23. Bölüm

7 4 4
                                    

Yeni bölüm sizlerle. Hepinize iyi okumalar. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın;)
.
.
.

Kapı açıktı. İçeriye girdiğimde Mine dizlerinin üzerine çökmüş, ağlıyordu."Mine, güzelim." Koşarak yanına gittim. Oysa beni duymuyor sadece ağlıyordu. Elimi omzuna koyduğumda sıçrayarak bana baktı. "Mine, niye buraya geldin güzelim?" Çaresizce kafasını salladı. "Olmuyor Tugay. Kendimi çıkmaz bir sokakta gibi hissediyordum." Yutkundum.

Elim omzunun üzerinde iken yere çöküp kollarımı açtım. "Gel buraya. Herşey geçecek." Korkuyor gibiydi. Korkmasın diye "Canımın içi. Ben burda iken sana kimse birşey yapamaz." Çekinerek bana sarıldığında onu içime sokmak istedim. Orda kalsın, kimse ona zarar vermesin, kimse ona ulaşamasın istedim.

Saçlarının kokusunu içime çektim. Ağlamaya devam ediyordu. "Geçti güzelim. Her şey geçti. O bir daha gelip seni rahatsız edemez." Elimle sırtını sıvazladım. "Ge-gelmez değil mi?" Sesi titriyordu. Kafamı salladım. "Gelmez." Ağlarken gülümsediğini hissettim ve geri çekilip yüzüne baktım. Korku dolu bakışları biraz daha rahatlamış görünüyordu.

"Gel, gidelim burdan." Bakışları salonda gezindi. En son beni bulduğunda "Gidelim." Ayağa kalkıp elimi uzattım tutması için. Tereddüt etmeden elimi tuttu. Evden çıktıktan sonra kapıyı kilitleyip anahtarı aldım. Ki bir daha buraya gelip üzülmesin.

Onu odama çıkardıktan sonra uyuması için başında beklemeye başladım. Gözleri kapalıydı ama arada açıp bana bakıyordu. Uyuyamıyordu. "Güzelim." Gözlerini açtı. "Uyuyamıyorsan seninle yatabilirim." Bir süre tavana bakıp düşündü. Cevap vermesi için bir süre bekledim. "Tamam, gel." Koltuktan kalkıp yanına gittim. Yorganı açıp yatağın içine girdim.

Sırtımı yatak başlığına yaslayıp ona baktım. "Göğsümde uyumak ister misin?" Onun isteği dışında birşey yapmak istemiyordum. Kırılacak bir cam gibiydi. Zaten camın her tarafı çatlamıştı ve onu parçalara ayıran ben olmak istemiyordum. O camı çatlatan babası olacak kansızdı. Ama hâlâ bir bütün halinde duruyordu. Güçlü kızım benim.

Yatağın içinde kıpırdanıp başını göğsüme koydu. Yüzümde bir gülümseme oluştu. Her zamanki gibi bir bacağını üzerime attı. Uzunca bir süre yüzünü izledim. O ise bir süre sonra uykuya yenik düşüp uyumuştu. Düzenli nefes alıp veriyordu. Uyurken de çok masum ve güzeldi.

Onu uyandırmamak için hareket etmemeye çalışıyordum. Uykusu artık eskisi gibi derin değildi. Ufacık bir ses duyduğunda irkilip uyanıyordu. Duvardaki saat beşe gelirken gün ağarmaya başladı. Saat yedi iken Deniz yazdı Mine'nin durumunu öğrenmek için. Sonrasında Sare ve Derin de aradı. Telefon sessizde olduğu için o uyanmamıştı.

Saat öğlen on ikiyi geçerken Mine uyandı. Saate baktığında şaşkınlığını gizleyemeyip "Ben bu kadar uyudum mu gerçekten?" Kafamı salladım. "Ve beni uyandırmadan böylece durdun mu?" Yine kafamı salladım. Yatakta doğruldu. "Keşke uyandırsaydın."

"Uyandıramazdım. Zar zor uyurken nasıl sana kıyıp da uyandırabilirim ki?" başını öne eğdi. "Güzelim benim, ben halimden memnunum. Ama açım da bence güzel bir kahvaltı fena olmaz." Kafasını salladı. Ayağa kalkıp "O zaman ben mükemmel kahvaltımızı hazırlar iken sende elini yüzünü yıka gel." Gülümsedi. O dudaklarının yukarı kıvrılması, gözünü kısışı, yanağında oluşan o çukur... Hayır, hayır şuan sigara içemem.

Daha fazla durmadan mutfağa gidip kahvaltı için birşeyler hazırlamaya başladım. Sucukları pişirildikten sonra yumurta kıracak iken aşağı indiğini fark ettim. Ama içeriye girmedi. Kapının eşiğinde bekliyordu. Belki de beni izliyordu. Bir süre beni izlemesine izin verdikten sonra yüzümü ona dönmeden "Daha ne kadar ayakta dikileceksin?" Şaşırdı. Oysa kokusu ondan önce geliyordu. Yasemin...

İntikam Anlaşması Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin