Yeni bölümle geldim. Hepinize iyi okumalarrrr. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın;)
.
.
."Senin ne işin var burda." Ayağa kalkıp karşıma dikildi. "Anlatmayacağım mı sandın. Beni bu kadar aptal görmen üzdü." Kaşlarımı çatık bir şekilde "Neyi anladın?" Sırıttı. "Annene saldırıyı sen düzenledin." Birşey söylemedim. "Niye susuyorsun? Suçlusun çünkü."
"Inkar etmem neyi değiştirecek? inanmışsın bir yalana inkar etsem ne olacak söylesene bana ben yapmadım desem ne olacak." Çok sakin ve endişesiz çıkmıştı sesim. "Yeter bu kadar." Arkamdaki adama işaret etti. Iki adam kollarımdan tuttuğunda kurtulmaya çalıştım.
Son çarem Tugay'a sesimi duyurmaktı ama kafama vurulan sopa konuşmama zaman tanımlanmıştı.
Tugay
Kalktığımda Mine yanımda değildi. Mutfağa baktım. Yoktu. Salona baktım . Yoktu. Gözlerim dış kapıya takıldığında sonuna kadar açıktı. "Hayır, hayır umarım düşündüğüm gibi değildir." Dışarıya çıkıp bahçeye baktım. Yoktu. Içeriye koşup güvenlik odasına girdim ve kayıtları geriye sarıp izledim.
Mine aşağıya iniyor o sırada o kansızı salonda görünüyor. Bir kaç dakika konuştuktan sonra adamlar Minemi kollarından tutuyor. Evden çıkmadan sanki Mine bağıracak gibi oluyor ama kafasına gelen sopa yüzünden…
Ellerimi saçlarıma geçirdim. "Ben nasıl uyurum, nasıl fark etmem gittiğini?" Derin nefesler aldım. Sakın kalmaya çalıştım. Ama hiç mümkün değildi. Masanın üstündeki herşeyi yere fırlattım. "Orospu çocuğu bu sefer gördüğüm yerde öldürmezsem bana da Tugay demesinler." Üzerime kıyafetlerimi giydikten sonra Halil'i arayıp araçların plakasına bakmasını istedim.
Gidebilecekleri bütün yollar üzerindeki kamera kayıtlarına ulaşmalıydım. Çalışma odasına geçip çalışmalara başladım. Bir süre sonra Halil aradığında tahmin ettiğim gibi plakalar sahteydi. Başımda tarif edilemez bir ağrı vardı.
Deniz'i arayıp bütün olanları anlattığımda hemen yola çıkacağını söyledi. Akşama doğru Deniz gelmişti. Kameraların birkaçına erişmiş diğerleri için uğraşıyordum. "Abicim ben anlamadım. O kaçırılırken sen ne yapıyordun?" Sinirle elimi masaya vurdum. "Uyuyordum amk uyuyordum. Insan hiç mi farketmez gittiğini." Başını bilgisayardan kaldırıp "Fark etmiyorsun işte bir anda yok oluyorlar." Kafamı geriye attım.
"Yok amk kameralar bir yerden sonra bitiyor. Pezevenk nereye götürdü kim bilir kızı?"
"Kızlar biliyor mu peki?" Kafamı salladım. "Ne diyeceğim abicim ben uyuyordum arkadaşınız da kaçırmışlar ruhum bile duymadı mı diyeceğim?" Telefon. Aninden ayağa kalkıp koşarak yukarıya çıktım. Mine'nin telefonu Komidinin üzerindeydi. Telefonu alıp hemen aşağıya indim.
"Nereye gittin aniden." Telefonu ona gösterdim. "Burdan arıyordu Mine'yi. Numaraya bakalım. Belki buluruz." Bir süre sonra telefon sinyalinin bir yerden geldiğini bulmuştuk. "Umarım buradasındır Minem." Adamları toplayıp sinyali geldiği yere doğru yola çıktık.
Mine
Yüzüme çarpılan suyla sıçradım. Gözümü açıp etrafa baktım. Hava karanlıkti. Babam konuşmaya başladığında "Bu kadar saattir uyanmayınca öldün sandık kızım." Kaşlarım çatık bir şekilde ona baktım. "Bana kızım deme ben senin kızın değilim." Kalbini tuttuğunda "Kırıldım ama." Sesini yükseltti.
"Şimdi esas konuya gelelim. Annene sen mi saldırı düzenlettin." Birşey söylemedim. Söylesem de zaten inandığı şeyi üsteleyip duracaktı. "Konuşsana kızım dilini mi yuttun?" Yine birşey söylemeden yüzüne baktım. Yanıma gelip çenemi sertçe kavradı. "Konuş yoksa ben seni konuşturmasını bilirim. Bilmezsin sen ama çok güzel yöntemlerin vardır." Derin bir nefes aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Anlaşması
Teen FictionAilesi tarafından hiç sevilmeyen bir kadın ve ona başından beri aşık olan adamin, kadının ailesinden intikam almak için anlaşması. Kitapta +18 ve sizi kötü etkileyebilecek şeyler mevcuttur.