacağız?" Bana baktığında "Burası benim çocukluğumun geçtiği ev yani annem ölene kadar." Beni evlerine mi getirmişti. Evin dışı beyaz ağırlıklıydı.

Arabadan indikten sonra evin giriş kapısına doğru yürürken "Eve annem öldükten sonra hiç gelmedim, hiçbir şeyin yeri de değişmedi, yani babam istemedi, bizde İstanbul'a taşındık. "Kafamı salladigimda "içeriye nasıl gireceğiz." Kapıya geldikten sonra cebinden bir anahtarlık çıkardı. Anahtarlık papatya şeklindeydi. Kapıyı açtıktan sonra içeriye ilk adımı ben attım. O ise geride kaldı.

Elimi uzatıp "Yapabilirsin.", elimi tuttuktan sonra ilk adımını attı. Sağ tarafta salon vardı. Her yer tozluydu ve koltukların üstü örtülüydü. Salonun karşısında çok geniş bir mutfak görünüyordu. "Benim odam yukarıda." Elini tutmaya devam ederken merdivenleri çıktık.

Yukarıda bir sürü oda vardı. Tugay önden giderken üçüncü kapının önünde durdu. "Burası mi senin odan." kafasını sallayıp elini kapının kulpuna götürdü. Yavaşça açtığında arkasından gördüğüm kadarıyla odaya baktım.

Yavaş adımlarla içeriye girdiğinde arkasından bende girdim. Oda genişti sağ köşede küçük bir yatak vardı. Çocukken buradan taşındıkları içindi büyük ihtimal. Odanın ortasında durduğumuzda odayı incelemeye başladım. Buyuk bir gardolap, bir kutudan fazla oyuncak araba, orta buyuklukte bir çadır vardı ve içinde de arabalar vardı.

Başımı kaldırıp tavana baktığımda gökyüzü gibi masmavi idi ve beyaz bulutlar vardı. "Tugay odan gerçekten çok güzelmiş." Buruk bir gülümsemeyle bana baktığında "Tavanı annemle beraber boyanmıştık sonrasında babamda gelmiş kalanı da onunla boyanmıştık gece uyumadan önce hep tavana bakardım öyle uydurdum." Bende tavana bakardım ama uyuyamadığım için. Çadırı gösterip "Burda oyun oynardık." Bakışlarım çadıra çevirdim.

Tugay yatağın başına oturmuş bana bakıyordu "gel yanıma otur." Yanına gidip oturdum. Elindeki anahtarlığı bakarken"Bir anısı mı var ?" gözlerini anahtarlıktan ayırmadan

"Annem en çok papatyaları severdi, saf ve zarif bulurdu papatyaları." Gözlerini gözlerime çevirdiğinde "Sende papatyalara benziyorsun zarif ve güzelsin ." Kollarımı açıp ona sarıldım.

"Bana diğer odaları da göstersene." Ayağa kalktıktan sonra kapıyı kapatmadan son bir kez daha odaya bakıp kapıyı kapattı.

Bütün odaları gezdikten sonra arabaya geçmiştik. Arabanın içerisinden eve bakıyordu. "En azından güzel bir çocukluk geçirmişsin, bak bana bir çocukluğum bile yok, kimseyle tavanımı boyamadım, çadırda oynamadım, çok arkadaşım bile yoktu." Evden gözlerini ayırıp bana baktığında

"Şimdi yaparız o zaman tavanı boyarız, çadır alır, kurarız ve daha birçok şey yapabiliriz birlikte sen yeter ki iste." Gözlerine baktığımda yüzümde buruk bir tebessüm oluştu."Teşekkür ederim, iyi ki varsın." Kollarını bana sardiktan sonra "Ben her zaman yanındayım." Bende kollarımı ona sardım.

Bungalovumuza geçtikten sonra akşam hep birlikte yemek yiyeceğimiz için hazırlanmaya başladık. Tugay hazırlandıktan sonra sigara içmek için dışarıya çıkmıştı. Bende ne giyeceğine karar verdikten sonra saçlarımı yaptım. Makyajımı tamamlayacağım sırada Tugay içeriye girdi. Duvara yaslanıp beni izlerken "Neden öyle bakıyorsun?" Gülümseyip "Hayranım sana her gün daha da güzelleşmeyi nasıl başarıyorsun." Utanarak "Abartma Tugay ya her zamanki halim değişen birşey yok." Kafasını salladiginda "Hayır sen ne kadar güzel olduğunu fark edemiyorsun." Makyajım da bitmişti.

İntikam Anlaşması Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin